G-GBGQR9HF6V
8840,2%-0,25
34,24% 0,15
37,06% 0,85
2942,86% 0,61
4862,36% 0,01
Silikon Vadisi'nde yerini alan Türk Telekom, dünyaya teknoloji ihraç ediyor
Silikon Vadisi'nde gazeteciler ile bir araya gelen Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Ümit Önal, yakınsama teknolojileri alanında AR-GE çalışmaları yapan grup şirketi Argela ve iştiraki Netsia'nın çalışmaları hakkında bilgi verdi.
İki şirketin teknoloji ve inovasyonun kalbinin attığı Silikon Vadisi'nde, 5G'nin yol haritasının çizilmesinde aktif roller üstlenerek küresel arenada Türkiye'yi başarıyla temsil ettiğini belirten Önal, şunları kaydetti:
"Türk Telekom Grubu olarak, şirketimiz Netsia ile teknoloji ve inovasyonun kalbinin attığı bu topraklarda Türk mühendislerinin gücünü dünyaya göstermek adına yerimizi almış bulunuyoruz. Amerika'da teknolojinin kalbinde 5G teknolojileri adına çok önemli çalışmalar yapıyor, Silikon Vadisi'nden dünyaya teknoloji ihraç ediyoruz. Dünyanın sayılı teknoloji şirketleriyle sürekli etkileşim içinde olmaktan, inovasyon ve başarı hikayelerinden ilham alarak, teknolojiyi faydaya dönüştüren yenilikçi ürünler geliştirip tüm dünyaya sunmaktan hem ülkemiz hem de Türk Telekom adına büyük heyecan ve gurur duyuyoruz.
Türk Telekom; yatırımlarıyla ülkemizi dijitalleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda küresel bir iletişim ve teknoloji şirketi olarak tüm dünyaya faydası dokunacak teknolojileri geliştiriyor ve bu teknolojileri dünyaya ihraç ediyor. Türk Telekom olarak, dünyaya teknoloji ihraç edecek seviyeye geldik."
"'Teknoloji' denilince işin mutfağı Silikon Vadisi, burada olmayı önemsiyoruz"
Dünya devlerinin tamamının Silikon Vadisi'nde bulunduğunu, "teknoloji" denilince işin mutfağının Silikon Vadisi olduğunu hatırlatan Önal, "Biz de işin mutfağında olmak, burada pişirdiklerimizi tüm dünyaya servis etmek istiyoruz. Bu yüzden Silikon Vadisi'nde olmayı önemsiyoruz. Dünyada teknolojiyle ilgili fikirler ilk önce Silikon Vadisi'nde üretiliyor." dedi.
Önal, Türk Telekom'un yatırımları hakkında da bilgi verdi.
Türk Telekom'un, teknolojiye bu kadar yatırım yapmasının arkasında iki temel amaç bulunduğuna işaret eden Önal, şunları söyledi:
"Birincisi, yerli milli teknolojilerin üretilmesini ve kullanılmasını sağlamak. İkincisi ise ülkemizi teknolojisiyle uluslararası arenada ön plana çıkarmak ve ülkemizin dünyaya teknoloji ihraç etmesine katkı sağlamak. Türk Telekom, bu iki amaca ulaşmak için büyük ölçüde, grup şirketi Argela vasıtasıyla sahip olduğu ABD Silikon Vadisi'ndeki şirketi Netsia'dan yararlanıyor. Türk Telekom Grup bünyesinde yakınsama teknolojileri alanında faaliyet gösteren Argela'nın yüzde 100 hissesine sahip olduğu Netsia, yeni şebeke çözümlerinde uzmanlaşan bir AR-GE şirketi olarak 2008 yılında Sunnyvale'de kuruldu.
Netsia'yı; yeni teknolojilere yatırım yapan, bu doğrultuda çeşitli uygulamalı araştırma ve mühendislik faaliyetlerinde bulunan, patentler üreten, telekom yazılımları geliştiren, dünyanın önde gelen açık kaynaklı telekom platformlarına katkıda bulunan ve bu platformlardaki yazılımları ürünleştiren bir ileri teknoloji şirketi olarak özetlemek mümkün. Netsia; dünyanın teknoloji üssü Silikon Vadisi'nde, 40'ı aşkın çalışanıyla kelimenin tam manasıyla bir global şirket olarak çalışıyor. Netsia'nın yenilikçi şebeke çözümleri, hem 5G hem de yeni nesil sabit ağlarda sağlayacağı küresel fayda ile dünyanın 5G stratejilerini değiştirecek."
"Argela ve Netsia'nın, 5G ve yeni nesil teknolojiler alanında dünya çapında tescilli 56 patenti bulunuyor"
Ümit Önal, Türk Telekom'un, Netsia aracılığıyla ürünleştirdiği teknolojik çözümlerin etrafında bir ekosistem oluşturmak ve bu ürünleri dünya pazarlarına sunmak için stratejik iş birlikleri yaptığını, bunun en büyük örneğini, geçen ocak ayında Türk Telekom ile yapay zeka tabanlı güvenli ağlar konusunda dünyanın sayılı şirketlerinden Juniper Networks arasında yapılan iş birliğinin oluşturduğunu söyledi.
Önal, "Türk Telekom, Juniper ile sürdürdüğü iş birliğini daha ileri götürmek ve uzun dönemli gelir yaratacak yeni iş birliği alanları geliştirmek üzere bir süredir devam eden çalışmalarını da nihayetlendirme aşamasına gelmiş bulunuyor." dedi.
Argela ve Netsia'nın, 5G ve yeni nesil teknolojiler alanında dünya çapında tescilli 56 patenti bulunduğunu bildiren Önal, şöyle devam etti:
"Argela ve Netsia'nın; 5G, radyo erişim ağları, ağ dilimleme, yazılım tanımlı ağlar, fiber optik ağlar, işlev sanallaştırma, güvenlik, veri analizi ve blokzincir konularında toplamda 56 patenti Amerikan Patent Ofisi'nden tescillemiş durumda. Bu patentlerin 24'ü Argela'ya, 32'si ise Netsia'ya ait. Ayrıca, Netsia'nın halihazırda başvuru aşamasında bekleyen 7 adet daha patenti bulunuyor. Bu patentler arasında yer alan Radyo Erişim Ağları (RAN) özelindeki 25 patentin münhasır kullanım hakları, hem Türk Telekom hem de ülkemiz için çok değerli bir kazanım olarak, lisans bedelleri karşılığında Juniper'e devredilmiş bulunuyor.
Argela ve Netsia, patentledikleri teknolojiler ile 5G ve ötesi mobil ve sabit haberleşme ağlarının bulut temelli yönetimini sağlayarak çok daha verimli ve dinamik kullanımına imkan veriyor. Netsia'nın 5G stratejilerindeki önemi, geliştirdiği ve yarının 5G standartlarını belirleyecek yenilikçi teknolojilerden geliyor."
Netsia'nın, Türkiye'de ve dünyada öncülük ettiği ve yarının 5G standartlarını belirleyecek yenilikçi çalışmalarını iki ana grupta topladığını anlatan Önal, birinci grup VRAN projesinin, 4G ve 5G'de Radyo Erişim Şebekesinin Dilimlenmesini ve Yazılım Tanımlı Ağlar ile yönetilmesini içerdiğini söyledi.
İkinci grup SEBA'nın ise fiber optik erişim ağını dönüştürerek tedarikçi bağımlılığını azalttığını ve SDN & NFV teknolojileri ile hizmet dağıtımını hızlandırdığını aktaran Önal, SEBA'nın, 5G erişim ana taşıyıcısı olarak kullanılma potansiyeline sahip bir ürün olduğunu vurguladı.
Önal, "Türk Telekom, bir yandan ülkemizde yerli ve milli fiber altyapıyı sağlarken, Netsia ile dünya pazarında bu iki alanda önemli bir pozisyona gelmiş ve küresel pazarda sürekli artan bir ilgi ile karşı karşıya bulunuyor." dedi.
"Netsia, Silikon Vadisi'nde bulunmanın avantajlarını çok iyi şekilde değerlendiriyor"
Türk Telekom CEO'su Önal, Netsia'nın her şeyden önce, Silikon Vadisi'nde bulunmanın avantajlarını çok iyi şekilde değerlendirdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Netsia sayesinde Türk Telekom, burada bulunan O-RAN Alliance, ONF ve LFN gibi oluşumların içinde yer alıyor, AT&T, Deutsche Telekom, NTT gibi dünyanın lider operatörleri ve alanlarında uzman topluluklar ile yakın çalışma içinde geleceğin telekom teknolojilerini birlikte şekillendiriyor.
Netsia, SEBA projesindeki çalışmalarında ONF'nin öncü firmalarından birisi konumunda bulunuyor. ONF içerisinde önemli yönetim sorumlulukları da alan Netsia ekibi, mühendislik açısından ONF'ye önemli katkılar sağlıyor, bu katkılar sebebiyle her yıl çeşitli ödüller alıyor."
"SEBA konusunda dünya çapında çeşitli operatörlerle görüşmelerimiz devam ediyor"
Netsia'nın vRAN IP ve çözümünün ocak ayından bu yana Juniper tarafından lisanslanarak kullanıldığını belirten Önal, "Bu iş birliği neticesinde Netsia'nın patentli RIC teknolojisi, tüm dünyada mobil ağlara verimlilik ve esneklik sağlamak üzere, münhasıran Juniper'in ürün portföyüne entegre edilmiş durumda. RIC, yani Radyo Akıllı Kontrolcü teknolojisi, baz istasyonunu sanal olarak programlayarak istenilen baz istasyonuna istenen kapasitenin verilmesine olanak tanıyan kapsamlı bir teknolojik altyapının beyni olarak çalışıyor. Netsia'nın 5G çözümü RIC, dilimlenmiş mobil ağların bulut üzerinden akıllı denetimine olanak tanıyor." ifadelerini kullandı.
Önal, 5G'yi yeraltından destekleyen SEBA teknolojisinin, 5G teknolojisinin bir nevi sabit ağlardaki karşılığı olan yeni nesil fiber ağların yapay zekanın da desteğiyle sanal olarak yönetilmesine olanak tanıdığını söyledi.
Türk Telekom'un, ticari bir düzeye getirdiği SEBA'yı, geçen aylarda dünyada ilk kez kendi canlı şebekesi üzerinde kullanıma açarak internet, IPTV ve ses servislerine uyguladığını aktaran Önal, böylece donanım altyapı maliyetini azaltıp kaynak tasarrufu adına önemli bir adım daha atan Türk Telekom'un, küresel operatörlere de bu yeni teknolojinin kazanımlarını gösterme fırsatı sunduğunu kaydetti.
Önal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türk Telekom, Türkiye'nin fiber dönüşümünde hızlı bir şekilde yol alıyor. Bu dönüşümün SEBA ile düzenlenmesi halinde Türkiye, yerli ve milli teknolojiler ile operasyonel ve yatırım maliyetleri açısından önemli ölçüde kazanımlar elde edecek ama daha önemlisi tüm ev ve ofis sabit trafiğinin geçtiği, açık kaynaklı teknolojileri kullanan, güvenli, sağlam ve tedarikçi bağımsızlığı sağlayan bir iletişim altyapısına sahip olacak. Buradaki yol haritamız SEBA'nın, çoklu operatör desteği ile Türk Telekom'un merkezde olacağı ve ülke çapında sanal operatörlerin üzerinde çalışacağı bir platform haline gelmesi yönünde.
SEBA çözümü daha şimdiden dünya çapında büyük ilgi görüyor, İngiltere, Almanya, Brezilya, Tayvan'ın ileri gelen operatörlerince deneniyor. Operatörlerin işini kolaylaştıran, kullanıcı deneyimini de olumlu yönde etkileyen SEBA'nın kısa sürede küresel anlamda yaygınlaşması bekleniyor. Türk Telekom, SEBA yazılım geliştirmesinde, Deutsche Telekom ile de mühendislik servislerinde bir iş ortaklığı yapmış bulunuyor. Yakın zamanda Netsia ile Tayvan'ın en büyük operatörlerinden Chunghwa Telecom, SEBA üzerine bir iş birliği yaptı. Netsia'nın sunduğu yenilikçi sanallaştırılmış ve mikro hizmet tabanlı mimariye sahip SEBA+ çözümü Chunghwa Telecom'un laboratuvarlarına başarıyla entegre edildi."
Önal, SEBA konusunda dünya çapında çeşitli operatörlerle görüşmelerinin devam ettiğini bildirdi.
Türk Telekom olarak, bu alanı küresel anlamda sahiplendiklerini belirten Önal, "Yakın zamanda dünyanın farklı operatörleriyle yapacağımız iş birliklerimizin hızla artmasını bekliyoruz. SEBA konusunda dünya çapındaki öncü pozisyonumuzu sürdüreceğiz." dedi.
"Türkiye'nin dijital yolculuğuna öncülük eden Türk Telekom, ülkenin 5G yapılanmasında da ön safta yer alıyor"
Ümit Önal, Türk Telekom'un 5G çalışmalarına da değindi.
Türkiye'nin dijital dönüşümünün lideri olmanın verdiği sorumlulukla çalıştıklarını, çalışmalarına, fiber altyapıyı yaygınlaştırmak ve ülkenin her kesiminden mümkün olduğu kadar çok kişiyi hızlı internet ile buluşturmak hedefiyle yön verdiklerini belirten Önal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'nin dijital yolculuğuna öncülük eden Türk Telekom, ülkenin 5G yapılanmasında da ön safta yer alıyor. Türk Telekom olarak benimsediğimiz 'değerli hissettirme' yaklaşımıyla ülkemizin geleceğine yatırım yapmayı ve müşteri deneyimini en üst seviyeye çıkarmayı temel öncelik olarak belirlemiş durumdayız. Kamuya, yerel yönetimlere ve özel sektöre yönelik dijital çözüm ve hizmetlerimizle pandemi döneminde de kurumsal müşterilerimizin dijitalleşme yolculuklarına destek olmayı sürdürdük.
Türkiye'nin en yüksek yatırım yapan teknoloji şirketlerinden birisi olarak, 2021 ikinci çeyrek itibarıyla ülkemizin dijital dönüşümü için 2005'teki özelleştirmeden bu yana şirket satın alımları dahil 17,9 milyar dolar yatırım yaptık. Dijitalleşmenin olmazsa olmazı fiber altyapısını yaygınlaştırmak için fiber yatırımlarımızı son 10 yılda 2 katından fazla artırdık. 2021 yatırım hedefini, yıl içinde 2 kere yukarı yönlü revize ederek 2020 yatırım rakamına göre yüzde 25'ten fazla bir artış ile 8,5 milyar TL olarak belirledik."
"5G yolculuğunda Türkiye'yi öncü yapmaya kararlıyız"
Türk Telekom CEO'su Önal, aralıksız sürdürdükleri 5G ve fiber yatırımlarıyla Türk Telekom'un, Türkiye'de 5G teknolojisine geçişe öncülük etme hedefi doğrultusunda Türkiye'de 5G yapılanmasının ön saflarında yer almayı sürdürdüğünü ifade ederek, "5G'nin yapı taşı fiberi mahalle mahalle, köy köy tüm ülkeye ulaştırıp 5G yolculuğunda Türkiye'yi öncü yapmaya kararlıyız." dedi.
2021'in ilk yarısı itibarıyla fiber ağ uzunluğunu 345 bin kilometreye, fiber hane kapsamasını ise 27,9 milyona çıkardıklarını bildiren Önal, şu bilgileri verdi:
"Türk Telekom olarak, son 12 ayda bünyemize yaklaşık 3,3 milyon fiber abone ekleyerek yılın ilk yarısında fiber abone sayımızı 8,1 milyona yükselttik. Halen toplam 50,7 milyon abonemiz ile Türkiye'nin en çok aboneye sahip entegre operatörü konumunda bulunuyoruz. Mobilde de yüzde 95'lik LTE nüfus kapsama oranı ile ön planda yer alan Türk Telekom, yaptığı akıllı yatırımlar ile günden güne varlığını artırıyor.
Türk Telekom'un mobil ağ kalitesi ve müşteri deneyimindeki ilerlemesini, Ookla 2020 Hız Testi verileri ve Open Signal Aralık 2020 raporu verileri gibi bağımsız üçüncü taraf analizleri de gözler önüne seriyor. Geliştirdiğimiz yerli ve milli teknolojilerle de savunmadan sağlığa, eğitimden enerjiye, sanayiden siber güvenliğe farklı alanlarda ülkemizin dışa bağımlılığının azalmasına katkı sağlıyoruz."
"PİLOT mezunu girişimler, 2020'de yaklaşık 60 milyon TL ciro elde etti"
Türk Telekom'un çalışmaları hakkında bilgi veren Önal, Türkiye'nin girişim ekosistemine katkı sunmayı sürdürdüklerini kaydetti.
Önal, yeni ekonomik yapılarda teknoloji girişimlerinin öneminin günden güne artarken Türk Telekom'un, 2013 yılında başlattığı Türkiye'nin ilk girişim hızlandırma programı PİLOT ve 2018 yılında kurduğu sektörün ilk kurumsal girişim sermayesi şirketi TT Ventures ile girişimlere destek olarak girişimcilik ekosistemini büyütmeye devam ettiğini söyledi.
PİLOT'tan mezun olan ve yatırım alan girişimler içinde ağırlıklı olarak yapay zeka, eğitim ve sağlık teknolojileri, sanal gerçeklik, bulut tabanlı uygulamalar, mobil uygulamalar ve e-ticaret gibi alanların öne çıktığını bildiren Önal, "PİLOT mezunu girişimler, 2020 yılında yaklaşık 60 milyon TL ciro elde etti. Yeni dönem PİLOT girişimleri ve TT Ventures yatırımları da eklendiğinde 2021 yılı için bu rakam daha şimdiden 100 milyon TL'yi aşmış bulunuyor." diye konuştu.
"Uzatma yapılmazsa kuleler de dahil mobil altyapı devlete devredilecek"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Önal, ortak altyapı kullanımına ilişkin bir soru üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ortak altyapı konusu sürekli gündeme getiriliyor, 'sabit ve mobil bütün altyapı varlıkları bir yere toplansın, biz de kulelerimizi bu şirkete devredelim' deniliyor. Aslında sabit tarafta da, mobilde de altyapı zaten devlete ait olacak şekilde kuruluyor. Mobil hizmetlerin sunumunda kullanılmak üzere kurulan kulelerin ayrı bir envanter olarak yönetilmesi amacıyla 'kule şirketleri' kurulabiliyor. Mobil işletmecilerin kulelerinin ayrı şirketler altında tutulduğu ve bu kule şirketlerinin yatırıma açıldığı örnekleri farklı ülke uygulamalarında da görebiliyoruz. Biliyorsunuz, bizim sabit ve mobil imtiyaz süremiz 2026'da sona eriyor ancak pek gündeme gelmeyen bir konu var; o da Turkcell ve Vodafone mobil imtiyaz süresinin bizden önce, 2023 yılında dolacak olması. İmtiyaz süresinin sonunda uzatma yapılmazsa kuleler de dahil mobil altyapı devlete devredilecek. Bildiğiniz üzere pazar payı büyük olan işletmeci; geçmişte bir kule şirketi kurmuş, kendi kulelerini de bu şirkete devretmişti. Sonra Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), konuya müdahil oldu ve bu devir işlemini iptal etti. BTK, aldığı kararlarla kulelerin imtiyaz süresi sonunda devre tabi olacağını ancak mülkiyeti mobil işletmecide kalacak şekilde üçüncü taraflara kullandırılmasının mümkün olduğunu söyledi. Bu karar üzerine söz konusu işletmeci, eski kuleleri geri aldı ama yeni sahaları iştiraki niteliğindeki kule şirketi üzerinden kurmaya devam etti."
"Devletin altyapısını ayrı bir iştirak altında kurmadığımız için zarara uğramamız düşünülemez
Ümit Önal, son dönemde imtiyaz süresi sonunda devlete devredilmesi gereken kuleleri de içerecek şekilde bu kule şirketinin yatırıma açılacağına yönelik açıklamalar yapıldığını duyduklarını aktardı.
Önal, devamla şunları kaydetti:
"Mobil imtiyaz süresinin dolmasına az bir süre kalmışken bu durumun netleştirilmesi daha da büyük önem kazanıyor. Nitekim sürecin işleyiş şekli diğer işletmecileri de teşvik ediyor. Diğer mobil işletmeci de bu sene bir kule şirketi kurduğunu duyurdu. İşletmeciler arasında uygulama farklılıkları olduğu aşikar. Bu konuda hızlı bir şekilde, yoruma mahal vermeyecek bir netliğin sağlanması gerekiyor. Aynı sözleşme hükümlerine tabi işletmecilerin farklı uygulamalara tabi tutulmaması, adil şartlarda faaliyet göstermelerinin sağlanması gerektiğini düşünüyoruz.
TT Mobil olarak, devletin altyapısını ayrı bir iştirak altında kurmadığımız için zarara uğramamız, buna karşılık bunun aksini yapan rakiplerimizin bundan menfaat sağlaması düşünülemez. Zira bizim de aynı nitelikte varlıklarımız var. Ortaklarımız, hissedarlarımız ve yatırımcılarımızın haklarını korumamız gerekiyor. Dolayısıyla bu uygulamalar durdurulmazsa biz de bir kule şirketi kurup aynı imtiyaz hükümlerine göre faaliyet gösterdiğimiz rakibimiz karşısında herhangi bir zarara uğramayacağımız adımları atmak durumundayız."AA