Ömer AVCI

Tarih: 22.03.2016 12:22

İtaat etmek ve yüz çevirmek.

Facebook Twitter Linked-in

 Evvela şu ayeti belirtmek istiyorum.   Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. İtaat edenleride yeryüzünün halifesi (Yöneticileri, İdarecileri) yapar. Evet Rabbimiz bize itaat ettiğimiz takdirde hem yeryüzünün yönetimini hemde kendi rızasını vereceğini ayrıca işlerimizide kolay edeceğini buyurmuş.
  Hatta itaat edenlere gökten yağdırmak ve yerden bitirmek üzere nimetlerini ayaklarına kadar göndermeyide beyan etmiştir. Peki ya itaat etmeyip yüz çevirenler ne olacak?
  Öncelikle şunu belirtelim itaat etmek , namazları kılmak, oruçları tutmak, Kuran okumak, Zekat vermek gibi ameli Salihlerle olur. Haramdan kaçınmak ve helalde yürümekle itaat olur. Yüz çevirmek ise , namaz kılmamak, oruç tutmamak, haram yemek içmek gibi şeylerle olur.
    Ben Allah’tan yüz çevirdim demez kimse ama ibadetleri terk etmek bu manaya geldiği için kulun tüm ilahi yardımı kesilir. Duası makbul olmaz , işleride rast gitmez. Geçmişte ecdadımıza bakıldığında Osmanlı nasıl 600 seneden fazla hüküm sürmüştür? Bunun altında kesinlikle Allah ve Rasül’üne itaat etmek yatıyor.
  Ne zamanki itaat etme kesildi ozaman ilahi yardımda kesildi.Tabi işin o kısımları binbir fitnelerle dolu.. Bizim asıl meselemiz kulun Rabbiyle olan bağı. Rabbine ne kadar bağlı? Peygamberine ne kadar bağlı? Dinine ne kadar bağlı?. Eğer bizler dinimizi yaşasaydık itaat eden, ibadet eden bir toplum olsaydık şuanda kesinlikle bu yaşadığımız belalar, musibetler ve perişanlık içinde olmayacaktık. Çünkü dini yaşamak ilahi bir yardım,feraset,hidayet ve dirayet getirecekti bizlere ve bizleri sömüremeyecekler, kandıramayacaklardı.
 
  Efendimiz (Sav) Ya iyiliği anlatır ,yaşarsınız ve kötülüğün önüne geçer engel olursunuz yada başınıza belalar gelir işte ozaman dua etsenizde kabul olunmazsınız buyurmuştur. Tabi benzeri ayetlerde vardır yani emri bil marufla alakalı. Şimdi bakalım başımızda belalar varmı? Var.. Peki biz ibadet ve itaat ehlimiyiz? Maselef hayır. Peki iyiliği anlatıp kötülükten men ediyormuyuz? Maalesef hayır.Her saniye fuhuş varmı? Var. Her sapıklık serbestmi? Evet..Bunların önüne geçen varmı? Hayır..
  Peki efendimizin buyurduğu bizimde başımıza geldimi? Evet..Demekki her Müslüman kendi üzerine düşen ve farz-ı ayn dediğimiz her farzı yerine getirmeli. Mükellef olduğu ibadetleri yapmalı iyiliği anlatmalı kötülükten uzak tutmalı. Zaten içimizde bazıları bunu yapmıyor olsaydı şimdi bizde Suriye gibiydik. Rabbimiz bizi bazılarının gayreti, gözyaşları, duaları ve samimiyeti için koruyor.
 Hani hep derizya toprağımızı şehitler koruyor diye işte o misal üzerimizde hala manevi eller var.. Yoksa bu şehit kanıya yıkanmış toprakta ne günahlar ne haramlar kopuyor buna toprakmı dayanırdı. Ama şükür ki, manevi eller hala üzerimizde. Evet kurtuluşun tek yolu var milletçe Allah ve Rasülüne itaat etmek ve dinimizi yaşamak. Başka türlü kurtuluşu aramak denizin dibinde hava aramaya benzer. 
Kendisi namaz kılmıyorsa, oruç tutmuyorsa, harama helale dikkat edip dinini yaşamıyorsa , Rabbim o millete helal yiyen, helal içen Bir Ebu Bekir Bir Ömer, Bir Ali bir Osman (R.A Ecmain. ) Göndermez..
  Herkes kendini ibadetlerine çevirirse o zaman beklesin huzurlu olmayı. Efendimiz ne buyurmuş, Helal huzur getirir, Haram dert getirir. Ne kadar huzurlu olduğumuz ve kadar dertli olduğumuz işte bu iki unsura göredir. Şimdi dileyen dilediğini seçsin..

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —