Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 30.10.2022 11:11

Maalesef Adalet

Facebook Twitter Linked-in

Halk hükümdarın etrafında toplanmış şikayet ediyor. Ülkede adalet yok, hak yok diye serzenişte bulunuyor. Hükümdar, haklısınız ama bu böyle olmaz diyor. Halkı bir havuzun başında toplayıp, bu gece yarısından itibaren herkes bu havuza birer kova süt dökecek. Ertesi sabahta herkes burada toplanacak ben de geleceğim kararım o zaman vereceğim der. Herkes hükümdardan kurtulma umuduyla üstü kapalı havuza kovaları boşaltır. 

Sabah olduğunda hükümdar gelip havuzun üstünü açtırır. İçinde berrak beyaz sudan başka bir şey yoktur. Meğer herkes aynı şeyi düşünüp nasıl olsa bu kadar sütün içinde benim döktüğüm su fark edilmez deyip hepsi su dökmüş havuza. Hükümdar, bakın ben de sizin gibi düşündüğüm için hükümdarınızım. Beni değiştirseniz de durum değişmeyecek. O yüzden gitmiyorum, hükümdarınız olarak kalıyorum der. Bu burada dursun.

İyi bir televizyon ve dizi izleyicisi olduğumu söyleyemem. Haberler ve bazı spor müsabakalarının haricinde baktığım söylenemez. Ailecek izlenecek bir şeyde yok zaten. Üçüncü sezonuna başlayan “Gönül Dağı” dizinin de iki üç bölümüne göz ucuyla şöyle bir baktım. Merak etmeyin diziyi anlatmayacağım. Sadece dikkatinizi bir ayrıntıya çekmek istiyorum. Amcaoğullarından Veysel işlemediği bir cinayetten içeri atılır. Herkes Veysel’i kurtarmak için her yolu denerler ama savcıyı ikna edemezler. Veysel’in suçlu olduğuna dairde aslında kuvvetli delil yok. O gece hışımla evden çıkmış olması savcımız için yeterlidir.

Diğer taraftan maktulün akraba ve ailesi Veysel’in yakınlarını rahat bırakmaz. Veysel’in ağabeyi Kenan’ı kalın sopalarla döverler ortada ne jandarma var ne savcı. Amcaoğullarının iş yerlerini yağmalarlar yine ortalıkta ne polis ne savcı yoktur maalesef. Ama savcımıza göre Veysel suçludur ve kesinlikle ceza alıp çıkartılmamalı. 

Ne var bunda canım alt tarafı bir dizi film, normal filmler de bu sahneler demeyin ülke gerçeğinin tam fotoğrafı bu sahneler. Daha geçen gün öldürülen kadının beş defa verilmiş suç dilekçesi varmış ama kimse dikkate almamış demek ki! Bundan önce de defalarca verilmiş dilekçeler var ama hiç biri kurtarılmadı bu kadınların hepsi hunharca öldürüldü. Yoksa bunları da mı film gibi izleyip geçiyoruz? Sahi, öldüren erkekler kim, ölen kadın kimlerden?

Ya artan dolandırıcılık vakıaları! Müge Anlı etraftan dolandırılan zincir halkalarını toplamaktan yoruldu. Bizim de başımıza geldi de bir şey yapamadık. Suç duyurusu için karakola gittik. Memur bilgisayardan ismi girdi “bu mu” dedi. Ta kendisi dedim. Oho uçmuş bu, elliyi geçmiş vukuatı diyor. Bir an umutlanıyoruz ama ifadeyi alırken bizim Cimer’e verdiğimiz beyanları çıkarıp kendince yazıyor. Sorduğumda da, öyle yazarsak senin işin uzar gider diyor, ne anlama geliyorsa artık. 

Yanımda adamı arıyorlar polislere, tamam vereceğim parasını, şu gün vereceğim haftaya vereceğim diyor ama bir türlü vermiyor. İş yeri olarak verdiği adrese gittiklerinde de o iş yerinde böyle biri çalışmıyor diye yanıt alınmış. Güler misin ağlar mısın. Yahu adamı vukuatlarından tanıyorsunuz, kaç defa parayı vereceğim demiş ama vermemiş, siz neyin derdindesiniz?

Dolandırıcımız üstelik bir siyasi partinin ilçe kurucularındanmış. İlçe başkanı yardımcısıyla tanıştım, durumu izah ettim. Yok ya bu adam çok dürüst, hep faydalı işler yapan biri, o böyle bir şey yapmaz dedi. Elimdeki delilleri gösterirsem inanır mısınız dedim. Niye bana söylüyorsun, polise git dedi. Polis bu delilleri ne sordu ne baktı dedim. Adam demek ki suçsuzmuş, niye üsteliyorsun dedi. Bir kez daha umudumuz bitmiş şekilde yolumuza devam ettik, tıpkı amcaoğulları gibi. 

Aradan beş altı ay kadar bir zaman geçti bu ilçe başkan yardımcısıyla yine karşılaştık. Bana “senin adamı içeri almışlar” demesin mi. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Adam yakalanana kadar onlarındı yakalanınca bizim oldu. Tabi bizim paralar da buhar oldu. Dolandırıcılığın cezası ne kadar ki üç yıldan on yıla kadar. Yatar çıkar kaldığı yerden devam eder. Dolandırdığı paraları hak sahiplerine iade eden bir yasa mı var? Milleti inek gibi sağıyorlar ama havuza su bile katmıyorlar, pislik ve necaset boşaltıyorlar. Kimin kimden olduğu da belli değil. Sütler sağılırken onlardan pisliği açığa çıkınca bizden oluyorlar. 

Bu ülkeye hangi iktidar gelirse gelsin durumun değişmeyeceği aşikâr. Sahiden, mahkemeyi basıp kadın hakimi azarlayanlar kimlerden? Seçilene kadar bizden de seçildikten sonra Allah bilir. Bu yüzden maalesef adalet diyoruz. 

Hadi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —