Sami, “Burası daha önce demir tozuyla ciddi anlamda ilçemizi rahatsız eden bir işletmeyken şimdi de alev almış. Bu alev hala sönmedi. 20 saat kesintisiz siyah dumanlar ilçe halkına gitti. Halkımız burada ciddi manada mağdur oldu. Havayı ve doğayı ciddi manada kirlettiler” dedi.
Yangın, 19 Eylül günü saat 12.30 sıralarında Dilovası Organize Sanayi Bölgesi'nde (DOSB) D-5003 Sokak'ta bulunan Diler Holding'e ait Diler Demir Çelik fabrikasına ait hurdalıkta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hurdalık henüz bilinmeyen bir sebeple alevlere teslim oldu ve yangın hala söndürülemedi. 150 personel, 50’ye yakın araç ve 10 tane iş makinesiyle soğutma çalışmaları sürse de belli aralıklarla demirler yine alev alıyor. Yangının başladığı günden bu yana dumanlar hava kirliliği oluştururken, etraftaki konutlarda yaşayan vatandaşlar için sağlık riski oluşturuyor.
Konuya dair açıklama yapan Dilovası Ekoloji ve Sağlık Derneği Başkanı İsmail Sami, yaşananların çevre felaketi olduğunu söyleyerek, yanan maddede henüz kimyasal olup olmadığını bilmediklerini belirtti. Demir cüruflarının eridiğini ve bu sebeple yığılan demirlerde küf biriktiğini ifade eden Sami, küften dolayı söndürmenin zorlaştığını belirtti. Konutlara yakın bölgede sanayiye karşı olduklarına da değinen Sami, DOSB’de 200’ü aşkın işletme bulunmasına rağmen tek bir tane bile itfaiye olmamasına da sitem etti. Sami, yangına anında toz serpilse belki önüne geçilebileceğini ama suyla baskı yaptıkça alevlerin arttığını vurguladı.
“20 saat kesintisiz siyah dumanlar ilçe halkına gitti”
Çevre felaketinin boyutuna dair açıklamalar yapan Sami, “Bugün Dilovası ilçesi maalesef bir çevre felaketiyle karşı karşıya. 24 saattir kesintisiz bir şekilde devam eden demir yangını var. Burası daha önce demir tozuyla ilçemizi ciddi anlamda rahatsız eden bir işletmeyken şimdi de alev almış. Bu alev hala söndürülemedi. 20 saat kesintisiz siyah dumanlar ilçe halkına gitti. Halkımız burada ciddi manada mağdur oldu. Havayı ve doğayı ciddi manada kirlettiler. Binlerce ton demir yığını oluşturulmuş durumda ve demirler ithal, yani ne idüğü belirsiz demirler. İçinde ne madde olduğu da bilinmiyor. Bunun çevreye ve insana zararları tam kanıtlanmamış veya şu an hala açıklanmamış durumda. Çünkü ne yandığı, insanların ne soluduğu belirsiz. E-5’in konut tarafında sanayiye kesinlikle karşıyız. Asla olmaması gerekiyor ve asla olmaması gerektiğinin sebebini de görüyorsunuz. Yüzlerce insan 24 saattir bunu söndürmeye çalışıyor” dedi.
“İnsan sağlığı bu kadar ucuz değil”
Demirin çok yığılması durumunda küf oluştuğunu ve bunun da söndürmeyi zorlaştırdığını vurgulayan Sami, “Demir yanıyor ve demirin cüruflarının da yandığı, eridiği söyleniyor. Bu cüruflar ağır metal. Yani insanlar şu an ağır metal soluyor. İçindeki kimyasal maddeyi, herhangi bir kimyasal madde mi var, neden böyle yanıyor, neden söndürülemiyor bilmiyoruz. Aldığım bazı teknik bilgiler var. Demirin çok yığılması durumunda demir küf oluşturuyor. Oluşan bu küf de söndürülmemeye sebep. Yani, yandıkça yanıyor, alevlendikçe alevleniyor. Yirmi dört saattir insanımız bu kirli havayı soluyor. Ciddi bir hava kirliliği oluştu. Ciddi bir araştırma gerekiyor ve bu işletmeye de ciddi bir yaptırım uygulanması gerekiyor. İnsan sağlığı bu kadar ucuz değil” diye konuştu.
“200’ü aşkın işletme var ama bir tane itfaiye yok”
Anında müdahale için Dilovası Organize Sanayi Bölgesi içerisinde itfaiye bulunmamasına sitem eden Sami, “Ağır metaller, yani D sınıfı yanıcı maddeler insan sağlığına gerçekten çok zararlı. Sağlıkçıların bunu insanlar içerisinde ölçmesi gerekiyor. Bu hem bir çevre felaketi hem de bir afet. Saatlerce E-5 kapatıldı. Neredeyse otobana sıçrayacaktı ve otobanı kapatacaklardı. Bu kadar büyük bir felaketin içerisindeyiz ve bu kadar büyük bir felaketle karşı karşıyayız. Allah muhafaza bu yangın, fabrikanın deposunda değil kendi alanında oluşsaydı yüzlerce kimyasal tank var. Bunlara sıçraması durumunda Dilovası’nı, Kocaeli’yi düşünemiyorum. Organize Sanayi Bölgesi’nin de 200’ü aşkın işletmesi var ama bir tane itfaiyesi yok. Aslında anında müdahale için ileri derecede bir itfaiye teknik donanıma sahip olması gerekiyor. Mesela burada anında toz serpseler bunu belki önleyeceklerdi ama suyla baskılayarak daha da alevlendi ve hala söndürülemedi maalesef” ifadelerini kullandı.
