Bu yazı belki de önceki günkü yazımızın devamı niteliğinde. Malumunuz önceki gün kim niye neye düşman demiştik. Örnek olarak da yurdun bir bölümünde insanlar diken üstünde yaşamaya çalışırken bir kısmı da vur patlasın çal oynasın havasında diye. Birkaç gündür de yaşı bekleyenlere erken emeklilik ve kıdem tazminatı medya da tartışmaya açıldı. Ocak ayı itibariyle zam furyasıyla birlikte özellikle araçları olan vatandaşların sigorta poliçelerindeki artışı bir hayli gündem oldu. Hatta Ankara’da bir vatandaş mahkemeye bile müracaat etmiş. Adamın 4 bin liralık arabasına 1750 lira mtv çıkarılmış. Paran yoksa binme arabaya diyemiyorsunuz. Herkes 0 km yeni araç alamayacağına göre bu araçların trafikte kalması da ekonomiye bir katkı sağlıyor demektir. Burada itiraz pahalı arabayla sıradan bir aracın bazı işlemlerde fark oluşturmaması.
Hadi bunu böyle geçelim. Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı sayın Soylu yaşa takılanlar için erken emeklilik düşünmediklerini söyledi. Gerekçe olarak ta geçmiş yıllarda bunun sıkıntılarını ülke olarak çok çektiklerini, erken yaşta emeklileri tekrar işe girip çalıştıklarını ve Avrupa’da bir çalışan iki emekliye bal-karken burada bir çalışan dört emeklinin maaşını ödüyor. Burası biraz tartışılır ama velev ki bunu da kabul edelim. Bir defa Avrupa’yla kıyaslamak yanlış. Zira orada emeklilik 65 yaş ancak onlarda emekli olduktan sonra kazandıkları parayla gezip rahat bir yaşam devam ettirebiliyorlar. Ülkemizde 30 yıl çalışıp bugün emekli olan birinin alacağı tazminat 100-120 bin civarında. Bizde emekli olanlar bu paraya hemen ev almak isteyecekler ki bu fiyata ev bulmak da hayli güç. Mecburen ya borç bulacak ya kredi kullanacak. Her ikisini de geri ödemek için yine çalışmak durumunda kalacak. O zaman şunu da düşünmeliler evi olmayan çalışanı çalıştığı süre içerisinde ev sahibi yapılsın. Kent konut kurulduğunda bilgi almak için gittim. Görevli öyle bir fiyatlar çıkardı ki ben dedim bunu almam mümkün değil. Verdiğim cevap çok ilginç, zaten bunu evi olanlar yatırım için alıyor. Eh hayrını görsünler, ne diyelim göz doymadıktan sonra.
Hadi bunları da geçtik. Ön görülen tasarı da kıdem tazminatını fona devredilmesi var ki burası tamamen muğlak ve belirsiz. İnşallah akıllıca ve emekliyi mağdur etemeyecek bir çözüm bulurlar. Bir ikincisi ise sendikalarında itiraz ettikleri kıdem tazminatının 30 gün üzerinden hesap edilmesi. Bugünkü hesaplama 30 gün üzerinden. Eğer bu değiştirilir ve çalışanın aleyhine olursa bu hiç de iyi olmaz. Tamam bir çok yerde hükümet doğru kararlar verip doğru adımlar atıyor ama siyasette iktidarı belirleyen “kararsızlar” diye tarif edilen bir kesim var. Bunların büyük çoğunluğu çalışan kesim. Böyle hassas bir konuda sanırım hükümet daha tutarlı adım atar. Bunu bir eleştiri olarak değil bir dost tavsiyesi olarak almalarını da özellikle istirham ederim. Bunca güzellikler yaşanırken, yarınlara umutla bakılırken kıdem tazminatına takılanırsa tabi ki hoş olmaz.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
