Ölürsen de hak yedirme hak yeme.
Ak’a kara karaya da ak deme.
Adaletten ayrılırsa mahkeme.
Bir kanuna bir de hakime tükür.
Adalet kelimesini duyunca aklıma merhum Abdurrahim Karakoç ağebeyin bu şiiri aklıma gelir. Malumunuz 18 yıldır iktidarda olan partinin de adı adaletle başlıyor. Ne var ki, para eksenli dünya modellemesi her zaman adaletin önüne geçtiği için kellede ekonominin başından alınıyor. Oysa plan bütçe komisyonunda adalet bakanımız sayın Gül ne diyor?
“Yatırımları yeşerten ve bereketlendiren iklim, hukuk devletidir”. Yani, hazine ve maliye bakanı Albayrak’ın başının yenmesinde bizim de payımız var mı demek istiyor? Kem gözlerden uzak, Gül’lük gülistanlık gidiyordu adalet, nereden çıktı şimdi bu?
Malum 15 temmuz darbe girişiminden bu tarafa beş yıl geçti. O zamanki kin ve öfke de dindi. Ne şiş yanıyor ne de kebap. Unutanlar için hatırlatalım. Duruşmalara grant tuvalet gelen fetöcülere gösterilen tepki üzerine diktirdiğiniz Daltonlar gibi turuncu tek tip kıyafetlere ne oldu? Herhalde maliyeden kaynak çıkmadı? Ya da bakanlığınızın dokunulmazlığı var. Oysa ekonominin yeşermemesinin hukukun uygulanmamasına bağlayan da sizsiniz.
Vatandaş tüketici mahkemesine dilekçe veriyor. Ticaret bakanı da diyor ki bu tür davalarda ücret ödemeyeceksiniz. Lakin müracaatta para talep ediliyor. Üstelik ara bulucuya gitmeden dava açamayacağı söylenmeden. Vatandaş itiraz ediyor “paramı verin o zaman” diye. Hakim kararı yazınca alırsın deniliyor. Baştan sona kanun maddeleriyle dolu karar metninin sonunda masraflar düşülünce paranı alırsın. Nasıl alacak, ne zaman alabilecek hiçbir bilgi yok.
Bak gördün mü maliyenin vatandaşa verdiği paralar nasıl buharlaşıyor? Belki de cumhurbaşkanının söylediği haklı. Onu da hatırlatalım. Yaklaşık bir ay kadar önceki konuşmasında “kültürel iktidar olamadık” demişti. Evet evet kadim bir kültür oluşturulamadı. Aman sakın ha bu sefer de ihale kültür bakanına çıkarılmasın. Bence bu gidişatta herkes kendini sorgulamalı.
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
