Utanarak izliyorum. Müslüman mahallesinde salyangoz satanları, hiç bir vasfı olmadan fetva verenleri, kendini bile bilmeyenlerin bir milletin mevcudiyetini yargılayanları...
Özellikle son zamanlar da sayıları artan bu müsveddeleri hayretle izliyorum. Gün geçmiyor ki skandal sözler sarf etmesinler. Biri çıkar nerede yaşadığının, kimin ekmeğini yediğinin farkında olmadan 'Türk ırkı yoktur' der. Bunun cevabını Ebulfez Elçibey ağzıyla vermek isterim; Türk değilim diyenlere ısrar etmeyin. Allah'ın (cc) bahşettiği şerefi istemeyen şerefsize biz zorla şeref verecek değiliz ya!
Bir başkası bayrağın kutsiyesine takmış. Bayrak değişsin, adı Türk Bayrağı değil de Türkiye Bayrağı olsun diyor. Hilalin, yıldızın ve renginin ne manaya geldiğini bilmeyen müsveddeler. Bayrak bizim namusumuz bize kalsın. Sizlere bayrağın gönderini hediye ediyorum.
Vatanın bölünmez bütünlüğü için şehit düşen asker ve polisime 'Şehit değiller' diyenler türedi.
Onların hükmen şehit olduğunu bizler şahitlik ediyoruz ve onları bu niyetle yaratanın huzuruna, Peygamber efendimizin Livahül hamd sancağı altına uğurluyoruz. Sizleri hayvan mezarlığına defnedeceğiz diyeceğim .
Lakin vallahi hayvanlar da kabul etmez. Zira minarede ezan okurken çok gördüm köpeği iki ayakları üzerine kalkarak Allah'ı zikrettiğini. O köpek seni kabul etmez!...
Tüm bunlara rağmen bildiğim ve beklediğim bir şey var. Milletim bir gün tüm bunlardan hesabı bu dünyada soracak. İddianameyi milletim yazacak ve yüce Hakk’a mahkeme-i Kübra’ya sunacak. Kim olursan ol, işgal ettiğin makam ne olursa olsun...
Benden söylemesi...
