Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 09.04.2021 11:32

Evdeki Teravih

Facebook Twitter Linked-in

Geçen sene olduğu gibi bu senede salgından dolayı teravih namazları camide cemaatle değil evde tek başına veya aileyle kılınacak. Bu fakirin yazılarını takip edenler hatırlarsa geçen sene yazımızın bir köşesinde 2020’yi unutun demiştim. Görünen o ki 2021’de unutacağız. 22 ve 23’e Allah kerim diyelim.

Her ne kadar salgının varlığı tartışmalı olsa da ortada bir gerçek var, toplumun her kesimini etkisi altına alan psikolojik savaşa dönüşüyor olması. Bugüne kadar salgın sürecinde hükümete destek veren muhafazakar kesim bu sene de teravihlerin camilerde kılınmamasını şiddetle eleştirdiler. Sosyal medya da en fazla tepkide bazı cemaatlerle diyanetin kendi personellerinden geldi. Memnun olanlar da vardı tabi.

En az salgın kadar teravih namazları da tartışıla gelen bir namaz. Daha önce bir vesileyle sorduğum soruyu burada da tekrar sorayım. Peygamber olmasaydı biz namazları nasıl öğrenecektik diyenler teravih namazlarını neye göre, kime göre kılıyorlar veya kılacaklar? Öyle ya Allah Resulünün kıldığı ve kılınmasını tavsiye ettiği böyle bir namaz yok. Bunu en az benim kadar imam hatip veya ilahiyat okumuş herkes bilir.

DİB teravih namazı diye bir namaz yok, kılmayın demiyor evde ailenizle kılabilirsiniz fetvasını veriyor. Belki de bugüne kadar verdikleri en doğru karar. Ancak ne var ki, namaz hakkında bilgi vermek yerine geleneksel anlatıma tabi kalıp evde kılınabileceği fetvasını vermesi doğru bir bilgilendirme biçimi değil. İnananlar da bugüne kadar fetva ile alınan kararları dinin bir emri gibi algılıyor. Bu tür fetvalar Emevilerden başlayıp Osmanlıya kadar çeşitli konularda günün şartlarına göre sık müracaat edilen kararlar.  Bilgi doğru olmayınca amelin karşılığı da doğru sonuçlar vermiyor. Bu da dinin özüne ve öznesine zarar veriyor.

Teravih konusunda Kur’an-i bir referans olmadığı gibi peygamber efendimizden nakledilen bir bilgi de yok. Hz Ömer döneminde Müslümanlar iftar sonrası dağınık bir şekilde ibadet ettikleri görülünce Hz Ömer, Übey İbni Ka’b’ı imam tayin edip cemaatle kılınması fetvasını verdiği rivayetleri var. Bu bilgi de peygamber efendimizin kıldığı nafile namazlara isnat edilmiştir.

Bendiniz yine tekrar ediyorum, kulun namaz kılmasında, Rabbiyle hasbihal olmasında hiçbir beis yok, istediği kadar kılar. Ama burada şuna dikkat etmeli, namaz öyle yatıp kalkmak gibi bir ritüelden ibaret değil. Müzemmil suresinde belirtildiği gibi üstlenilen sorumluluğa hazırlıktır namaz. Günlük hayatın içinde karşılaşıla bilinecek her türlü soruna hazırlıklı olmak demektir namaz. Hakiki namaz, evden veya camiden çıktıktan sonra başlar. Ayetlerin anlamını yüklenip kendini haram ve helallere hazırlamaktır namaz. Yoksa siz Allah Resulünü sevap kazanmak için mi namaz da Kur’an okuduğunu sanıyorsunuz? Hiç şüphesiz ki Resulün namazı hayatı inşa içindi. Hayatı Kur’an’la inşa etmesine vesile olması dileğiyle hayırlı Ramazanlar efendim.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —