Bilim insanları, Meksika'daki mağaraların içinde, kaya ve kristallerin arasında formunu hiç bozmadan günümüze ulaşan 50.000 yıllık mikro yaşam formları tespit etti. NASA'nın önderliğindeki keşif, uzun süre basından gizlendikten sonra duyuruldu.
BİLİM KONFERANSINDA DUYURULDU
Meksika'nın Naica bölgesinde bulunan mağaralarda, formlarını bozmadan bekleyen mikroplar keşfedildi. Şu ana kadar mikropların, çeşitli mineraller ve manganezlerin içinde yaşayarak bu günlere ulaştığı ortaya çıktı.
NASA'nın Astrobiyoloji Enstitüsü başkanı Penelope Boston, keşifi cuma günü yapılan bilim konferansında duyurdu.
Yapılacak deneylerde bir aksi sonuçlar çıkmazsa, mikropların bir kez daha dünyanın en ağır koşullarına bile dayanabildiği ortaya çıkacak.
9 yıllık bir çalışmanın ürünü olan keşif, henüz resmi olarak bilim dergilerinde yayınlanmadı. Araştırmacılar bir süre daha genetik test yapmayı planlıyor.
40'dan fazla yaşam formunundan oluşan kayaların içindeki mikrop ve virüslerin, günümüzdeki en yakın akrabasıyla bile farklılıklar gösterdiği söyleniyor. Yapılan örneklendirmeye göre, en yakın akrabası ile arasındaki fark, insan ile mantar arasındaki fark kadar.
YERİN 800 METRE ALTINDA
Meksika'da bulunan Naica mağaraları yerin 800 metre altında bulunuyor. Mağaralar daha önceden bir maden firması tarafından kullanılıyordu. Maden şirketi mağaraları terk ettiğinde gerçek ortaya çıkmış ve NASA inceleme imkanı bulabilmiş.
Kristallerle kaplı demir duvarlar neredeyse bir katedralinki kadar büyük. Mağarada bulunan kristaller için bilim insanlarının, muazzam güzellikte bir cennet yakıştırması yaparken, içindeki yaşam formlarının yıllarca orada bulunması için 'cehennemi yaşadıkları' benzetmesi yapılıyor.
Kristallerle kaplı mağaranın çok sıcak olduğu, bilim insanlarının çalışmak için astronot kıyafeletinin minyatür bir versiyonunu kullandıkları belirtiliyor.
Cuma günü yapılan konferanstan önce NASA'nın, mağarayla ilgili hiç bilgi sızdırmadığı ve basından uzak çalıştığı ortaya çıkmış oldu.
Bilim insanları birkaç sene önce, yarım milyon yıldan fazladır tuz ve buzun içinde yaşayan mikroplara rastlamıştı. Ancak kaya ve kristallerin içinde bulunan bu mikropların çok daha eşsiz olduğu düşünülüyor.
