Eski Türkiye’den kalma bir refleks olarak akaryakıt zamları her zaman beni ürkütmüştür. Zira o dönemlerde benzine-motorine zam gelmesi doların otomatik artması ve iğneden ipliğe her şeye zam demekti. Asgari ücretlinin o zaman da arabası yoktu şimdide çoğunluğun yok. Ama iğneden ipliğe gelen zamlar onları da etkiliyordur. Ay sonunu bile beklemeden ceplerindeki para buhar olup gidiyordu. Bizim de arabamızın olduğu dönemler oldu fakat akaryakıt zamlarından doğru dürüst binemiyorduk.
Bu köşenin yazarı fakir, 16 yıllık AK Parti iktidarının vatandaşa yansıyan çoğu uygulamalarını takip ve takdir edip buradan paylaşmıştır. (Geçmiş yazılarımızı hatırlayanlar bilirler). Halen de çoğu icraatlarını takdirle karşılayıp destekliyoruz da. Ancak ne var ki akaryakıta bir hafta da iki üç zam gelmesi halk arasında artık yüksek sesle dillendirilmeye başlandı ve biz bunu yukarıları duyurmak zorundayız. Gazeteciliğin en önemli işlerinden biri de halkın taleplerini dile getirmek, bu talepleri gazete aracılığıyla yetkililere iletmek.
Neler konuşulmuyor ki halk arasında! Zaten aldığımız her şeyin vergisini ödüyoruz, hatta verginin de vergisini ödüyoruz daha yaşanabilir imkanlara sahip olmak için ama akaryakıt zamları bu imkanları elimizden alıyor diyor vatandaş. Akaryakıt zamlarıymış gibi görünse de eskisi gibi diğer ürünlere de gizli zamlar geliyor, biz bunları karşılamak için maaşla yetişemiyoruz bankalara borçlanıyoruz. Tamam güzel işlerde yapılıyor ama fetö gibi örgütler himmetle zimmetle devletten çalarken bir şey yapılamıyor, onların götürdüklerinin cezası bize ödetiliyor gibi daha ne serzenişler var halk arasında. Biraz da kendileri fedakarlık yapsın, lükslerinden kıssınlar diyenlerin sayısı da az değil. Bu konuda haklı oldukları bir gerçek ama gözüme takılan bir ayrıntıyı da bendeniz hatırlatayım. Konu akaryakıt olunca ister istemez gözle görünür israfın bu zamları kaçınılmaz kıldığı gerçeğini görmek lazım. Trafikte tek başına araçlarla seyahat, üstelik yakıt tüketimi en fazla olan araçlarla dript atmalar, eski araçların egzozlarını bağırtmalar. Bunları da görüyoruz. Özellikle mesai başlangıç ve bitiş saatleri haricinde toplu taşıma araçları neredeyse boş gidip geliyorlar. En azından acil olmayan işler de ve tek başına seyahatlerde toplu taşıma araçları kullanmanın bu şikayetleri azaltacağını düşünüyorum. Ama bu hiçbir zaman akaryakıta gelen zamlarını meşru göstermez. Bu sadece vatandaşın kaynakları verimli kullanması açısından bir uyarı ama aynı tasarrufu devlet kendisi de yapıp mümkün mertebe bu zamları frenlemeli. Yoksa bu işten para baronları hep karlı çıkar, olan vatandaşa olur.
Haydi sağlıcakla kalın, takipte kalın. Selam ve dua ile.