Ramazan dolayısıyla yazmayı düşünmediğimi yine Ramazan ayının ilk haftasında yazdığım yazılarda belirtmiştim. Hele ki sporla ilgili hiç düşünmemiştim. Ne yalan söyleyeyim iki gündür de kendimi zor tutuyorum. Ama gelin görün ki hedef tahtasına oturtulan milli sporcumuza adeta atış serbest komutu verilmiş gibi saldırılıyor. Başka konularda olsa soruşturmaydı, şuydu buydu deyip konu hakkında konuşulmaz ama söz konusu Arda olunca ver yansı ediliyor, ben de haksızlığı hazmedemiyorum.
Arda babamın oğlu değil, uzaktan yakından hiçbir bağımız da yok. Hakeza Bilal Meşe’yi de aynı şekilde medya da boy gösterdikleri oranda tanıyoruz. Ama Arda dünya klasmanında bir sporcu tanımayan yok. Ama bu onun yaptıklarının doğru olduğu anlamına gelmiyor tabi. Bir de biz olayın yaşandığı mahalde değildik elbet. Yine basına yansıyan kadarıyla biliyoruz. Bu bile Arda’nın yaptığını doğru kabul etmemize yetmez tabi ki. Ancak ne var ki bizde basından takip ettiğimiz fotoğraf karelerini yan yana koyduğumuzda ortaya farklı resimler çıktığını da görüyoruz.
Hani evin hanımı kristal vazoyu kırdığın da a kaza oldu, ama hizmetçi kırdığında, kör müsün dikkat et dendiği gibi bu olayda Arda’nın hizmetçi mantığıyla linç edilmesine hiçbir vicdan sahibinin kabulleneceği bir durum değil. Madem ki adaletten, haktan hukuktan dem vuran bir milletiz o zaman vicdanları yaralı bırakmayalım, bizde gördüklerimizi yorumlayalım ki adalet belki yerini bulur.
Hep şikayet eder dururuz, bizde dünya çapında futbolcu niye çıkmaz diye ama çıkanı da kapalı kapılar ardında yok ederiz. Neler denmiyor ki Arda’ya medya da? Bırakın babası yaşında dedesi yaşında bir büyüğüne bunu yapmasın gibi sözlerle de tepki gösteren yazarlar, Arda’dan utanıyorum, Kibirinin esiri oldu gibi daha neler neler. Göklere çıkaran da sizsiniz yerin dibine sokanda. Peki neden? Evet para, şöhret, makam insanları azdırır, ne oldum delisi yapar. Bu bütün dünya da böyledir de bizde niye buralara gelen insanlar bir şekilde al aşağı edilir. Baban yaşındaki büyüğüne bunu nasıl yaparsın diyenler Meşe gibi torun sevme yaşındaki adama niye sen git evde torun sev, bırak bu işleri gençlere demezler? Hakeza bulunmaz Hint kumaşı gibi Terim’den niye vaz geçilmez, kibir onda yok mu? Niye genç yeteneklere milli takım teslim edilmez, genç jenerasyonu anlayacak genç teknik patron kıtlığımı var bu ülke de? Oyuncularıyla yakından ilgilenip Arda’nın bu ruh halini ya da Meşe ile aralarındaki problemi nasıl takip edip önlem almaz, başka bir dünyada mıydı o saatlerde?
Meşe de Terim de evet dedeleri yaşında iki insan, gençlerle nasıl diyalog kurulması gerektiğini bilmiyorlar mı, bilmiyorlarsa bıraksınlar bu işleri. Kafamda öyle deli sorular sıralanıyor ki daha 2016 dünya kupasında yaşandığı söylenen olaylara yerim kalmıyor. Ama asıl kıyametin orada koptuğu da muhakkak. Yani anlayacağınız maddi plan duygusallığın gölgesinde kaldı, ya da öyle olsun istiyorlar. Her şeye rağmen Arda sen bunu yapmamalıydın.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile….
