Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 23.11.2020 10:30

Gölgedeki Kadın

Facebook Twitter Linked-in

Tayyib’in beslemeleri yazımızda bahse konu olan kadın ifadesinden dolayı bizim avukat arkadaş “bayan kelimesi yerine kadın” dediğimizi alkışlayarak “bir gün İstanbul sözleşmesinin de karşısında değil yanında durulması gerektiğini anlarsınız” uyarısında bulunarak, yaşanan bu olayın “İstanbul sözleşmesiyle alakası” olmadığını iddia etmiş.

Malum sözleşmeyle ilgili yazımız şuracıkta https://www.marmaragazetesi.com/kadin-silahi-istanbul-sozlesmesi-1609yy.htm duruyor, isteyen bir göz atabilir. Bayan kelimesini kullanmamı cinsiyet ayrımcılığı olarak görenler kadın erkek ayrımcılığının dik alası olan bu tür söylemleri niçin görmezler, merak ettim doğrusu.

Bendeniz kadının da erkeğin de fıtratına uygun davranması ve yaşaması tarafıyım, bunu da savunurum. Kanunlar da bu çerçevede çıkarılmalı. İlkel çağlardan beri erkeğin gölgesinde kalan kadına Kur’an çok büyük imtiyazlar vermiş ve fakat Emeviler ve onlardan sonra gelen erkek hegemonyasıyla yapılan tefsirlerle yine kadın erkeğin gölgesine itilmiş.

Cumhuriyetle birlikte 1926’da kabul edilen medeni kanunun ardından 1930-34 arası yine sınırlı sayıda kadın hakları tanınmış. İlk kadın başbakanın 1993 de sayın Tansu Çiller olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım. Ama cumhurbaşkanı seçilebileceği olgunluğa henüz ulaşılmadı. Mecliste en çok kadın millet vekili de Ak partinin. Bütün bunlara rağmen meslektaşınız Ak partili vekil Özlem Zengin hanımefendi malum sözleşmeyi savunurken “Bu ülkede AK Parti gelene kadar kadın kelimesinin adı yoktu Türkiye’de “ sözlerini sarf etti, iyi mi?

İstanbul’da 16 ülkenin hazırladığı, 45 ülkenin imza attığı ve 34 ülkenin onayladığı sözleşmenin uygulanabilmesi için kabul edenlerin yasal düzenlemeyi yapmaları da zorunlu kılındı. Buna istinaden çıkarılan 6284 sayılı yasa kadınlara hak vermekten öte erkeğe pranga vurur nitelikte olduğu için o tarihten sonra kadına şiddet daha da arttı. Ama nedenleri hiç araştırılmadı. Fakat suçlanan hep erkek oldu. Hukukun üstünlüğü çöp.

Bu yasanın gölgesine sığınıp sokaklarda fıtratına aykırı davranışlar sergileyen kadın haberlerini takip etmenizi tavsiye ederim. Kadir şeker davasından sonra hiç kimse sokakta gördüğü kadına şiddet olaylarında yardım etmek istemez oldu. Çünkü malum yasamız kadının beyanını esas almakta. Böyle bir durumda şirretlik yapan birinin karşısında ne yapabilirsiniz? Çocuğuna vurmadığım halde vurdun iftirası atan biri bana saldırdı diye iftira atmaktan mı çekinecek? Bu sözleşmenin önümüze koydu yasadan dolayı bize kim inanır? Sakın Kadir İnanır deme, o hiç inanmaz. Onların gözünde kadın metrestir.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile… 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —