Bu söz size de yabancı gelmedi değil mi?
Büyük taarruz da Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediğini hepiniz hatırladınız sanırım.
İhtilaf devletleri tarafından yurdun her tarafı kuşatılmış, insanlarımız büyük işkenceler görmüş, herkes kendi göbeğini kendisi kesmek gibi bir durumla karşı karşıya kalmış. Sivas kongresiyle kurtuluş savaşı başlamış. Sakarya önlerine kadar gelen düşman geri püskürtülerek İzmir’de denize dökülmüş. Afyon Kocatepe de Atatürk orduya bu emri vermiş.
İlkokuldan başlayıp üniversiteye kadar anlatılan resmi tarih bu. Bu emir o günden beri benim hep kafamı kurcalamıştır. Düşman İzmir’den denize dökülüyor, İzmir Egede. Hedef niye Akdeniz?
Tarih geldi çattı, hedef yine Akdeniz. Şimdi anlaşıldı mı niçin “ordular ilk hedefiniz Akdeniz” emri? O dönemin şartlarında belki Akdeniz’e inecek çok sayıda asker ve teçhizatımız yoktu belki ama Atatürk Akdeniz’in önemini o tarihlerde hedefimize koymuştu.
Bu tarihi süreçte gizli açık yapılan anlaşmalarla bizi kıyılarımıza hapis eden ihtilaf devletleri kendi öz vatanımızda cetvelle çizdikleri sınırlar kadar hak tanıyorlardı. İstiyorlardı ki biz büyük Türkiye olmayalım.
Güneş balçıkla sıvanmayacağı gibi bu devran da böyle devam etmeyeceği belli idi ve öyle de oluyor. Zira zulüm ile abad olunmaz. Yüz yıllar geçse de zulmün sürdürebilirliği yok.
Nasıl ki yüz yıl önce Yunan’ı önümüze sürüp arka planda bize kafa tuttuysalar bugün de yine Yunan’ı önümüze atıp kirli emellerine ulaşmak istiyorlar.
Bilmiyorlar ki bizde yiğit tükenmez. O gün yarım kalan hesabı bugün görme vakti gelmiştir. Artık esaret zincirlerinin kırılma vaktidir bu vakit.
Füzelerinizle, uçak gemilerinizle, toplarınızla, tüfeklerinizle artık elinizde neyle gelirseniz gelin bizde emir yaklaşık yüz yıl önce verilmiştir,
“Ordular ilk hedefiniz Akdeniz”
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….