Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 24.03.2021 01:46

Geçen Haftadan Kalanlar

Facebook Twitter Linked-in

Malumunuz geçen hafta Türkiye’nin de benim de gündemi yoğundu ve birçok konuyu irdeleyemedik. Sadece “İstanbul sözleşmesine” biraz değindik ama tartışmaları bu hafta da hala devam ediyor. Geçen haftadan devam eden diğer iki konu ise Merkez Bankası başkanının görevden alınması ve HDP’nin kapatılma davası ile akabinde Kocaeli milletvekilinin mecliste gözaltına alınması.

En sevmediğim yazı türü para ile ilgili olanı desem bana gülerler herhalde ama para insanı ve insanlığı bozduğu için gerçekten sevmiyorum. Kuruluşundan bu yana başa getirilen merkez bankası başkanlarının isim listesine göz attım. Ortalama 5-6 yıl görev yapan başkanlar arasında en uzun başkanlığı 11 yıl ile 1938-1949 arası A. Kemal Zaim Sunel yapmış. En kısasını da 4 aylık süre ile görevden alınan Naci Ağbal yer alıyor.

Zor meslek hükümetlerle banka patronları arasında kalmak. Daha önce yazdık ama bilmeyenler için bir daha hatırlatalım. Merkez bankası Türkiye’nin öz kaynaklarından oluşan ve tamamen kontrolü Türkiye’nin elinde olan bir banka değil. Adı da bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti değil Türkiye Cumhuriyet merkez bankası. Salgına rağmen en fazla kar elde eden de bankalar. Başına kim getirilirse getirilsin kaybeden hep vatandaşlar. O yüzden de vatandaşın umurunda değil kimin getirildiği.

Bugüne kadar iktidarların da çok umurunda değildi. Çünkü her ne kadar kendileri seçilerek iktidara gelseler de banka başkanlarını tek başına karar veremiyorlardı. Çünkü ilk kurulduğunda Türkiye’nin hissesi % 15 idi. Şimdi % 85 olduğu söylense de bana inandırıcı gelmiyor. 34’ü mevduat, 13’ü kalkınma ve yatırım, 6’sı da kalkınma olmak üzere toplam 56 adet banka şuan faaliyet göstermekte. Üç tanesi devlet bankası gerisi ya yabancıların ya da yabancılarla ortak olan bankalar. 

Para bizde güç bizde diyor yani adamlar. Öyle ya! Ekonomiyi canlı tutmak için sürekli yabancı yatırımcılar ülkeye davet ediliyor. Adamlar da babalarının hayrına gelmiyor elbet. Gelirken de ya bankalarıyla geliyor ya da bankalardan teminat alarak geliyor. Kazanacaklar tabi ki. Böylesi ekonomik sistemlerde kimin nasıl kazandığına bakılmıyor ki faiz düşürülsün. Paranın açamayacağı kapı olmayınca kilit tutmanın da bir anlamı kalmıyor. 

İktidara, daha doğrusu adalet bakanımıza bir tüyo verelim. Tamam bu adamlara diş geçirmek o kadar kolay değil laikin halkın kazanımlarının ellerinden gitmesine müsaade etmeyin bari. Madem bankacılara gücünüz yetmiyor o zaman adaleti sağlamak adına vatandaşın elinde avcunda ne var ne yok dolandıran, çalan hırsızlara engel olun da hem oy hem hayır duası alın. Yoksa Cumhurbaşkanının dediği gibi “mazlumların ahı indirir şahı”.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —