Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 13.11.2017 11:23

Kadına şiddetten çocuk cinayetlerine

Facebook Twitter Linked-in

Öncelikle şunu önemine binaen altını çizerek ifade edeyim ki yazmak benim için hiç sorun değil, çünkü yazacak çok şey var. Ancak ne var ki okumuyoruz. Belki her biri ayrı bir öneme sahip yazılar başlık cazip değilse hiç kimse bilgim olsun diye zahmet edip okumuyor yazıları. Oysa yazılar bir bütün içerisinde değerlendirilirse bir şeyler anlaşılır, anlam kazanır. İlle de benim yazılarımı okuyun demiyorum ama kendinize en az farklı fikirlerde birkaç yazar belirleyip, günlük birkaç yazı okuyun ki olup bitenlere bir anlam verebilesiniz. Bu güzelim cennet vatanım da bendeniz böyle başlıklı yazılar yazmaktan vicdanım rahat değil, utanç duyuyorum. Eminim bu yazıyı herkes okur.

Gelelim başlıktaki gündeme. Gün geçmiyor ki haberler de kadına şiddet, kadın cinayetleri derken son günlerde çocuk cinayetlerinde de hayli bir artış gösteriyor. Hem de öz babalar öz çocuklarını kendi elleriyle katlediyor. Kimse de ne oluyor, neden bunlar oluyor diye sormuyor. Biz bu konuda çok yazdık ama kimsede dikkate almıyor demek ki şimdi sıra çocuklara geldi. Ailedeki temel sorunlara sahaya inilip bire bir araştırılıp, veri tabanı oluşturarak sağlıklı kararlar alıp, kanunlar çıkarılmadığı sürece de bu tür olayların artarak devam edeceğini öngörmek kehanet olmasa gerek.

Bir defa medeni kanun yukarıda bahsettiği saha çalışmalarından  elde edilen veriler doğrultusunda yeniden gözden geçirilmeli. Komşu bu medeni kanunu uyguluyor bize de uyar mantığı son derece yanlış bir mantık. Bizde aile kendi özelleriyle, özellikleriyle batı da yok olmaya yüz tutmuş aileden çok farklı bir yapıya sahip. Onlar için biçilmiş don maalesef bizim toplumumuza uymuyor, bir defa bu görülmeli. Şiddet olayları karşısında sadece erkeği cezalandırıp bütün erkekler şiddet yanlısıymış gibi bütün kadınları aynı kanunla koruyamazsınız. Nitekim öyle de olduğu yaşadığımız gerçeklerden anlaşılıyor. Suça ceza yerine bütün kadınlar şiddet görecekmiş gibi kadını aşırı korumacılık kadına aşırı özgüven vereceği gibi bu özgüvenle aile yapısının dışına çıkmaya da zorlayacaktır. Sevgiyle tesis edilen evlilikler dışarı taştıkça erkelerde ki taşkınlık artacak, şiddete dönüşecek. Kadın kanunlarla korununca hırs savunmasız çocuklarda karşılığını bulacak. İsterseniz bir de çocuğu koruma kanunu çıkarın evde erkek namına bir şey kalmasın, erkek olmayınca çocuk olmaz, çocuk olmayınca sorun kökten çözülür. Bu mudur kanunların yapması gereken adalet?

Gazeteci Fatih Tezcan’ı tanır mısınız bilmem, adam bir yıldır tweter hesabından devlet erkanına yalvarıyor adeta, çocuklarımı göremiyorum, anneleri olacak kadın çocuklarımı bana karşı örgütlüyor, çocuklarımı görmemi engelliyor diye. Tamam anlaşamamışsınız, boşanmışsınız, nafakanı da alıyorsun, adamdan daha ne istiyorsun, çocuklar medeni hukukta babanındır aynı zamanda. Çocukların ve evin bütün ekonomik sorunlarını babaya yükle ama kendi sevgini vermedin hadi çocuklarının sevgisini niye engelliyorsun, amacınız nedir, şiddet görmek mi, bu mudur sizdeki medeni anlayış?  Fatih kardeş hakkını helal etsin, içinin yangınına bir nebze merhem olmaktı amacımız ama inanın buna benzer çok hikayeler, anlatsam koca bir kitap olur. Tamam kadına da çocuğu da şiddete karşıyım, şiddet kime yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın karşıyım. Ama adalet tek taraflı olduğu, sorun kaynağında çözülmediği sürece şiddeti engelleyemeyeceksiniz, bu da böyle biline.

Not: Ankara işi biraz hazırlık çalışmaları var, yazılar aksaya bilir, affınıza sığınıyor, dualarınız istirham ediyorum.

Haydi sağlıcakla kalın, takipte kalın. Selam ve dua ile


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —