Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 11.05.2016 10:44

Müslümanın laiklikle imtihanı

Facebook Twitter Linked-in

Din, hayatı anlayalım, anlamlandıralım ve yaşayalım diye Rabbimiz tarafından biz kullarına ilahi bir lütuftur. Bu lütuf bütün insanlığa ikram edilmesine karşın yaşaması inanları kapsar. Hiç kimse kimseye illa benim inandığım gibi yaşayacaksın baskı yapmaya hakkı da yok haddine de değil. Bunun örnekleri tarihin derin sayfalarında örnekleriyle doludur. Yeter ki insanoğlu neyi referans olarak aldığını bilsin. 

Dinler tarihi de insanlık tarihiyle aynı başlar. Hangisini incelerseniz inceleyin dinlerin ve o dinlere inanan insanların dünyayla ve diğer inançlarla insani noktada çok da problem yoktur. Asıl problemin dünyevi menfaatleri kim nasıl paylaşacak konusunda tartışmalar ve kavgalar çıktığını görürsünüz. Bu anlamda din adına kavga eden, sağa sola sataşanlar dini hiç anlamamışlar demektir. Anlamadığı dini kavga döğüş anlatmak ta hiçbir ilahi dinin emirleri arasında yeri yoktur. Ne var ki din hiçbir şey yapmasa da emirlerinin insani olması ve insana hayat veren, insanı onurlandıran düsturlarının olması dünyayı istediği gibi yönetmek isteyenlerin kötü emellerini boşa çıkarması dine karşı şiddet kullanmalarına neden olmuştur. Bu yüzden inançlar baskı altına alınmak istenmiş, edata bizim istediğimiz kadar hayat hakkı var dayatması yapılmıştır. 
Bu baskılar bazen direkt yapıldığı gibi bazen de inananların yumuşak karınları kaşınarak veya zayıf noktaları tespit edilip oraya din adına biadları sokarak kendisine karşı rakip oluşturup kavga çıkarırlar. Laiklik Fransa da sözde din ile dünya işlerini ayırmak adına ortaya atılmış fakat laikliği ithal eden diğer ülkelerde faklı farklı tarifleri yapılarak o bölgenin insanlarına kabullendirilmek istenmiş. Ülkemizde de maalesef yıllarca laiklik bir sistem olmaktan ziyade İslami kesim üzerinde baskı aracı olarak kullanılmış, sindirilmiş kendine düşman üretmiştir. Öyle ki aynı ailede, aynı sülalede, aynı mahallede aynı havayı soluyan insanlar birbirlerine düşman olmuşlar. Bu oyuna alet olan Müslüman kesimde adeta laikliğe karşı savaş açmış biz haklıyız kavgasına girdiler. Haklıyken haksız duruma düştüler. Oysa ki Müslümanların en büyük eksiği anlamadan okudukları kitapları. O’nu anlamak için bir okusalar olayın boyutları değişecek belki. Din ile aralarını ayırt etmek isteyenlere aslında Kur’an fevkalade bir cevap vermiştir. Kâfurun süresinde "Leküm dinikum veliyedin" sizin dininiz size bizim dinimiz bize. Biz saflarımızı Allah’ın (CC) emirlerine göre saflarımızı belirleyelim onlar kendi saflarını gözden geçirsin. Bizim onların dünyalarına da nasıl yaşamak istediklerine karışmak gibi bir niyetimiz de hakkımız da yok. Sonuç Peygamber efendimiz de sevdiği bir çok insanı tutmuş olduğu yoldan çevirememiştir. Hakeza diğer peygamberlerden de bazıları en sevdiklerini dünyevi arzularından vaz geçirememiştir. Bizim de kimseyi yolundan çevirmek, zorla insanları cennete sokmak gibi bir görevimiz yok. Biz dini Rabbimizin kitabında tarif ettiği gibi yaşayalım başkaları da hangi tarifeye yaşamak istiyorsa kendisi bilir. Bizim inancımızda insanlığı yok etmek değil varlığını sürdürmek, yaşatmak var. Biz öyle bir yaşayalım ki bizi öldürmeye gelen bizde dirilsin.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile… 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —