Mehmet Bülent Akman tedavide ilaçların büyük önem taşıdığını belirterek, şunları söyledi: “Şizofrenide hasta insanlar arası ilişki ve iletişimden uzaklaşır. Gerçeklikten uzak kendine özgü sanal bir dünyada yaşar. Bu arada duygu, düşünce, muhakeme ve davranışlarda bozukluklar baş gösterir. Ağır bir psikiyatrik hastalıktır. Genelde gençlik çağında başlasa da bazı tipleri orta yaşlarda başlayabilir. Bu hastalığın belirtileri belirli bir süreçte yerleşir. Bu sürecin uzunluğu birkaç haftadan birkaç yıla kadar değişiklik gösterebilir. Gittikçe içine kapanan hasta odasından pek dışarı çıkmak istemez.
‘MIRILDANIP KONUŞMAYA BAŞLAR’
Kendi kendine mırıldanıp konuşmaya başlar. Üstüne başına dikkat etmez. Tıraş olmamaya, saçını taramamaya, banyo yapmamaya başlar. Aynı giysileri üzerinden günlerce çıkarmaz. Ani öfke patlamaları, uygunsuz gülmeler görülebilir. Okul ve iş başarısı ve devamlılığı gittikçe azalır. Zamanla çeşitli gerekçelerle okulu ve işi bırakabilir. Zekâ düzeyi yüksek bazı hastalar üniversiteyi bitirse bile ya çalışamaz ya da performanslarının oldukça altında işlerde çalışır. İnsanlardan şüphelenir bazılarına kafayı takar, kendisini takip ettiklerini, zarar vereceklerini düşünmeye başlar. Bu kişi genelde işveren, eş, çalışma veya okul arkadaşı, bazı akrabalar olabilir.
‘TEDAVİDE İLAÇLAR BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR’
Hastanın zamanla bu kişiye öfkesi artar özellikle özenli tedavi edilmeyen hastalar bu kişilere zarar verebilir. Bazı hastalarda TV, radyo, bilgisayar, uydu alıcısı gibi cihazlardan sinyaller aldığını, takip edildiğini düşünüp bu eşyalara zarar verir. Şizofreni tedavisi çoğu vakada ayaktan yapılmaktadır. Uzun süreli hastane yatışları günümüzde pek uygulanmamaktadır. Tedavide ilaçlar büyük önem taşımaktadır. Hastalığını kabul etmeyen ilaç uyumu iyi olmayan hastalar için uzun etkili iğne tedavileri uygulanmaktadır. Psikoterapiye birlikte yaşayan aile bireylerinin katılması önem taşır. Oldukça uzun süren tedavilerden olumlu sonuçlar alınmaktadır”