Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 15.06.2016 12:53

Erkekler ölsün Cumhuriyeti!

Facebook Twitter Linked-in

Önceki gün Ankara’dan bir tanıdık aradı. Oğlu eşinden ayrılıyormuş, sen okur yazar adamsın, bize bir aklı ver ne yapabiliriz diye. Duyunca üzüldüm tabi ki. Çünkü kız isteme sürecinden düğünlerine kadar her şeyi takip etmiştim. Böyle kısa sürede bitirilmesi hiç hoş olmamış. Damadı da annesini de biraz dinledim benim de tahmin ettiğim gibi kızın annesi işi bozuyordu. Kız tarafı milliyetçi bir aile ve abiler eli sopalı insanlar. Bunu koskoca bir camiayı suçlamak için söylemiyorum tabi ki, bu ailenin yaptığı yanlışlar da böylesine köklü ve büyük camiayı bağlamaz elbet. Ancak ne var ki, hangi siyasi parti olursa olsun, kim olursa olsun temsil ettiği kuruma zarar verecek davranışlardan kaçınmalı. Partiler de oy potansiyeli görüp yanlış insanları bünyelerinde barındırmamalı.

Konuya dönecek olursak, gelinimiz annesinin sürekli devreye girip kızına damadını kötülemesi, çekme kahrını gel biz ne güne duruyoruz dolduruşları sonunda kızını ikna etmiş olacak ki kendine ait kıyafet, altın askı ne varsa alıp evi terk etmiş. Damat işteyken de abileriyle gelip evdeki diğer eşyaları alacaklarmış. Damat da öyle ele avuca sığan biri değil, üstelik anti depresyon ilaçları kullanan biri. Annesi endişelendiği için beni aramış. Bir de damatla konuşayım dedim. Baktım işin düzelecek tarafı kalmamış. Hemen gidip karakoldan eşinin eve davet edilmesini iste, bir de eşya tespit tutanağı tuttur dedim. Sabah erkenden Ankara adliyesindeki tanıdıklarına gidip benim verdiğim bilgileri nasıl uygulayacağını soruyor. O da adliye de mübaşirlik yapan bir arkadaşına yönlendiriyor. Adam verdiği bilgiler evlere şenlik. Eşyayı kim kaçırırsa onun olur, hiçbir hak da iddia edemezsin, sana hiçbir şeyi de vermek zorunda değil demiş. Başka bir avukatta buna benzer ifadeler kullanmış.
Tabi biz avukat veya işin uzmanı birisi değiliz ama uzman olmadığı halde topluma böyle yanlış bilgi verenler acaba nasıl bir yanlışa imza attıklarının farkındalar mı? Kadına şiddeti körüklemekten öte gitmeyen bu durumları insanlar niye yapar anlamakta zorlanıyorum. Hep söyledim, yine söylüyorum ama beni kadın düşmanı ilan etmelerinden de işin açıkçası çekiniyorum. Ya bir anne çocuğunun mutluluğuyla nasıl böyle oynaya bilir? Toplumda anlaşabildiğimiz çok az sayıda konu varken en iyi anlaşılması gereken evlilik konusunda insanlar niye bu kadar tutarsız, duyarsız davranırlar ki? Kaldı ki farklı ortamlarda, farklı dünyalar da yetişmiş farklı düşüncedeki iki insanın leb demeden bir birleriyle mükemmel anlaşmasını nasıl beklersiniz? Sizler yaşını başına almış koca koca insanlar gençlerin bir birlerini anlamaları için yardımı olmak yerine uyum zorluğu çeken bu insanların üzerine yangına körükle gider gibi niçin gidersiniz? Hele ki anneler, çocuklarınızın mutluluğu sizin için hiç anlam ifade etmiyor mu, sizler evlendiğiniz de hemen uyum sağlayıp güllük gülistanlık mı geçindiniz? Yuva kurmak zor yıkmak çok kolaydır ama onun da neticeleri ağırdır. Toplumun inşasında en önemli dönüm noktasın olan evlilikleri sudan sebeplerle berhava edenler ban hiç kadına şiddetten bahsetmesinler. Mal kaçır, bileziklere kadar her şeyi götür, üstüne bir de nafaka iste ondan sonra da rahat rahat yaşayacağını bekle. Niye medeni insanlar gibi kanunun ve mahkemenin vereceği karara saygı duyulmaz da kendi mahkemelerinizi kurarsınız. Ondan sonra da kalkın hakim suçluyu affetti diye feveran edin. Ya hukukun üstünlüğüne inanır, erkeğinde kadının da doğal yaşamasını sağlayacağı şartlarda hareket edip beklentilerinizi ona göre yaparsınız ya da hoş olmayan durumlara katlanırsınız.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —