Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 20.06.2021 17:04

Modern Tefecilik 2

Facebook Twitter Linked-in

İkinci bölüme girmeden şunu baştan ifade edeyim, gelenekçi İslam öğretisini toptan reddetmiyorum ama çoğunu da kabul etmiyorum. Müslümanların yozlaşmasında bunların payı büyük. İnsanlığa verdiği zarar açısından Profesörün verdiği örnek Ebu Leheb’le İmam-ı Azam’ın talebesi Hanefi alimlerinden kabul edilen İmam Yusuf arasında bir fark da görmüyorum. 

Ne yapmış İmam Yusuf? İhtiyaç fazlası belli miktarda malı bir yıl elinde bulunduran o yılın sonunda o malın zekatını vermekle mükellef fetvasını verdikten sonra üzerindeki malları yıl sonunda karısına devredip, karısındaki süre dolunca da tekrar kendi üzerine alarak zekat vermekten yırttığını gördükten sonra vay Müslümanların haline dedim. Öyle ya’ Kur’an’ın en temel sosyal adalet  ilkesinin içini boşaltacaksınız, insanlar da başka sistemlerden medet umup çare arayacak, siz de buna kılıf hazırlayacaksınız din olarak, diyanet olarak.

Her iki arkadaşın haklı gerekçeleri İslam adalet sistemlerinin uygulanmamasından kaynaklanmaktadır. Zekat en temel ilke olmakla beraber fitre ve sadakanın yanı sıra infak var ki en çarpıcı olanı da bu. Zira Bakara süresi 275 den önce ve sonraki ayetler bu konuları içerdiği gibi başka sürelerin içerisinde de zaman zaman sosyal adaletle ilgili ayetlerle İslam toplumunun inşasına vurgu yapılmıştır. İnfak ki! Yeyip içtiklerimizden Allah için ihtiyaç sahiplerine vermektir.

Bir dinin sözde alimleri böyle fetvalar verince cahili, zalimi, yalancısı, dolandırıcısı neler yapmaz ki? Yeri gelmişken hemen söyleyeyim. Bende Gebze’deki evimi banka kredisi ile almıştım, başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Sebep olanlarda tabi ki Metin bey kardeşimin de bahsettiği ev sahipleri. Hele bir tanesi var ki evlere şenlik. Davamızın adamı diye saadet partisinin o dönemki ilçe bakanından kiralık ev bulmasını istedik. Benim var, biraz bekle sana vereyim dedi. Vermez olsaydı, herkes on lira yirmi lira artırırken bu paşa hazretleri 50 tl 60 tl zam yapıyordu. İtiraz edince de “hayrına öğrenci okutuyorum” dedi. Gördünüz mü hem Müslümanlar hem Allah nasıl idare ediliyormuş? 

Beni Allah’la aldatmaya kalkan bu adama kızdım önce evi boşalttım sonra da ellerimi Allah’a açıp “ ya rabbi senin verdiğin hayat hakkını yine senin yarattığın kulların elimden alıyor, hayatı adeta yaşanmaz hale getiriyorlar. Biliyorum faizi haram kıldın ama bunlar beni haram yemekten daha beter ediyorlar. Sen beni affet” diyerek daldım bankaya. Evim oldu en sevdiklerimi kaybettim, bu da bana ders oldu. 

Evet, maalesef bu sömürü düzeninde bırakın ihtiyaç sahiplerine yaradım etmeyi bir birini soyan soyana. İslam açısından bakacak olursak, halbuki sosyal adalet kurumları işletilse dünya da fakir insan kalmaz. Mevcut sistem açısında bakacak olursak, dolandırıcıların, hırsızların, arsızların önüne geçilse yine Türkiye’de fakir kalmaz, faize ihtiyaç duyulmaz. İki tane maç kazandı diye hiçbir başarısı, kupası olmayan Milli takıma harcanan parayla binlerce insanın ihtiyacı giderilir. 

Mafya, siyaset, iş adamı gazeteciler arasında dönen kara paralar insanlığa yatırılsa herkes ev sahibi olur. Burada şunu da belirtelim. Ak parti öncesi ülkenin kaynağını faizle, şununla bununla yiyen % 10’luk bir kesim vardı. Ak parti de kendi elit zenginlerini üretip bu rakamı % 20’lere çıkardı. Alın teri emeği çalınıp fakir duruma düşürülen garibanlara da ev kredi faizi caizdir fetvasıyla avunmak düştü. Bunların yediği haramlar yanında garibana faiz daha masumane haram gibi gelebilir. Ama haram haramdır kardeşim, lamı cimi yok.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —