Malumunuz etrafımız ateş çemberi ve her gün şehit haberleri geldiği gibi artık şehirlerimizde de bombalar ardı ardına patlamaya başladı. Geçen hafta sonu nevruz olması nedeniyle de malum örgütle nevzuhur örgütün bu bahaneyle bombalı eylemler yapabileceği güvenlik güçleri tarafından bildirilerek vatandaşlar uyarıldı. Nitekim Beyoğlu’nda da bombalı saldırı gerçekleşti Cumartesi. İnsanlarda da büyük bir tedirginlik vardı. Hafta sonu cadde ve sokaklar her zamankinden sakindi. Tam biz bunları konuşurken Brüksel de bombalar patladı. İnsanlar artık her şeyden şüphelenmeye, temkinli davranmaya başladı, doğru olan da bu zaten.
Pal-gaz’la ne alakası var bu olaylarla demeyin, bir bildiğimiz var elbet. Efendim olay şu; Cumartesi televizyon başına kurulmuş haber kanallarını izlerken birden kapının zili çalıyor. Allah’tan görüntülü diafon var da gelenin kim olduğunu görüyorsunuz. Ama zili çalan tanıdık biri değil kim o diye soruyorsunuz, Pal-gaz diyor görüntüdeki delikanlı. Kime geldiysen dairenin ziline bas diyorum. Zira bugüne kadar ben sadece faturalarımı görüyorum, kim ne zaman gelip faturayı saatin üstüne koyuyor görmüyorum. Delikanlı elinde bir paket koli ve alet çantası, dayı on bir dairenin gazı için geldim, tek tek mi basayım zillere, aç işte diyor. Evde hanım ve çocuklar korku içindeler, açma baba kapıyı diyorlar. Eee insanları sürekli bomba korkusuyla paranoyak haline sokarsanız kimse size kapı açmaz kardeşim. Yine de açtım kapıyı çıktım bahçeye, nereye gidecek diye beklemeye koyuldum.
Dairemin önüne gelince de delikanlıya bir hayli söylendim. Çocukta endişeli bir şekilde, ben ne yapa bilirim ağabey, ben işimi yapıyorum dedi. Haklıydı da, sorumsuz davranan pal-gaz yönetimi. Paris ve Brüksel’deki patlamalardan sonra her iki devletin yetkilileri güvenlik seviyesini en üst düzeye çıkarıyor biz de insanlar vurdum duymazlık yapıyor. Ya arkadaş madem böyle çalışma yapıyorsun bir önceki faturada veya basın yoluyla duyuru yaparsın abonelerde bunu bilir ona göre davranır. Delikanlı işini yaptı ama bitirene kadar da akla karayı seçti suçluluk psikolojisiyle. Ne suçu günahı var bu çalışanın. Apartman sakinleri de haklı, böyle bir uygulamayı önceden bildirmezsen durup dururken kapısını niye tanımadığı birine açsın. İki satır cümle yazı yazmak çok mu zor? Hani terör olayları olmasa zaten kimsenin böyle paranoyak bir düşüncesi yok. Kaş yapayım derken göz çıkarmayın. Bunun gibi kim bilir kaç olay yaşıyordur çalışanlarınız. Kalite yönetimi diye bir şey var, öğrenin çalışanlarınıza da öğretin.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…