Bizim dönemimizde liselerde Milli Savunma dersleri okutulurdu. Dersimize de bir yüzbaşı giriyordu. Milli eğitim müfredatında böyle bir dersin varlığına anlam veremesem de sınıf geçmek için takip ediyorduk. Zira eğitimde olduğu gibi savunmada da milli olan çok şeyimiz yoktu. Esas duruşla başlayan bu derslerin amacı bizlere gözdağı vermek mi yoksa korkutmak mı hala çözebilmiş değilim.
İşte böyle bir deste bizim yüzbaşı kırk kişilik sınıfı isim isim kaydederek ikiye ayırdı. Bir grup fabrika kuralımı savunacaktı diğer grup silah alalımı. Haftaya hararetli bir tartışma bekliyorum diye de bizi uyarmayı ihmal etmedi. Bendeniz de mücahitlik yıllarımda fabrikayı savunacaktım. Gerçekten de öyle, milli görüş gençliği olarak ağır sanayi hamlesini savunuyorduk. Lakin bu tartışmanın kazananı olmayacaktı. Her şey not almak içindi.
Geçen gün haberlerde yeni yerli el bombasının MSB envanterine kaydedildiği haberi vardı. Bilindiği üzere son dönemler de iktidar savunma sanayine bir hayli yatırımlarda bulundu. Bunun meyvelerini de sahadaki uygulamalarıyla toplamaya başladı. Aynen Azerbaycan’ın dağlık Karabağ’daki zaferinde sihaların katkısının büyük olduğu gibi.
Küçük de olsa bir şeyler üretip büyük başarılar elde ediyoruz, burası muhakkak. Ancak ne var ki Rusya’dan aldığımız S-400 Trıumph orta menzilli hava ve füze savunma sisteminin yanı sıra ABD’den Patroid füze savunma sistemi ve F-35 savaş uçağı almakta hala gündemimizde, yeni yönetimle anlaşablirsek. Anlaşılıyor ki bu bölge de savaş hiçbir zaman bitmeyecek aksine daha fazla şiddetlenecek.
Hani o dönemin ağır sanayici gençliği olarak fabrikayı savunurken hiç aklımıza silah fabrikası gelmemişti. Getirisi en yüksek olan silah sanayisi olsa da savaş iyi bir şey değildi bizim gözümüzde. Birde savaşmayı seven ve bu uğurda kahramanlar yetiştiren bölgesel gerçekliğimiz vardı. Muhafazakar kanallarımızda da sürekli kahramanlık aşılayan diziler yayında bu aralar. Sahi Covid-19 aşısının mucidi Türk hekimler hangi ülkede yaşıyor, hangi firmanın çalışanı? Aman dikkat! Bu hengâmda Iphone için böbreğini satan gençler çıkmasın içimizden. Dünya hali garip işler.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile..
Not: Bir Ankaralı olarak halan soğuğuna alışmadım. Cuma gününden beri vücudumda bir kırgınlık ve halsizlik var. Bu yüzden yazmaya zorlanıyorum, hakkınızı helal edin.