Ötesi belirsiz alemlerin dokunaklı ırmaklarından bir nida işitilir. Sanırsın ki çok ötelerden gelir bu ses yada sana en ırak olan diyarların havarilerinden ulaşır ,ihtar edilir kalbine. Oysa ki sana edilen ferman en yakınında bulunan Sultan-ı Zülcelal’in fermanını. Ellerin ile taşıyamayacağın kadar dertli, avuçlarına alamayacağın kadar hisli ve çetindir. Koskoca heybetli ve haşmetli dağların sırtlayamayacağı kadar ağır.İlk sözün ,önsözünde belirtmiş olduğun kadar andına riayet etmeni ister. Eğilmeden, savrulmadan kainatın tabiatına uymanı ,sırtlanmış olduğun emaneti vazife bilip O’nun adını anmanı ve sadece Onunla olup O’nu dert edinmeni ister. Dillerde ,renklerde toprakta yada suda ona bakmanı ister. Ona bakıp, onunla isteyişlerine varmanı ister. Seni var edene varıp, onunla var olmayı düşünüp yol almanı ister. Elbette kul olanda ister hem de öyle bir ister ki bahrı sinesine dokundursan bütün ırmaklarla çevirsen etrafını ,sarayları köşkleri emrine versen yani dünyayı versen yine
ister. Madem hem Allah ister hem de kul o zaman sözün demeli ki ‘’Rabbin isteyişi ile selametli ve istikametli bir şekilde isteyişler bul’ Duası ile o sultandan kalbine yetişen isteyişi rıza-i ilahi ile iste.
Demem o ki; Eğer aslını istersen ,isteyişinin içine var , dikkatle bakın ona ,perdelerin perdelerini ,perdelemeden gör, ve anla ki isteyişlerini kalbine dokunduran Rabbinin kendi zatıdır.Sana onu hatırlatan ,unutmaya terk ettiğin isteyişlerini ,sana rahmetiyle vaat ettiği bir cennet bahçesi olduğunu göreceksin.O müzeyyen ve sonsuz bahçesinde sana ayırttıklarını vermek istediğini ve sana istemek için,istemeyi verdiğini göreceksin.Madem Allah rahmet hazinesinden sana bahşettiği bahçeden istediklerini vermeyi istiyor o zaman ona düş ve onu düşün Onunla isteyişlerine var.Ve iste Zira Allah isteyenleri sever Merak etme O(c.c) seninledir.