Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 21.06.2016 12:37

Kadın şeytan mı?

Facebook Twitter Linked-in

Kadın konusunda bir daha yazmayı düşünmüyordum, hele ki Mübarek Ramazan ayında hiç düşünmüyordum. Lakin özellikle Kocaeli bölgemizde olmak üzere kadılara karşı haddi hesabı aşan eleştiriler ve aşağılamalar sosyal medya da paylaşılır oldu. Bize de zaruretten bir kez daha detay bir şekilde konuyu izah etmek düştü. Bırakın kadın görmeyi kadın kelimesinde bile kırmızı görmüş boğa gibi sosyal medyayı inleten bir kardeşimiz kadına şeytan demeyi açıkça ifade edemese de şeytanın asistanı diyerek gördüğü yanlışları başka yanlışla düzeltmeye çalışıyor ki bu son derece yanlış bir yaklaşım.

Tahrif edilmiş olmalarına rağmen semavi kitapların hepsinde meleklerden ve şeytandan bahsedildiği gibi mukaddes kitabımız Kur’an’ı Kerimde de meleklerden ve şeytandan bahsedilir. Ve fakat burada isimlerinden daha çok vasıflarıyla anılırlar. Meleklerin isimlerinden en belirgini Cebrail (AS) dan bahsedilir ki onda da çoğu yerde farklı sıfat tamlamalarıyla bahisle hepsi Cibril olarak anılır. Can alan meleğin ismi bile Azrail olarak Kur’an da yer almaz, Melekü-l Mevt (ölüm meleği) giye geçer. Bizim çocukluk yıllarımız da kurban hadisesini resmederek anlatırken gökten elinde koçla bir kadın figürleri işlenir ki bunların Kur’an-i hiçbir referansı yoktur. Onların erkek olduğuna- dişi olduğuna dair de hiçbir bilgi yoktur. Şeytan da Allah’ın (CC) hükümlerine karşı geldiği için İblis’e verilen isimlerden biridir. Aslında isimden ziyade bir sıfattır. Dolayısıyla şeytanın da cinsiyet tarifi Kur’an da yoktur, zihniyet tarifi vardır.
Adem (AS) şahsında insanoğlunun nefsine uyup kötü davranışlar sergilemesi şeytanı temsilen fikri bir eylemdir. Bunun erkeği-dişisi yoktur, kim şeytanı fikirlere tabi olursa o ondandır. Hiç kimse kendi sorumluklarını karşı cinsin üstüne yıkarak veya kendi kusurlarını, ayıplarını, günahlarını karşı cinsin üstüne yıkarak sorumluluktan ve vebalden kaçamaz. Ancak Kur’an-ı bir hayat yaşayarak, iman sorumluluklarını yerine getirerek kurtuluşa erilir. Biz birbirimizle imtihan ediliyoruz. Sen olmasaydın ben dinimi ne kadar güzel yaşardım demek sırrı imtihana aykırıdır. Ortak ürettiğimiz problemlerde tabi ki çözüm ortağımız karşı cinsimiz olacak. Ne var ki benim istediğim gibi olursa sorun çözülür den ziyade Rabbimizin emrettiği gibi olursa düzelir mantığı devreye alınmalı. Kadını şeytan ilan edip kendi şeytanlıklarımızı gizleyemeyiz. Ancak emrolunduğumuz gibi yaşarsak şeytani düşüncelerden arınmış oluruz. Biz haramlardan korunmak için Nebevi metotları uygulamıyorsak başta biz şeytana pirim vermiş oluruz ki karşımızdakileri şeytanlıkla suçlamanın bir anlamı olmaz. Kadın-erkek hiç kimse de hakaretle yanlışlarını görmez, göremez. Aksine tepkiyle tam zıddını yaparken ki biz de onu şeytana itmiş oluruz, biz de şeytanlardan oluruz. Hiç kimse kendine yapıldığında hoşlanmadığı bir şeyi karşısındakine yapmamalı. Sevgi, muhabbet ve dua ile gönüller kazanılmalı ki ancak şeytanı kendi içine hapsedelim. Aksi takdirde hayatın için de onlarda olacak bizlerde olacağız ve sürekli birbirimizle imtihan edileceğiz. Onları suçlayarak ne imtihanı kazanabiliriz ne de onları. Kaldı ki kişini öncelikli vazifesi önce kendisi inandığı gibi yaşamak, yaşantısıyla da başkalarına örnek olmak. Allah (CC) her şeyin en iyisini bilendir.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —