Tarih: 01.04.2013 14:56

“ Türkiye artık bölgesel güçtür”

Facebook Twitter Linked-in

Bölgenin kendi içinde ticaretinin zayıf olduğuna dikkat çeken Babacan Avrupa'nın düştüğü durumu ortaya koydu. 3 Çocuk ısrarının ekonomik olduğunu söyledi.

 

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin uluslararası ilişkiler konusunda, dış politika konusunda geldiği noktanın çok farklı olduğunu belirterek, ''Artık Türkiye, bir bölgesel güç, aynı zamanda Türkiye bir küresel aktör'' dedi.''Bu, sadece kendi içimizde değil aynı zamanda çok geniş coğrafyayı etkileyen bir dönüşüm haline geldi'' diyen Babacan, Türkiye'nin hem siyasi hem de ekonomik reformlarla 10 yıl öncesinden çok farklı bir ülke haline geldiğini ifade etti.

 

İktidarı ilk devraldıkları günle bugün karşılaştırılacak olursa, Türkiye'nin demokrasi, temel haklar, özgürlükler konusunda çok daha ileri noktalarda olduğunu dile getiren Babacan, 3 yıl öncesine göre kişi başına milli geliri 3'e katlayan, istikrar konusunda da dünyada parmakla gösterilen bir ülke olduğunu bildirdi.Babacan, Türkiye'nin batısındaki coğrafyanın çok ciddi bir ekonomik krizle boğuştuğunu, güneye, Orta Doğu'ya, Kuzey Afrika'ya bakıldığında büyük siyasi istikrarsızlıkların olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:''Buna rağmen hamdolsun ülkemizde güven ve istikrar ortamı var. Türkiye'nin zamanlıca aldığı tedbirler, Türkiye'yi bu krizlerden korumuş oldu. Böyle bir dönemde Türkiye, 2023 için artık kendisine hedefler koymuş durumda. Ben bunu çok önemsiyorum çünkü dünyada birçok ülke bırakın 2023'ü, daha 2013 sonuyla ilgili hedeflerini ortaya koyabilmiş değil. Bu son ekonomik kriz gerçekten pek çok ülkede çok ciddi bir borç stokunu da beraberinde getirdi. Türkiye böyle bir ortamda çok şükür dimdik duruyor. Doğruları yapıyor ve doğruları sonuna kadar savunuyor.

 

Bakın hamdolsun Türkiye'nin uluslararası ilişkiler konusunda, dış politika konusunda geldiği nokta çok çok farklı. Artık Türkiye, bir bölgesel güç, aynı zamanda Türkiye bir küresel aktör. Bugün dünyanın neresinde en olursa olsun Türkiye bunu izliyor, adımlar atıyor ve Türkiye, her konuda fikri sorulan, kanaati öğrenilmeye çalışılan ülke haline geldi.''

 

''İsrail özrünü diledi''

 

Türkiye'nin Orta Doğu'da uyguladığı politikaların, İsrail'le ilgili gelinen noktanın gerçekten pek çok diplomasi uzmanını şaşırttığını vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:

''Sayın Başbakanımızı, Dışişleri Bakanımızı, bizleri hep yıpratmaya çalıştılar 3-4 yıl boyunca. 'Yanlış yapıyorsunuz, Türkiye'ye zarar veriyorsunuz, bu politika böyle olmaz.' Ama hamdolsun ne oldu? Biz yerimizde dimdik durduk ve İsrail geldi ta bizim başta söylediğimiz noktaya, özrünü diledi. Şimdi biz umuyoruz ki bundan sonraki dönemde, onlara da çağrı yapıyoruz ki artık problemlerin kaynağı olmayın, parçası olmayın. Çözümlerin parçası olun. Bu bölgede büyük problemler var. Eğer bir şeyler yapacaksanız çözümlere katkı verin, bölgede barışa katkı verin diyoruz.''

 

Çözüm süreci

 

Türkiye'nin içinden geçtiği çok önemli bir çözüm süreci olduğuna da değinen Babacan, bunun, ülkenin 30 yılı aşkın süredir büyük bedeller ödemesini beraberinde getiren bir mesele olduğunu söyledi.Ali Babacan, zamanında Marksist-Leninist ideolojiyle kurulan terör örgütünün, Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle beraber kendisine etnik unsurları istismar ederek var olma zemini oluşturduğunu ifade etti.

 

Buna karşılık, Türkiye'de AK Parti iktidarı döneminde atılan adımlarla, söz konusu istismar zemininin tamamen yok olduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:

''Sonuçta sayın Başbakanımızın bizzat yönettiği, çok dar bir ekiple yönettiği bir süreçle, hamdolsun gayet güzel gelişmeler yaşamaya başladık. Biz bu konuda sayın Başbakanımız başta olmak üzere dikkat ederseniz fazla konuşmuyoruz, işin özüne bakıyoruz ama burada temel prensipler de çok açık. Biz parti programımıza 2001 yılında bu meseleyle alakalı ne yazdıysak açın bugün o sayfaları, o satırları okuyun. Bu meseleyle ilgili tespitlerimiz ve çözüme yönelik atılması gereken adımlar neyse bakın 2013 yılına geldik, tam 12 yıl sonra satır satır, cümle cümle, paragraf paragraf aynen onları uyguluyoruz.”

 

''Devlet, millet içindir''

 

Devletin millet için olduğuna işaret eden Babacan, çözüm sürecinin aslında devletle milletin kaynaştığı, kucaklaştığı bir süreç olduğunu söyledi.Türkiye'nin mutlaka hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülke olması gerektiğini belirten Babacan, keyfi uygulamaların bulunmaması gerektiğini vurguladı.

 

Bunlar ne kadar iyi gerçekleştirilirse, devlet millet kucaklaşmasının da o noktada yakalanabileceğini dile getiren Babacan, ''Aslında zaten bu milletin hak ettiği politikalar bunlar. Bir bakıma biz özümüze, aslımıza dönüyoruz. Bugün Türkiye topraklarının tam 11-12 misli bir coğrafyayı yüzlerce yıl istikrarla, güvenle, ekonomik refahla yönetebilen bir kültürden geliyoruz biz ama o kültürün özünde birlik, beraberlik, kardeşlik vardır ve yaratılanı, yaratandan ötürü severim bakışı vardır. İşte Türkiye aslında o özünü tekrar yakalıyor. Tarihinin kendine verdiği o büyük misyonu, görevi bir bakıma yeniden yerine getirmeye başlıyor. Bizi bir cihan devleti yapan etnik milliyetçilik anlayışı değil, bir bölgesel milliyetçilik anlayışı da değil, farklı kategorilerdeki milliyetçilik anlayışı da değil. Biz hep söylüyoruz; milliyetçilik bu milleti çok sevmektir. Bu millet derken etnik kökeni ne olursa olsun, hangi bölgeden olursa olsun. Herkesi çok sevmektir. Milliyetçilik bu millet için çalışmaktır ve inşallah Türkiye'de bunu gerçekleştiriyoruz.

 

Halkımız da gayet iyi farkında. Bakın bu sürece ne kadar sabotaj girişimleri var. Sadece kendi içimizde değil. Fransa'da, Rusya'da neler neler oluyor. İçeriden, dışarıdan akamete uğratmak isteyen çok çevreler var. Türkiye'nin kendi özünü yakalamasından, kendi aslına dönmesinden ve Türkiye'nin gittikçe bir küresel aktör olmasından rahatsız olan çok çevreler var. Kendi içimizde de var maalesef ama Avrupa'da da var, daha yakın coğrafyada da var. Bunların hepsinin farkında olacağız ama artık milletimiz provokasyonlara kapalı. Artık aldanan olmayacağız ve bu hedef doğrultusunda hep beraber yürüyeceğiz ve bunları aştığımız zaman sadece Türkiye'de değil, bunun etkilerini çok geniş bir coğrafyada hissedeceğiz.''

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —