Öyle çok talibi var ki saymakla bitiremezsiniz. Acele etmenize gerek yok, herkese yetecek kadar cennet var. Ancak şunu peşinen söylemek gerekir ki bu cennet vatanın kıymetini bilmeyenlerle bu hayatı cennet gibi yaşayanlar boşa heveslenmesinler, onlara cennet yok. Sen cennettin bekçisi misin diyenleri duyar gibiyim. Tabi ki değilim. Cennettin sahibi oraya kimleri alacağını da çok iyi bilir. Bizimkisi hicivle meramımızı anlatabilme gayreti. Yoksa haddimize mi kimlerin cennete, kimlerin cehenneme gideceğinin kararını vermek. Biz sadece alemlerin Rabbi olan Allah’ın (cc) kitabında bahsettiği cennet ehlinin kimler olduğunu paylaşacağız. Herkes de kendi nefsini kontrol edip kim olduğuna karar versin.
Allah(cc) yaşamamız için mükemmel bir hayat vermiş. Önce yaşadığımız hayatı ve emanet olarak verilen yaşadığımız vatanı cennet bahçesine çevirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Eğer yaşadığımız hayatın ve vatanın kıymetini bilmiyorsak ahiret yurdundaki cennetin kıymetini anlamamışız demektir. Sonra da bizi birbirimize eş kıldı, akraba kıldı, komşu kıldı, eş dost kıldı. Biz birbirimizin kıymetini bilmiyorsak orada kiminle eş-dost olacağız, kiminle komşu olacağız? Öyle ya herkes cennet için koşuyor, cennet için ölüyorsa niye birbirimizle iyi geçinmiyoruz, niye birbirimizi kırıp geçiriyoruz? Öldükten sonra cennette de kavga edeceksek niye alsınlar ki bizi cennete? Ya da hepimiz cennetlik isek cehennem ne işe yarayacak? Demek ki hak eden hak ettiği yere gidecek.
Cuma namazında hoca efendiler hutbenin sonunda Nahl süresi 90 ayeti mealen verirler. “ Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara iyilik yapmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı ise yasaklar. O’ düşünüp, tutasınız diye size öğüt verir.” Bu ayette anlaşılmayan bir şey var mı? Bazıları biz Kur’an-ı anlayamayız deyip Arapçasından okuyup ondan medet umuyor. Biz tabi Arapçasından okunmasın demiyoruz. Ne var ki Kur’an-ı büyüleyici bir kitap gibi görmek yerine O’nun ne dediğini anlayarak yaşamak reçete ile ilaç kullanmak kadar tesir ettiğine inanıyoruz. Ki Allah (cc) da; okuyup anlayalım, anlayıp uygulayalım, uygulayıp O’nun rızasına talip olalım diye kitap gönderiyor. İbadet kısmını çok iyi idrak edip uygulayan kardeşler yukarıda ki ayetler gibi toplumsal yapıyı inşa eden ayetleri görmezden gelirlerse eksik uygulamış olurlar. Kur’an-ın hakkını veren Allah’ın (cc) rızasını talep etmiştir demektir. Allah’ın rızasını talep eden müminler adaleti, iyiliği, yakınlarına yardım yaparak, hayasız işlerden sakınan, fenalıktan ve azgınlıktan kaçınan mümin kul hakkına riayet ederek rızayı ilahiye talip olmuş demektir. Rızasını kazanan kullarını cennetine almaktan Yüce Rabbimizin adaletindendir. Ufak tefek hesapları bırakıp rızayı ilahi için dünyamızı O’nun istediği gibi mamur edelim ki O’da bizi cennetiyle şereflendirsin. Rabbim Rızasına talip olan ve bunun için çalışan kullarından eylesin, Cuma’nız mübarek olsun.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
