Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 02.03.2022 16:57

Putinizm Fenomeni

Facebook Twitter Linked-in

 

Sağlığımı ve imkanlarım el verdikçe okuyup, araştırıp gazeteyi ve okuyucuları yazısız bırakmamaya çalışıyorum. Eh artık yaşlanıyoruz aziz dostlar. Bu saatten sonra dünyadakilerden de hayattan da bir beklentimiz bari son nefesimize kadar insanlığa katkımız olsun deyip devam ediyoruz yazmaya. Hadi başlayalım mı?

Efendim dün akşam zoom üzerinden canlı yayın yapan Akademix Ankara adlı grubun “stresle baş etme yöntemleri” adlı programı takip ettim yarım saat kırk beş dakika kadar. Klinik psikolog İrem Killi mesleğinde uzman psikolog olabilir ama eğitim ve seminer gibi konularda kendini daha fazla geliştirmesi gerekiyor. Zamanla tecrübesini artıracağı kesin, zira o potansiyel kendisinde var. İşin gerçeği bendeniz de işim gereği stresle ilgili bir hayli eğitimlere katıldım ama bu genç akademisyen hanım kardeşimizden dinlemiş olduk bir kere daha. 

Sunumun sonlarına doğru yayından çıkıp bir arkadaşın gönderdiği tweetteki youtube yayınına göz attım. Usta gazeteci Cüneyt Özdemir’in videoda anlattıkları ilgimi çekti. Özdemir Putin öncesi Rusya ve Putin’den günümüze değin yaşananları anlatmış arşiv belgeleriyle. Putinizm de onun benzetmesi ve taşı gediğe koymuş tam anlamıyla. 1917 Bolşevik ihtilaili başlayan SCCB Rusya’sını, başka bir ifadeyle Stralin Rusya’nın 1991’e gelindiğin de nasıl yerler bir olduktan sonra yeni Rusya federasyonunun şekillenmesi ardından Yeltsin’in yerine geçen Putin’in 20 yıllık iktidar serüvenini anlatmış sayın Özdemir.

Merak edenlerin youtube den bulup izlemelerini tavsiye ederim. Buraya kadar her şey normal de benim dikkatimi çeken yönünü sizlerle paylaşayım istedim. 20 yıllık iktidarının ilk yıllarını dışa karşı oldukça ılımlı, uysal şirin görünmeye çalışan bir Putin, içeride ise iş adamlarına bile zorla imza attıran, generallerini ve bürokratlarını çekinmeden fırçalayan bir Putin var karşımızda. Muhaliflerine ise neredeyse yaşam hakkı tanımayan bir Putin’den bahsediyoruz. Öyle ki yabancı ülkelerde bile ajanlarını gönderip kanlı katliam yaptıracak kadar gözün dönmüş bir adam. 

Merak ettiğim ise acaba böyle bir Putin ülkesinde diktatör diye anılıyor mu?  Siz de sanmıyorsunuzdur tabi. Böylesine acımasız bir adama diktatör demek büyük cesaret demektir ölmeyi göze almak demektir. Belki ufak tefek gösterilere müsamaha gösterip sokak eylemlerini polis zoruyla bastırıyor olabilir ama bir tık ötesine kesinlikle hoş görülü davranmayacağı açık. Tipik bir Rus milliyetçisi eli kanlı faşist bir şovenist. 

Bizde de 20 yıldır iktidar da olan Erdoğan’ın kankisi sananların sayısı da az değil. Sanırım bizdekiler hayatları boyunca ya hiç diktatör görmemiş ya da diktatörlerin övüldüğü bir pencereden bakıyordur ülkesine. Evet, Erdoğan da 20 yıldır iktidarda, evet kendisinin de partisinin de çok büyük yanlışlar oldu bir takım yanlışlarını da kendisi kabul etti zaten. Ama Putin hikayesinde anlatıların hangisi oldu bu ülkede? Ya da bize mi göstermiyorlar Putin de olduğu gibi? Lakin bizim gördüğümüz muhtar dahi olamaz denilen bir Erdoğan var, ne belediye başkanıyken ne de başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı sürecince rahat bırakılmayan bir Erdoğan var. 

Birçok olaylar birbirine benzerlik arz edebilir ama ayrıntılarında birçok farklılığı barındırın. Tamam iktidarı da Erdoğan’ı da eleştirelim ama elimizi de vicdanımıza koyup diktatör benzetmesi yapmayalım. Hele ki Putin gibi, Trump gibi Bıden gibi liderlerin ayrıntılı hayatlarını öğrendikten sonra insaf sınırlarını iyi belirleyelim derim. 

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…

 
 

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —