Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 11.02.2016 15:07

Doğu kurtarılırken feda edilen Batı!

Facebook Twitter Linked-in

Siyaset sorun çözme sanatıdır. Ülkemiz de demokratik hukuk devleti olması nedeniyle sorunları demokratik yollardan hukuk kuralları içerisinde çözmek durumundayız. İç politikada bunlar uygulanabilir ve en kolay uygulanabilecek sorun çözme yöntemidir. Tarihi medeniyetlerin kurulduğu bu coğrafya da ve hemen yanı başınızda yirmiden fazla ülkenin savaş kumpasları kurduğu bir dönem de bu iş oldukça zordur. Bu anlamda hükümetin işi ne kadar zor olursa olsun Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider bu ülke için o kadar şanstır. 

Önceki gün akşam GKM de Dr. Lütfü Özşahin’in “Ortadoğu’da Türkiye’nin Siyasal Rolü ve Terörizm” konulu konferansı vardı. Teşkilatçılıktan gelen biri olarak gözüm siyasileri aradı salonda. Doğumuz da ve güneyimiz de kızılca kıyamet koparken, sınırımızdaki ülkeler bir bir parçalanırken, adım adım üzerimize gelinirken, bunların neden, sebep, sonuç ilişkilerinin anlatıldığı böylesi önemli konuya hangi partiden olursa olsun Türkiye de siyaset yapanların kayıtsız kalması anlaşılır bir durum değil. Ya da ucuz siyaset yapanları uluslararası siyaset çok ilgilendirmiyor olsa gerek. Yoksa bunun başka hiçbir açıklaması ve mazereti olamaz. Sayın Özşahin çok önemli konulara değindi konuşmasında. Ben çok çarpıcı olanını size söyleyeyim de ucuz siyasetçiler kendilerine gelsin biraz. “Savaş taraftarı değilim, savaş çıksın da istemiyorum. Ama Türkiye 13 yılda çok şeyler başardı. Osmanlıdaki kadar olmasa da eski gücüne çok yaklaştı. Bunu hazmedemeyenler de oldu. Dolayısıyla Türkiye’nin güçlenip bölgenin yeni gücü olmasını engellemek için her yol deneniyor. Türkiye muhtemel bir savaşa hazır olmalı.”
Dedik ya hükümetin işi gerçekten çok zor. Ülkenin doğu ve güneydoğusun da adeta yeni bir Çanakkale olmaya zorlanan şartlarla uğraşırken ülkenin batısındaki vatandaşları da birileri sanki isyana sürüklüyor. Kimileri hala oyunda oynaşta gününü gün edip vur patlasın çal oynasın havasında. Kimileri hükümet terörle uğraşırken nasıl malı götürürüz, daha çok nasıl kazanırız hesapları içinde. Baksanıza inşaat sektörüne güzel İstanbul’umuz da nefes alacak alan bırakmadılar. Yaptıkları lüks inşaatlarla fiyatları tavan yaptırıp diğer il ve ilçeler de sıradan yapılan binaların fiyatlarını da tetikliyorlar. Her tarafta kafeler, eğlence ve alış veriş merkezleri açılıyor. Eyvallah terörle uğraşılırken ekonominin de canlı tutulması lazım. Lakin alt yapısı olmayan yerlere yapılan bu mekanlar akşam saatlerinde trafiği felç ettiği gibi onlara hizmet veren esnaf aracını bırakacak yer bulamıyor, cezayı da onlar yiyor. Hükümet geçim şartlarını teröre harcanan kaynağa rağmen iyileştirmeye çabalıyor birileri de gizliden her şeyin fiyatını artırıp vatandaşı canından bezdirmeye kadar gidiyor. Ya beyler bu ülke hepimizin. Kazanacaksak hep birlikte kazanacağız. Beraber ağlayıp beraber güleceğiz. Kaybedersek te hep birlikte kaybederiz. Biz bu ülkenin insanları olarak bir birimize sahip çıkmazsak elin ABD’si, Rusya’sı, Avrupası gelip sana sahip çıkmaz. Çıkarsa tepene çıkar seni köle gibi kullanır. Elimizdeki imkanları ve fırsatları iyi değerlendirmek için belki de son virajdayız. Zaman hoppa cukka zamanı değil. Zaman birlik, beraberlik, kardeşlik zamanı. 
Haydi halın sağlıcakla, selam ve dua ile…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —