Nobelli yazarlardan Arakan mektubu

Nobel ödüllü beş kadın, kendisi de Nobel ödülü sahibi olan Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii’ye hitaben yayımladıkları açık mektupta, “Sesleri çıkmayan Arakanlı Müslümanların savunulması için sen sesini yükseltene kadar kaç Arakanlı Müslüman’ın ölmesi gerekecek, kaç Arakanlı Müslüman kadına tecavüz edilecek, halkın ne kadarı yok edilecek?” ifadesi kullanıldı. “Nobel Ödüllü Kadınlar” adlı kuruluş tarafından yayımlanan mektupta, Çii’ye, Myanmar’daki Arakanlı Müslümanların haklarını savunma çağrısında bulunuldu.

BİZE BAHSETTİĞİN DEMOKRASİ ANLAYIŞINA UYMUYOR

Çii’nin Nobel ödülü almış ve şimdi de Myanmar’ın “fiili lideri” olarak vatandaşlarının haklarını destekleme ve savunma konusunda hem kişisel, hem de ahlaki sorumluluğu olduğuna işaret edildi. Mektupta, “essizliğin, ülken için bize yıllardır bahsettiğin ve hepimizin de seni desteklediği ‘demokrasi’ anlayışına uymuyor” ifadelerine yer verildi. Mektupta, “Kendilerini barışa adamış kadınlar, kız kardeşlerin ve Nobel ödüllü yoldaşların olarak, seni gittikçe yayılan kriz için ciddi bir duruş takınmaya, Arakanlı Müslümanları tüm haklarıyla vatandaş olarak tanımaya ve Myanmarlı yetkililerin masum sivillere yönelik zulüm ihtimalini ortadan kaldırmak için hızlı bir şekilde tüm önlemleri almaya çağırıyoruz” değerlendirmesinde bulunuldu.

SESSİZLİĞİN BEDELİ ÇOK AĞIR

Mektupta, Nobel Barış Ödüllü Desmond Tutu’nun Suu Çii hakkındaki “Myanmar’ın en yüksek makamına yükselmenin siyasi bedeli sessizliğinse şüphesiz ki bu bedel çok ağır” ifadeleri hatırlatıldı. Mektubu geçmişte Nobel Barış Ödülü alan Mairead Corrigan, Jody Williams, Şirin Ebadi, Leymah Gbowee ve Tevekkül Karman imzaladı. Suu Çii’ye, 1991’de “demokrasi ve insan hakları için şiddeti reddeden mücadelesi” dolayısıyla Nobel Barış Ödülü verilmişti.

Köylerin %40’ı boşaltıldı

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Sözcüsü Christophe Boulierac, 25 Ağustos’tan bu yana Myanmar’daki şiddet olaylarından kaçarak Bangladeş’e sığınan Arakanlı Müslümanların sayısının 400 bine yaklaştığını, bunların 220 binini 18 yaş altı çocukların oluşturduğunu söyledi. UNICEF Sözcüsü Boulierac, “Şimdiye kadar kampa gelen çocukların bin 822’sinin ailelerini kaybettiğini kayıt altına aldık. Bunlar bizim kayıt altına aldıklarımız. Tahminen bu rakamın çok çok üstünde çocuk, ailelerinden kopmuş vaziyette. Cox’s Bazar’a ulaşan sığınmacı sayısı her saat artıyor” dedi. Myanmar hükümet sözcüsü Zaw Htay ise, 471 Arakan köyünden 176’sının, sakinlerinin tamamının Bangladeş’e kaçması sonucu boşaldığını doğruladı.

Adam başı 36 dolar

Arakanlı Müslümanlar yakılan köylerinden ayrılarak günlerce yürüdükten sonra sahil şeridinde kendilerini bekleyen kriz fırsatçılarının eline düşüyor. Bangladeş kıyısına çıkmak isteyenler kişi başı 36 dolar ödemek zorunda kalıyor. Teknelere gerekli parayı ödeyemeyen mülteciler hayatta kalabilmek için ziynet eşyalarını vermek zorunda kalıyor. Normal şartlar altında 615 dolara (50 bin Taka) alıcı bulan bir büyükbaş hayvan, mültecilerin can havliyle kıyıya çıkmasını fırsat bilenlerce 123 dolara (10 bin Taka) ellerinden alınıyor. Yardım kuruluşlarından alınan bilgiye göre katliamların başladığı 25 Ağustos’tan bu yana 130’a yakın bebek göç esnasında dünyaya geldi.

Yardım ekipleri sahada

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), 9 bölgeye insani yardım malzemelerini dağıtmaya başladı. TDV ekipleri Myanmar-Bangladeş sınırında bulunan Kutupalong, Balukhali, Leda, Musuny, Naikkong Chori, Ghundhom, Bander Ban, Nhila ve Cox’s Bazar bölgelerinde mültecilere ulaştı. İlk etapta, 3 bin aileye (yaklaşık 12 bin kişi) 150 bin dolar tutarında gıda ve hijyen maddelerini ulaştıran ekipler, yardımın 650 bin dolara ulaşmasını planlıyor. Türkiye’den Yardımeli Derneği de Bangladeş sınırındaki Arakanlı Müslümanlara gıda yardımı ulaştırıyor.

Cennet Adası’na ölümüne kaçış

Myanmar ordusu ve Budist çetelerin köylerini ateşe vererek ve katlettiği Arakanlı Müslümanlar kelime anlamı Cennet Adası olan Shah Porir’e sığınmaya çalışıyor. Müslüman köyleri yakılırken Bangladeş kıyısından yükselen dumanlar görülebiliyor. Mahalli kaynaklar mülteci geçişlerinin yoğunlaştığı Naf Nehri'nin kollarında çok sayıda insan cesedi bulunduğunu aktarıyor. Mülteci teknelerine Myanmar askerin ve Budist çeteler ateş açıyor.

ORMANDA GÜNLERCE YÜRÜDÜK

Vücudunda çok sayıda yanık oluşan ve yürümekte zorlanan Amine Hatun, “Myanmar askerleri köylere geliyor ve evlerimizi ateşe veriyor. Ormanda günlerce yürüdük ve tekneleri bekledik. İnsanlar üç gün ormanlarda saklanmak zorunda kalıyor. Evimden ayrılarak Bangladeş’e gelmem 9 gün sürdü. Askerler insanları öldürüyor. Askerler iki gün önce çok sayıda kişiyi öldürüp sonra cesetleri yaktı” dedi. 47 yaşındaki Muhammed Azam da, “Binlerce insan bu tarafa geçmek için bekliyor” şeklinde konuştu.