Eylem sürecinin değerlendirmesiyle ilgili Şube Başkanı Mustafa KILIÇ'ın basın açıklaması yaptı.Öğretmenlerin nöbet konusundaki rahatsızlığı uzun yıllara dayanır. Bu rahatsızlığı tespit eden Türk Eğitim Sen nöbet gününe ücret ödenmesini yıllardır talep etmiş, önce toplu görüşmelere, daha sonra toplu sözleşmelere taşımıştır. En son Milli Eğitim Şurasında da bu yönde tavsiye kararı alınmıştır.Nöbet problemine her öğretmenin farklı bakış açısı olabilir. Büyük çoğunluk, ücretsiz nöbet tutulmasına karşı olduğu gibi, bir kısım öğretmenler de, kendilerinin, emniyet mensubu olmadığından hareketle, ücretli de olsa, nöbet tutmaya tamamen karşıdır. Burada, Türk Eğitim Sen olarak çoğunluk görüşü doğrultusunda, nöbet karşılığı, her nöbet gününe, 6 saat ek ders ücreti verilmesini talep ediyoruz. Bu talebimizi 2014 yılının Mart ayında başlattığımız dilekçe eylemimizle de Milli Eğitim Bakanlığı’na duyurmuştuk.
Nöbet eylemine karşı olan öğretmenler de olacaktır. Bu öğretmenler de, öğrenciyi başıboş bırakmanın öğretmene yakışan bir davranış olmadığını düşünmekte, ancak nöbet görevine ücret verilmesinin doğru bir talep olduğunu düşünmektedir.Türk Eğitim Sen, problemin çözümünden yanadır, derdimiz üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değil. Bu sebeple, aldığımız ilk karar, her ayın ilk haftası nöbet tutmamak şeklinde olmuştur. Bu eylem kararımız sonrasında, bazı okul yönetimlerinin, nöbet tutulmayan güne karşılık, başka bir gün nöbet görevi, yani çift nöbet görevi vermeye kalkışması sonucunda eylem kararımızı gözden geçirmek ve sonuç alabilmek için, nöbet karşılığı ücret ödenene kadar süresiz eylem kararı alınmıştır.
Okul yöneticilerinden soruşturma açmakla tehdit eden, öğretmenleri tek tek odalarına çağırıp eylemden vazgeçirmeye çalışan idarecilerin varlığı da, bir başka problemdir. Bu idareciler açıkça eylem kırıcılığı yapmaktadır. Ayrıca sendikal faaliyeti engelleme suçu da işlemektedir. Sendikal faaliyetleri engellemek, TCK'nın 118. Maddesine göre suçtur. Sendikamız, sendikal faaliyetleri engelleyen idarecilerle ilgili, her türlü hukuki yolu takip edecektir.
Bütün öğretmenlerimiz, nöbet eylemini ciddiye almalıdır. Bu eylemimizin başarılı olması, diğer haklarımızın kısıtlanması karşısında da, aynı tepkiyi göstereceğimiz anlamını taşıyacak ve idarenin haklarımıza karşı daha duyarlı olması sonucunu doğuracaktır. Bu kadar sendikanın, neredeyse ortaklaştırdığı bir eylemin, hangi sebeple olursa olsun, başarısız olması, öğretmenin kaybetmesi sonucunu doğuracak, sendikaların yaptırım gücünü ortadan kaldıracaktır.Nöbet eylemini sulandırmak için nöbet eylemi yapmanın vatanseverlikle bağdaşmayacağını savunanlara tek sözümüz vardır; “Nöbet eylemine katılan bütün öğretmenlerimiz vatanseverdir.” Öğretmen ve memurlardan yıllardır fedakârlık isteyen bu anlayış, ne hikmetse, öğretmen ve memurlarımıza hak vermek söz konusu olunca bin dereden su getirmektedir. Biz görevimizi yapalım, amenna ama sizler de görevinizi yapın. Yıllardır, “nöbet görevine ücret verilmelidir” dediğimizde, hiç umurunuzda olmadı. Şimdi çıkıp bize duygusal mesajlar vererek, yine işinizi yapmaktan kaçmaya çalışmayın. Bu sebeple tüm öğretmenler, yapılmak istenileni görmelidir.
Nöbet eylemimiz amacına ulaşınca kadar devam edecektir. Bu süreci sulandırmaya çalışanlara ve kraldan çok kralcı olanlara karşı mücadelemiz de etkin bir şekilde devam edecektir. Yasal hakkımızı kullanmamıza engel olanlara ve bu süreçte mobbing uygulayan yöneticilere karşı suç duyurularımız hazırdır. Öğretmen dostu olduğu iddiasıyla manşet manşet haber yapılan Sayın Bakan AVCI’nın bu iddiayı kanıtlayacak adımı en kısa zamanda atması gerektiğini hatırlatıyor ve nöbet tutmama eylemi kararı alan diğer üç eğitim sendikasını da tebrik ediyoruz. Sayısal yetkiyi elinde bulundurup kaçak güreşenleri de kınıyoruz!