Korona virüsle birlikte çok tartışılan, tarihi süreçte de tartışıla gelen bir konu imamlık.
Kelimeler üzerinden yeni kavramlar üretip hem imam hatip okullarına, hem imamlara hem de hükümete sürekli laf giydirme yarışına giriyorlar.
Buradan anlaşılıyor ki hiç kimsenin kalite diye bir derdi yok. Hangi meslekten olursa olsun o mesleğin erbabında önce kalite aranmalı. Lakin ister kelime itibariyle olsun ister diyanette yaptıkları işin karşılığı olarak olsun imamlık bir meslek değil namaz kıldırma memurluğudur.
Diğer bütün memuriyette aranması gerektiği gibi bunda da kalite aranmalı derseniz buna eyvallah der kabul ederim.
Ne gezer..
Virüs ile birlikte sağlık çalışanlarımızın kıymeti daha net anlaşıldı ya bir kısım aklı evvel sosyal medya da imamlarla sağlık çalışanlarımızı karşı karşıya getirmek için saldırıya geçtiler. Memur olmanın yasal sorumluluğundan olsa gerek cami görevlileri cevap veremese de onlar adına cevaplar hiç gecikmedi.
Ne gerek var?
Hükümet mesleki okuldan çok imam hatip, ilahiyat fakültesi açıyormuş, cami yapıyormuş? Eleştiri bu!
Ha bunlar şehir hastanelerini de eleştiriyorlardı. Şimdilerde şehir içindeki hastanelere virüs bulaşır diye gitmiyorlar bile.
Her ilde bir üniversite var, her ilçe de fakülteler var, bu kadar üniversiteye ne gerek var, bunların yerine fabrika kurulsun diyenler de bunlar.
Yani ne yapılırsa yapılsın bunların derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Fabrikalar kurulsa, hükümet niye fabrika kuruyor, o özel teşebbüsün görevi diyecekler.
Doktorun, mühendisin, hemşirenin, teknisyenin, imamın, müezzinin hangi meslek grubundan olursa olsun kaliteye bakın siz. Diğer parametreler günün şartlarına göre illaki değişecek.
Ramazan ayına girmek üzere olduğumuz şu günlerde “bize gerçek dini anlatacak kaliteli hocalar nerede” diye soracak olanlar siz neredesiniz? Sorgulanmayan din, din değildir.
Kaliteli bir Ramazan geçirmeniz dileğiyle,
Haydi sağlıcakla, selam ve dua ile…