Eskiler hep söylerdi; çok okuyanla çok gezen bilir diye. Çok gezen birisi değilim, eskisi kadar okuyamasam da çok okuyan biriyimdir. Gezme ise en kötü ihtimal sılayı rahim olan memleketim Ankara ziyaretleri, ona da gezme denirse. Gezmeyi sevmediğimizden değil, çalışmaktan, koşuşturmaktan fırsat bulamadığımızdan. Eh tabi bu gezmelerin bir de ekonomik boyutu var. Ben genelde para harcayacaksam kitabı tercih eder, ona para harcarım. Aklıma gelmişken şunu da yazayım, aslında Ramazanın son haftası gitmiştim Ankara’ya ve orada edindiğim bilgileri de yazacaktım ama bir türlü ona fırsat gelmiyor. Zira bu hafta sonu da Karadeniz gezisi var, nasipse oraları da sizlere anlatmak isterim.
Gelelim okumaktan gezmeye nasıl fırsat bulduk. Tamamen duygusal efendim desem de esas neden tabi ki parasal. Efendim sağ olsunlar Tezkop-iş sendikası düzenliyor bu gezileri, iyi ki de düzenliyor. Okuma yönü ağırlıklı olan birinin de bu gezilere katılması büyük bir fırsat. Tezkop-iş genel merkezine ve Gebze şube yönetimine teşekkür, bu fırsatı verdikleri için teşekkür ediyorum.
Gelelim Bilecik-Eskişehir izlenimlerimize. Efendim gerçekten gelip görülmesi gereken yerler. Elin oğlu kilo metrelerce uzaklardan gelip geziyor biz ne kendimiz ne de çocuklarımıza böyle bir imkan suna biliyoruz. Bilecik buram buram tarih kokan bir kentimiz. Çocuklarımızı tarih şuuruyla yetiştirebilmek için mutlaka gezilip görülmesi gerekir diye düşünüyorum. Gerek Bilecik gerekse Eskişehir’imizin kıyısından köşesinden arabayla, trenle geçtikte içlerini hiç gezmemiştik. Valla ne yalan söyleyeyim Eskişehir’e hayran kaldım. Siyasi olarak farklı görüşlerde olsak da sayın Yılmaz Büyükerşen’i takdir ettim. Pırıl pırıl yaşana bilecek bir Eskişehir sunmuş Eskişehirlilere. Kent park, Sazova parkı, bal mumu heykel müzesi görülmeye değer yerler. Ne yapın edin gidip buraları gezin görün derim.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….