MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, MHP ve ülkücü harekete yönelik iddiaları değerlendirdi.
MHP'yi ve ülkücü hareketi güçten düşürmek isteyen bölücü bir merkezin var olduğunu ileri süren Yalçın, "Milliyetçi-Ülkücü camiada ayrılıkçı faaliyetlerine hız verdiği gözden kaçmayan bu muzır ve bozguncu mahfil, Türk milliyetçiği davasının elde ettiği tarihi kazanımları ve topluma mal olma açısından aldığı mesafeyi yok farz ederek kitleleri ümitsizlik ve yeise sürükleme gayretindedir." ifadelerini kullandı.
Yalçın, milliyetçi camiayı derbeder, dağınık ve rehbersiz göstermeye çalışanların, ülkücü hareket ve MHP'nin üstlendiği misyonu liyakatle yerine getiremediği algısını yerleştirmeye çabaladığını vurgulayarak şöyle devam etti:
"Adı geçen düşüncesizlik merkezinin başını çeken kişi, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in sağlığında da tefrika çıkarmaya ve bir grup tilmiziyle birlikte MHP'yi ele geçirmeye çalışmış, 'Türkeşsiz Türk milliyetçiliği' senaryosunu sahneye koyanlarla birlikte hareket etmiştir. Başbuğumuzun ebediyete irtihalinden sonra ülkücü iradenin tecellisiyle bayrağı devralan Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, buna rağmen kucaklayıcı ve kaynaştırıcı bir tavırla bahse konu kişiye MHP'nin kapılarını açmış, hatta partimizin ortak olduğu 57. Hükümet'te görev almasını sağlamıştır."
Açıklamasında "Sadi Somuncuoğlu, Ahmet Bican Ercilasun ve İskender Öksüz gibi geçmişte tefrika, bozgunculuk ve dalaletleri tescillenenlerin; bugün yeniden kendilerine kanaat önderliği misyon biçmesi trajikomiktir." ifadelerine yer veren Yalçın, MHP ve ülkücü hareketin verdiği mücadele sayesinde Türk milliyetçiliğinin millet bekasının sigortası, kamu vicdanının müracaat mercii ve devlet politikalarının ilham kaynağı haline geldiğinin altını çizdi.
Türk milliyetçilerinin aradıkları aksiyon, enerji ve temsil kabiliyetini MHP'de bulduğunu belirten Yalçın, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Ülkücü hareketin kültürel ve sosyal anlamdaki temsilcisi halen Ülkü Ocakları, siyasi temsilcisi de MHP'dir. Ülkücü Hareket, Cumhuriyet nesillerinin Türklük şuuru kazanmasında ve toplumun milliyetçilik ülküsünü benimseyip içselleştirmesinde en büyük katkıyı veren ekoldür. Ülkücü Hareket, Türk’ün Kızılelma hedeflerine yürümesi için gereken fikir ve insan gücünü üreten temiz ve nurlu bir enerji kaynağıdır."
"Ülkücüler arasında dağınıklık iddiası densizlik"
Yalçın, ülkücüler arasında dağınıklık ve görüş ayrılıkları olduğu iddiasını "densizlik" ve "hadsiz" olarak değerlendirdi.
"Kirli faaliyetlerine bilimsel araştırma süsü vererek Türk milliyetçiliği davasına sözde alternatif üretmeye kalkışmak, düpedüz ihanettir." ifadelerini kullanan Yalçın, görüşlerini şöyle aktardı:
"12 Eylül'ün hemen arifesinde Suudi Arabistan’a giden İskender Öksüz orda ne yapmıştır? Türk milliyetçiliği fikir sistemini Arabistan'da mı geliştirmiştir? Kutsiyetini, verdiği binlerce şehitten alan ve milletin vicdanına sinen bir hareketi görmezden gelme ve onu küçük düşürme çabaları en hafif tabirle alçaklıktır. Evet, milliyetçi-ülkücü camiada bazı ayrılıklar yaşanmıştır. Ancak bunlar fikir, inanç ve bağlılıkta ayrışmadan değil; aksine aidiyet hissi yokluğu, mensubiyet şuuru eksikliği, dünya nimeti hevesi, cehalet ve bozgunculuk yüzünden vuku bulmuştur."
MHP'den ve Ülkü Ocaklarından ayrı baş çeken bazı minimal ve marjinal gruplar olduğunu ifade eden Yalçın, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu gruplar Ülkücü Hareketin mücadelesine omuz vermiyorsa, bunda Milli Düşüncesizlik Merkezi gibi bozguncu mahfillerde yuvalanarak fitne tohumu ekenlerin günahı ve vebali vardır. Türk milliyetçiliği davasının Türkiye’deki en etkin ve güçlü temsilcisi konumundaki MHP ve Ülkücü Hareket sanki hiç yokmuş gibi kendi kendilerine gelin güvey olmaya, kendileri çalıp kendileri köçekçe oynamaya çabalayanlar, gülünç olmaktan öteye geçemez."
Semih Yalçın, MHP varken Türk milliyetçilerine başka hedef ve misyon biçmeye kalkanları, Türk milletinin ve tarihin de affetmeyeceğini kaydetti.
AA
