Her zaman söylüyorum, gömleğin düğmesini baştan yanlış ilikleyip sonuncuyu doğru iliklemek mümkün değil. Ahlaki değer üretmeyen sistemin toplumundan doğru zaman da doğru işler yapmasını bekleyemezsiniz. Ahlaki toplum inşa etmediğimiz sürece de hiçbir iktidar kaosun da zamların da önüne geçemez. Hoş paranın merkeze alındığı hiçbir sistemin insanı mutlu etme şansı yoktur.
Nankörlerden değilim elbet, Ak parti iktidarıyla bazı şeylerin değiştiğini yakinen gördüm ve kabul ediyorum. Ancak her şeyin değiştiğini iddia etmek gerçeklerden uzak yalakalık olur, bu da en çok millete ve ak partinin kendisine zarar verir. Ki Ak partiye yakın isimlerden Murat Alan tweeter hesabından bunu şöyle izah ediyor, “sosyal medyada 3 grup ak parti yöneticisi görüyorum, etliye sütlüye girmeyip, Başkan Erdoğan fotoğrafları paylaşan. Falancasının “düğününe katıldık”, filancasını” makamında ziyaret ettik” diyenler. Ölümüne mücadele edenler.. Sıkıntı şu: 1 ve 2 nci grup bolca mevcut, 3. grup çok az.
Sizlerin de gördüğü üzere değişmeyen grup çoğunlukta. Bu Türkiye’nin fotoğrafı aynı zamanda. Kaldı ki asıl değişmesi gereken ve hiç değişmeyen devletin kurumları. Böyle bir teşkilat yapısıyla da bunun değişmesine sayın Erdoğan’ın da gücü yetmiyor sanırım. Kurumlardaki değişikliğin olabilmesi için yukarıda sayılan 3 gurp değil kendisinin de sürekli vurguladığı 1 olmaları gerekiyor. Ülke şartlarında bunu sağlayamadığı da bir gerçek.
Öyle ya salgını bahane eden patronlar ekonomiyi alt üst ediyorlar takip edip düzeltecek olan da devletin kurumları. Kurumların çalışma sistemi de bekleyip bekleyip biz geliyoruz diye uyararak denetleyeceği yerleri önceden hazır hale getirmek. Niye, yanlışı bulamamak için herhalde. Sağ olsunlar market market dolaşıp fahiş fiyatların nedenini bulmaya çalışıyorlar. Salgın sürecinde % 200’lere varan fiyatlar artarken denetlemek bunların işi değil mi? Şimdi siz istediğiniz kadar ceza kesin, patronlar ödeyecekleri ceza miktarını çoktan kasalarında biriktirdi, cezayı mı tasa edecekler?
Sayın Erdoğan için değişti, sekülerleşti, dava diye başladığı noktadan çok uzaklaştı yorumları yapanlar da var. Bu hayatın değişmez bir kuralıdır, değiştirmezseniz değişirsiniz. Dava sadece Erdoğan’ın davası değildi, etrafında aynı davayı dillendiren bir sürü insan vardı. Değişmesi gereken de köhne sistemdi. Dünürü Sadık Albayrak “sistemin çakıl taşları” kitabında bunu çok güzel anlatmıştı. Lakin sistemin değişmesinin önündeki engelleri görenler sistemin nimetlerinde yararlanma yolunu tercih ettiler. Nitekim sistem kendi çarkında dönmeye devam ediyor.
Bir işin düzgün yürümesi için o işin kendi mecraında doğru akışını sağlamaktan geçer. Şunu bir kere daha ifade edeyim ki en kötü sistemi bile doğru işletirseniz sonuç alırsınız. Burada sistem kadar insan faktörü de büyük önem arz ediyor. Onca kanun çıkardığınız halde sistemi işletemiyorsanız ya kanunlar da ya uygulayıcılarda bir sorun var demektir. Marketleri denetlerken salgın süresince peyderpey artan fiyatları görmezden gelen kurumları, yöneticilerini ve çalışanlarını da ıskalamamak lazım.
Erdoğan’ın işi bu sefer gerçekten çok zor. Dava arkadaşlarının çoğu etrafından uzaklaşmış durumda. Dava şuurunda zannettiği çoğu imam hatip kökenli bürokratları araziye ayak uydurup köşe olma derdinde. Teşkilatları sıra bize de gelecek beklentisindeki şakşakçılarla dolu. Birileri fahiş zamlarla milletim dediği vatandaşları etrafından uzaklaştırıyor. MHP ile ittifakından rahatsız olan belli bir seçmeninin de partiden uzaklaştığını sayarsak işi gerçekten zor. Artan fahiş fiyatlarla da vatandaşın işi zor. Bakalım bu zorluklar nasıl aşılacak, onu da bekleyip göreceğiz.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile..
