İslam dinin de hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanılır. İnanılır inanılmasına da neyin hayır neyin şer olduğunu bilmez, bilemez. Rabbimiz de neyin hayır neyin şer olduğunu bilemeyeceğimiz kutsal kitabında bize bildiriyor zaten. Mademki hayır ve şerri bilmiyoruz ama yaşarken önümüze de sürekli hayırlı şerli olduğuna inandığımız olayları nasıl ayırt edeceğiz? Siz hiçbir şeyden anlamazsınız, körü körüne yaşayın mı diyor Rabbimiz bize? Tabi ki hayır.
Kur'an-ın diğer kitaplardan farklı bir anlatım metodolojisi vardır. Kur’an’ı Rabbimizin görün dediği yerden bakarak okursak neyin hayır neyin şer olduğunu da gayet iyi anlarız. Rabbimiz vermediği bilginin sorumluluğunu da taşınmaz kullarına. Ne var ki O’nu anlamak için sadece Kur’an gibi yazılı metinlerde ararsak zor buluruz. İnsanın yaşadığı kâinata ve insandaki kainata da bakmak gerekir. Yaşamamız için neler gerekliyse onları emrederek iyiliğimizi istemiştir, hayata zarar verecek her şeyi de yasaklayarak şerlerden bizi uzak tutmaya çalışmıştır. Yani Rabbimiz kötü olan şeyi yaratmamış ve emretmemiştir. Bilakis engellemek için kitap göndermiş, iyiliği de emretmiştir. Bunu anlatırken de önceki kavimlerin yaptığı kötü işleri örnek vererek, 'onları uyarmamıza rağmen uyarılara aldırmadılar. Neyin hayır neyin şer olduğunu bilmiyorlar' diyerek adeta hayatın şifrelerini bizlere sunmuştur. Yani aklıselimi kullanmamızı istiyor Rabbimiz. Bunun hayattaki karşılığı ne, veya başka bir ifadeyle her olayı, her bir kuluna verdiği imtihanı bire bir kitabında yazamayacağına göre bizler hayrı ve şerri nasıl ayırt edeceğiz? Bir defa fıtrata aykırı olan Kur’an’a da aykırıdır. Kur’an’a aykırı olan bir kötüyü de Allah emretmez. Dolayısıyla iyilik de kötülükte insanın kendi tercihi. Nefsimize uyup yaptığımızın kötü olduğunu bilemeyişimizi Rabbimiz, 'neyin hayır neyin şer olduğunu siz bilmezsiniz' uyarısıyla geçmişten örneklerle bize düşünüp akıl etmemizi istiyor.
Allah kötüyü yaratmadığına göre kötü olan nedir? Ünlü Rus markası kaleşnikof silahını herkes biliyor sanırım. İşte tüfeğe adını veren kaleşnikof, 'silah öldürmez, insan öldürür' derken aslında bir ayrıntıya dikkat çekiyor. Ateş insan hayatında çok yerlerde faydalandığımız bir ısı kaynağı. Yemek pişiririz, evlerimizi ısıtırız, çoğu yerde aydınlatmada kullanırız. Bunların hepsi insanlığın istifadesine sunulmuş hayırlı nimetlerdir.
Ancak o nimetleri biz insanlara zarar vermede kullanırsak tabi ki şer olur. Bu bir örnek ve örnekleri hayatımızın her alanında çoğaltmak mümkün. Çünkü bunlar yaşarken karşımıza çıkan şeyler. Ne var ki neyin hayır neyin şer olduğunu bilmeyiz deyip kendisini her hangi bir cemaate cemiyete intisap etmekle kurtulmuşların cümlesinde görmek Müslümana yakışır bir yaşam tarzı değildir. Tabi ki intisaplı olmanın faydaları da çoktur. Çünkü fikirler, düşünceler, bilgiler orada istişare ederek olgunlaşır. Körü körüne bağlanmak, birinin hayatındaki olumsuzlukları hepsinde aynıymış gibi algılamak, onlar bunu böyle yaptı öyleyse doğrudur yaklaşımı doğru değil. Çünkü herkesin imtihanı farklı, herkes farklı hayırla veya şerle imtihan oluyordur. Herkes alması gereken dersleri alıp kendisini yaşamalı.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...