Yaş gittikçe ilerliyor lakin yapacak çok işimiz, yazacak çok yazımız var.
Onca atlattığım badirelerden sonra emekliliğin verdiği rehavet, yaklaşık üç aydır da virüsten dolayı eve kapanmanın verdiği stresten olsa gerek üzerime adeta ölü toprağı serpilmiş gibi.
Ramazanın ikinci gününden itibaren de vücut dengem alt süt, kendimi bir türlü toparlayamadım. Oruçlarımızı tuttuk da oruç bizi ne kadar tuttu bilinmez. Ancak ne var ki Ramazanın gidişiyle bedenimiz adeta isyanlarda.
Bütün bunlara rağmen diğer işlerimde bilmem ama yazmayı kendimde bir zorunluluk hissediyorum. Böyle bir ruh haliyle oturdum klavyenin başına.
İlk olarak şunu söyleyebilirim ki, kendi hakkımda ve yazılarımla ilgili çok ciddi kararlar aldım. Bundan sonra ki yazılarım bu karar çerçevesinde devam edecek inşallah.
Bundan böyle yazılarımda siyasi içeriğe fazla yer vermemeye çalışacağım. Siyaset çok çetrefilli ve bir o kadar da kıvrak dönüşleri olan bir kulvar. Bugün savunduğunuz fikirler ve siyasiler yarın karşınıza bonus olarak çıkmıyor aksine 180 derece dönüşler sizi sıkıntıya düşürüyor. Belki siyasilerinde kendilerince haklı olduğu sebepler vardır ama o sebepleri bilmeden savunuyor olmak bizi aha çok sıkıntıya sokuyor. O yüzden siyasette fazla topa girmeyeceğiz.
Peki ne yazacağız?
Bir süredir gerek sosyal medyadan gerekse etrafımdaki insanlar da gördüğüm sürtüşme ve kavgaların temel nedenlerine yoğunlaştım. Gördüğüm şey toplumsal olarak ahlaki erozyon yaşıyoruz.
Öyle ki! Sosyalistler bir birleriyle kavgalı ve ağza alınmayacak sinkaf küfürler savuruyor. Dindar bildiğimiz, gördüğümüz kesimlerde de durum bundan farksız. Her Müslüman grup yek diğerine acımasızca saldırıyor, edilen küfürleri geçtim bir birlerini kafirlikle suçlayacak kadar işin dozajını kaçırdıklarına şahit olduk.
Hepsinde de temel nedenin ahlaki değerlerin dejenere olduğu bir gerçek. İşte biz de bu gerçeklikten hareketle bu ahlaki yozlaşmanın önüne geçebilmek adına edindiğimiz bilgileri sizlerle paylaşacağız.
Hedefimizde asla ve hiçbir zaman şahıslar veya onların bağlı olduğu gruplar olmayacak. Biz yanlış fiilleri imkanlarımız el verdiğince, ömrümüzün yettiği yere kadar bunun mücadelesini yazılarımızla yapmaya çalışacağız.
Biliyorum bu o kadar kolay olmayacak. Çünkü bir toplumu alışıla gelmiş doğru kabul ettikleri bilgilerden soyutlamak oldukça zor. Ama buna mecburuz eğer insana yakışır bir hayat yaşamak istiyorsak.
Ben biraz da temelden başlayıp nasipse peygamber efendimize atılan iftiraları yazarak bir sonraki yazı ile başlamak istiyorum. Zira O ahlakı tamamlamak üzere gönderilen Kur’an’ı hayatına en güzel tatbik eden ahlak timsali bir peygamberdi. Onu ve uyguladığı Kur’an’ı anlarsak ahlaklı bir toplumu o zaman inşa edebiliriz.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile..
