Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 08.11.2016 07:32

Diyanet hür olmalı

Facebook Twitter Linked-in

 

Başlıktaki ifade ulusal basınımızda çıkan bir gazetede ülkemizin saygın İslam tarihçisi Prf.Dr. İ. Süreyya Sırma’ya ait.

Gerekçesi de; "Devlet dine müdahale etmemeli! Devlet dine müdahale ettikçe hem kendi laikliğini bozuyor, hem Müslüman dini yaşayamaz hale geliyor. Diyanet hür olursa bu gibi şeyler ortaya çıkmaz" diyor Sayın Sırma.

Haklılık payı var nitekim burada hür olması gereken diyanet değil dinin ta kendisidir. Başka unsurlar tarafından muhasara altına alınmış din zaten yaşanılmaz hale gelmişse devletlerde elbette ki ellerindeki güçle bunu zaptı rapt altına almak isteyecektir. Hocamızı eleştirmek tabi ki haddimize değil ancak ne var ki bir tarihçi olarak daha geniş perspektifte bir değerlendirme beklerdik kendisinden.

Pazar günü hasta ziyareti için Hereke’de idim. Hasta ziyaretim öğlen namazından sonra olacağı namaz önce başka bir arkadaşla sohbet edip namazı sahildeki tarihi bir camide kılmaya gittik. İçeri girdiğimizde imam efendi mihraba oturmuş, önündeki rahle üzerinden bir kitap okuyor. Kitabın ne olduğunu göremedim ama verdiği örnek dikkatimi çekti. İçeri girdiğimiz anlattığı konu neydi onu da bilmiyorum, "Bunu 1500 sene önce İslam dini söylemiş. Bugün doktorlar bunu yeni buluyorlar."

Keşfedilen şey her ne ise niçin keşfedildiğinin suçlusu doktorlar imama göre. Ya da ben öyle anladım. Fakat içimden şöyle bir soru da geçti; 1500 yıldır İslam âlemi ne yaptı veya siz hocalar ne yaptınız?

Madem bu bilgiler elinizde niye bunun kaşifi Müslümanlar arasından değil de yabancı bir bilim adamının emeğinden dökülüyor? İşte Sayın Sırma’ya bu nokta da itirazım var. Din tarih boyunca camilere hapsedilmiş olacak ki bilim dünyasına fazlaca katkı sunulamamış. Sunanlar da siz dininizde diyanetiniz de camiler de kalın dışarı çıkmayın demeye getiriyorlar.

Bilim dinden ayrı düşünüle bilinir mi? Bir örnekle onu da açıklayalım isterseniz. Suyun kaldırma kuvvetini kim keşfetti, Arşimet. Bilim kitaplarına ne diye geçti, Arşimet’in suyu kaldırma kuvveti kanunu. Arşimet mi koydu bu kanunu, tabi ki hayır. Arşimet ne yaptı peki? Allah’ın koymuş olduğu suyun kaldırma kuvveti kanunu kâinat kitabını okuyup anlamaya çalışarak ortaya çıkardı. Bunun için onlara kâşif deniyor. Kur’an ayetleri insanın inşası için indirilmiş, insanın kâinatı inşası için yeryüzündeki canlı ve fiili ayetleri okuması ile gerçekleşir. Bugün İslam coğrafyası cemaat çatışmasından, mezhep tartışmasından başını kaldırıp yaşadığı kâinata bakmaktan aciz duruma getirilmiş. Bu kısır tartışmaların müsebbibi de yine biz inandık iman ettik diyen insanlarız. Dini özgür bırakmadığımız sürece, Kur’an’ın önündeki engelleri kaldırmadığımız sürece, kâinat kitabından dersler çıkarmadığımız müddetçe bahaneleri hep başka yerlerde arar dururuz.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —