İzmir'de özel bir okulda öğretmenlik yapan 67 yaşındaki Aynur İskender, 50 yıl önce başladığı meslek hayatına ilk günkü heyecanla devam etmenin mutluluğunu yaşarken, genç meslektaşlarına da örnek oluyor.
Ordu'nun Ünye ilçesinde 6 çocuklu bir ailede dünyaya gelen İskender, ilkokulda öğretmenini kendisine örnek alarak bu mesleği seçmeye karar verdi.
Öğretmeninin yönlendirmesiyle 1963 yılında girdiği sınavla Trabzon Beşikdüzü Kız Öğretmen Okulu'nda 7 yıl eğitim gören İskender, 25 yıl 7 ay boyunca memleketi Ünye ve İzmir'de farklı okullarda sınıf öğretmenliği yaptı.
İskender, 1995 yılında Milli Eğitim Bakanlığından emekli olmasına rağmen çok sevdiği mesleğinden kopamadı.
İzmir'de bulunan birçok özel okulda 25 yıldan bu yana öğretmenlik yapan İskender, son 5 yıldır da Kent Koleji'nde öğrencileri hayata hazırlıyor.
Öğrencileriyle arasında farklı bir bağ kuran deneyimli öğretmen, mesleğine olan sevgisi ve tutkusuyla herkese örnek olurken sık sık genç meslektaşlarıyla bir araya gelerek onlara da eğitimler veriyor.
"Mesleğimi severek yaptığım için 50 yılı hiç saymadım"
İki çocuk ve bir torun sahibi Aynur İskender, öğretmenlik mesleğini çok severek yaptığını, hiçbir zaman mesleğinden tam anlamıyla emekli olmayı düşünmediğini söyledi.
Tüm hayatını sınıfta öğrencileriyle birlikte geçirdiğini belirten İskender, "Ben bununla gurur duyuyorum. Mesleğimi severek yaptığım için bu süreyi hiç saymadım. 50 yıl herhangi bir işle uğraşmadım, insan yetiştirdim. Her birinin hayatına dokunmaya çalıştım. Bu o kadar keyifli ve sevgili bir şey ki öğretmenlik sevilmeden yapılacak bir meslek değil. Yeni mezun olmuş kadar heyecanlıyım. Yeniden dünyaya gelsem yine bu mesleği seçerim." dedi.
"Sağlığım el verdiğince mesleğimi yapmak istiyorum"
İskender, mezun ettiği bazı öğrencilerin çocuklarının da görev yaptığı okulda eğitim aldığını, bu öğrencilerin kendisine "babaanne" diye hitap ettiklerini, bu durumun kendisine ayrıca mutluluk verdiğini anlattı.
Her gün aynı heyecanla sınıfa girip öğrencileriyle buluştuğunu dile getiren İskender, şunları kaydetti:
"Sınıfta öğrenciler size o kadar büyük bir heyecanla bakıyorlar ki diğer hayatınızı tamamen dışarıda bırakıyorsunuz. Ben hala kaçıncı karne dönemidir bilmem. Ben adil ve adaletli olmaya çok önem veririm. Hala uykularım kaçar. Acaba birisinin hakkını yemiş miyim diye düşünürüm. Her çocuğun kendi yapısı içinde onu bir yerden alıp diğer tarafa taşıyabilmişsem, yüreğine okul ve öğretmen sevgisini, okuma sevgisini koyabilmişsem o çocuk koşa koşa okula geliyorsa ben başarılıyım diye düşünüyorum. Sağlığım el verdiğince mesleğimi yapmayı düşünüyorum. Genç meslektaşlarıma önerim şu; bir kere kim olursanız olun yaptığınız işi yüreğiniz ile yapın. Çağın gereği olan bilgi donanımı şart. Bunun dışında çocuğu tanımaları da gerekiyor."
"Bizim için bir lider"
Okulda Almanca öğretmeni olarak görev yapan Elçin Müzeyyen Çelik de 3 yıldır birlikte görev yaptıkları Aynur İskender'in kendileri için bir lider olduğuna dikkat çekti.
Kendisine Aynur öğretmeni örnek aldığını ifade eden Çelik, "Ben ondan çok şey öğrendim. Öğretmenliğe ilk başladığım yıllarda zorlanmıştım. Ama o her zaman öğrenciye nasıl davranacığımı ve onu nasıl kazanacağımı bana anlattı." ifadelerini kullandı.
İskender'in 1981 yılında görev yaptığı Şemikler İlköğretim Okulu'nda öğrencisi olan 48 yaşındaki Emin Nalbant ise Aynur öğretmenin kendi hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu, okuldan mezun olduktan sonra hiç kopmadığını, çocuklarının da onun çalıştığı özel okulda eğitim görmeye devam ettiğini söyledi.
AA
