Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 24.10.2017 14:29

FETÖ, isim değil zihniyet

Facebook Twitter Linked-in

Bu mesele gün geçtikçe sulandırılmaya başlandı, her taşın altında FETÖ aramak, her suçta ben FETÖ'cümüyüm savunmaları sulandırmanın boyutlarını göstermeye yeter de artar. Hiç kimse kendi yaptığı yanlışlara FETÖ'yü örnek gösterip aklanmaya çalışmasın. Adı Fetullah Gülen olan şahıs dünya tarihimizde ne ilk ne de son olacaktır. Tarihin karanlık sayfalarında bunlardan çok örnekler var. Bizim FETÖ ve benzerleriyle ile ilgili geçmişteki yazdıklarımızı okuyabilirler. Önemli olan bu zihniyeti iyi analiz edip aynı hataya bir daha düşmemek. Ad’ın değişip zihniyetin değişmediğine iyi dikkat etmek lazım.

Peki nedir bu zihniyet?

Toplumları birbirine kenetleyip, kaynaştıran, maddi-manevi ne kadar dinamikler varsa onları istismar ederek, can damarlarından girip kene gibi semirmek. Himmet adı altında para toplamak, gizli işleriyle hayır hizmetleri adı altında kendilerine saltanat kurmak, ya da kendilerini eğitip yetiştiren ağababalarının çıkarına hizmet etmek, vatandaşları da onlara hizmet ettirmek bu zihniyetin en belirgin özelliklerindedir. Bütün bu işleri de sevgiyi, saygıyı, muhabbeti, vicdanı, iyiliği, hayırseverliği en iyi işleyerek yapıyor olmaları. Hem de öyle bir sinsice yapıyorlar ki şeytan bile şaşırıp şapka çıkarıyordur alim Allah.

Şimdi denilebilir ki, siyasiler de aynı argümanlarla vatandaşı yönetmeye talip olup aynı şeyleri yapmıyorlar mı? Görünür de belki öyle ama bir farkla, siyasileri seçme şansınız var. Bunlar ne siyasete bulaşıyorlarmış gibi görünüyor ne de siyasettin dışında hareket ediyorlar. Yani bakıldığın da siyasilerden bile bir tık önde gibiler. Yine de her ne olursa olsun siyasileri seçme hakkınız var. İş döndü dolaştı siyasete takıldı anlayacağınız. Türkiye artık eski Türkiye değil olmamalı da. Eskiden siyasileri böylesine yakinen takip etme şansınız yoktu ki iyisini seçme şansınız olsun. Ama bugün internet sayesinde istediğiniz bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Yani şunu demek istiyorum, artık vatandaşta kendi geleceklerini belirlemede ketüm olmamalı, araştırmalı en doğruyu bulup seçmeli. Hepsinde bire bir isabet ettireceğiz diye de bir kural yok, ama yakalanan şansı en iyi değerlendirme yoluna gidilmeli.

Gelelim gündemin hararetli tartışmasına. Efendim malumunuz Cumhurbaşkanı, teşkilatlardaki metal yorgunlaklara dikkat çekmiş, akabinde de bazı büyük şehir belediye başkanlarının istifasını istemişti. Siyasetteki değişken şartların hepsini bizim buradan görme şansımız yok elbet. Fakat bilinen bir gerçek var ki AK Parti kesintisiz iktidarı en çokta CB'nın belediyecilikten gelmesi ve belediyeciliğe önem vermesinden kaynaklanıyor. CB bunun farkında ve gereğini yapıyor. Bu istifaya en çok direnen de Melih Gökçek oldu sanırım. Açıklaması da bir o kadar ilginç. Gazeteden takip ettiğimiz kadarıyla CB görüşmesinde 'ben FETÖ'cümüyüm' demiş. Geçmişte CB dahil herkesin o malum yapıyla bir ilişkisi olmuş olabilir ancak 17/25 aralıktan sonra ve 15 Temmuz darbesinden sonra örgütle ilişiği sorgulamak abesle iştigaldir. Eğer haber doğruysa böyle bir soruyu CB'na sormak abesle iştigalin dibidir. Ki şuan vatandaşın memnun olmadığı bir sürü AK Partili belediyeler var, şimdi onları da değiştirmek istese hepsinde FETÖ parmağı mı aranacak? İşin bir başka boyutu da CHP’lilerin ve bazı muhafazakar kesimler ki bunlardan biri de Karar Gazetesi yazarı Elif Çakır, seçimle gelen seçimle gider gibi açıklamalarda bulunuyorlar. 15 yıldır AK Parti'yi ve seçmenini yakından takip eden biri olarak ben de diyorum ki bugün ki belediye başkanlarının hemen hemen tamamı Erdoğan sayesinde seçilmiştir, gerekirse bunu başka bir yazıyla da ispat edebilirim. İşi fazla sulandırmanın lüzumu yok, yeni anayasayla ilk seçimleri gerçekleştirelim ondan sonra tekrar görüşürüz.

Haydi sağlıcakla kalın, takipte kalın. Selam ve dua ile….  


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —