Tarih: 28.11.2011 16:21

"TV'deki o görüntüden çok rahatsızım"

Facebook Twitter Linked-in

SETA tarafından gerçekleştirilen 'Toplumun Kültür Politikaları ve Medyanın Kültürel Süreçlere Etki Algısı Araştırması'nın sonuçları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Toplantıya, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, RTÜK Başkanı Davut Dursun ve TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile Proje Koordinatörü Prof. Dr. Talip Küçükcan katıldı. Prof. Dr. Küçükcan, araştırma sonuçlarına ilişkin bir sunum yaptı. 

 

 

ŞİDDET ÇOCUKLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR

 

Araştırmanın dikkat çeken bazı sonuçlarına göre, popüler dizi ve programların şiddet kullanımı üzerindeki etkileri ile ilgili ankete katılanların yüzde 85'i bazı televizyon dizileri ve programların çocukları ve gençleri şiddet kullanmaya teşvik ettiği fikrine katılıyor. Yüzde 9.1'lik bir oran ise bu fikre katılmıyor. Popüler televizyon dizilerinde cinsel içerikli görüntülerin çocuk ve gençler üzerindeki etkilerine ilişkin görüşler konusunda ise, ankete katılanların yüzde 84.1'i bu tür görüntülerin çocuk ve gençleri olumsuz etkileyeceğini düşünürken, yüzde 10.3'lük bir kısım böyle düşünmüyor. 

 

 

AYKIRI YAYINLAR FAZLA

 

 

Ankete katılanların yüzde 83.1'i tarihi olay ve kişilerin konu alındığı dizi ve programlarda tarihi gerçeklere bağlı kalınması gerektiğini düşünürken, yüzde 10.1 bunun gerekli olmadığını belirtiyor. Ankete göre, televizyondaki dizileri aile fertleri ile beraber seyredebildiğini belirtenler yüzde 30.4 iken, ailesi ile izlemekte zorluk çektiğini belirtenlerin oranı yüzde 62.6. Televizyon programlarındaki cinsel içerikli görüntü ve konuşmaların sınırlanmasının basın özgürlüğüne aykırı olduğunu düşünenler

yüzde 33.2 iken, aykırı olmadığını düşünenlerin oranı ise yüzde 53.4. 

 

 

 

2.5 MİLYON İNSAN MÜZE KARTI KULLANIYOR

 

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bu araştırmanın başlıklarından birinin de kültür politikalarının nasıl değerlendirildiği ile ilgili olduğunu belirterek, ankete göre bu konuda bardağın yarısının dolu göründüğünü söyledi. 2008'de müze kart uygulaması başlattıklarını ve bugün 2.5 milyon insanın müze kart sahibi olduğunu ifade eden Bakan Günay, "Ancak ben birçok milletvekili arkadaşımın bile bundan haberdar olmadığını gördüm. Anlatmak için biz çok şey yaptık. Bir dizide, birkaç dakikalığına senaryo gereği müze kartı anlatma fırsatı buldum. Ertesi hafta Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne gittiğimde müze kart satışlarının son zamanlarda arttığını söylediler. 'Yüzde 15 arttı' denildi. Defalarca anlatmışız ama bir dizide birkaç dakika anlattığımızda, demek ki televizyonda, dizide görünmenin ciddi katkısı var" dedi. 

 

 

 

"CİNSEL İÇERİKLİ YAYINLARDAN RAHATSIZIM" 

 

Kendisinin de cinsel şiddet içerikli yayınlardan rahatsız olduğunu ve şiddet içerikli bir programın akşam saat 20.00'de tekrar yayın ile başlayıp saat 23.00'e kadar devam ettiğini belirten Günay, bu programların saatlerinin ileri kaydırılması gerektiğini söyledi. Günay, "Yasaklayıcı değil yönlendirici, özendirici, koruyucu olmamız gerekiyor kamu olarak. Reklam sektörüyle de istişare ederek iyi yayınlara ağırlık vermelerini görüşebiliriz" şeklinde konuştu. Bakan Günay ayrıca, sürmekte olan UNESCO Hükümetler Arası Komite Toplantısı'nda somut olmayan kültürel mirasla ilgili alınan karar gereği 'tören keşkek'inin de somut olmayan miras listesine alındığını açıkladı. Günay, sigarayla ilgili ciddi bir kamusal karşı koyuş bulunduğunu da belirterek, "Televizyonda sigaranın dumanı görünüyor. Ama kendisi görünmüyor. Bir dizide takır takır silah atılıyor. Silahı, kadının boynuna dayanan bıçağı da RTÜK'ün görmesi gerekiyor" dedi. 

 

 

 

"ZAYIF HALKAYI BULMALIYIZ" 

 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise, Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu başkanı iken Diyarbakır'da halkın kendilerine 'gençler artık bizi dinlemiyor, siz önce televizyonlara bir bakın' dediğini anlatarak, "Biz de genel yayın yönetmenlerini topladık. Onlar da 'sizin dediğiniz gibi bir yayın yaparsak biz batarız' dediler. Yumurta-tavuk hesabı birbirini kötü besleyen bir sorun var. Ama artık toplum da bunu sorun olarak görüyor. Bizler mazeret üretme yeri değiliz. Toplumun sorunlarını çözme mekanizmalarıyız. Toplum şikayet ettiği şeyi izlemeye devam ediyor. Buradan topluma sesleniyorum. Hem şikayet ediyoruz, hem elimizdeki kumandayı kullanmayı bilmiyor muyuz? Bizim medya okur yazarlığını güçlendirmemiz gerekiyor Kumandayı kullanmayı öğretmemiz gerekiyor. Bizim hızlı biçimde bu işin tüm tarafları ile 'kardeşim bir dakika hem şikayet ediyorsun hem izliyorsun' bu bir sorun. Reytingi düşürmek ve yayını kaldırmak çözümdür. Bize düşen zayıf halkayı bulmak. Toplum şikayet ediyor, bakan şikayet ediyor. Kim çözecek? Birinin bunu çözmesi gerekiyor. Medyadaki genel yayın yönetmenleri ve tüm çalışanların en az bizim kadar algı ve olguları, inanç değerleri olduğunu düşünüyorum. Eğer ticari kaygıysa, toplumun onları yönlendirmesiyse, bugün bir başlangıç olsun, 'ben şu diziyi istiyorum' deyince o diziyi yükseltelim. O zaman ticari kaygı ona doğru gidecektir. Ve reyting üzerinden bir dönüş sağlanacaktır. Ama bu değişim dönüşümü sağlamamız lazım" diye konuştu. 

Toplumun artık televizyon yayınlarına müdahaleyi yasakçı zihniyet olarak görmediğini belirten Şahin, "RTÜK daha sorumlu olmak zorunda. Sayın Başkan toplum bunu sizden bekliyor. Bizim de sizin elinizi güçlendirecek mekanizmaları geliştirmemiz gerekiyor" dedi.  AB standartlarına bakıldığında bu tür dizilerin aşikar şekilde izlenmediğini belirten Şahin, "Onu izletmeyen hukuki yapı mıdır, toplumun geldiği nokta mıdır, bunlar bir zincirin halkası" dedi. 

 

 

 

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —