Koç Holding işçilerin iradesini yok saymaktadır

Kocaeli'de Körfez ilçesinde, Kırıkkale, İzmir ve Batman’da kurulu 4 rafineriden oluşan TÜPRAŞ’ta 4 bin 300 işçinin Koç Holdingin baskısına karşı sürdürdüğü direniş bir haftasını doldurdu. TÜPRAŞ yönetiminin mola sürelerini düşürüp işbaşı saatlerini erkene çekme, yıllık izinleri gasbetme dayatmalarına karşı işçilerin eylemi devam ederken Emek Partisi'nden (EMEP) açıklama geldi. 

EMEP Körfez İlçe Başkanı Adem Korkmaz imzasıyla yapılan açıklamada, "Tüm işçileri TÜPRAŞ işçilerinin yanında olmaya, dayanışmayı güçlendirmeye, kendi işyerlerimizde mücadele etmeye, sermayenin topyekûn saldırılarına karşı fiili ve meşru mücadele çizgisinde birleşmeye çağırıyoruz" denildi. 

Açıklamasına 2019 yılında TÜPRAŞ'ta yapılan toplu sözleşmeyi hatırlatarak başlayan Korkmaz, "Koç Holding’in 3 yıllık sözleşme, yüzde 6 zam, vardiya sisteminde değişiklik ve mazeret izinlerinin azaltılması dayatmaları ile tıkanan TÜPRAŞ’taki toplu iş sözleşmesi, Yüksek Hakem Kurulu’na (YHK) taşınmış ve sözleşme Koç’un istediğini de aşan bir kararla bağlanmış, YHK adeta işçileri cezalandırmıştı. İşçilerin tepkisi olmasına rağmen 3 yıllık sözleşmeye bağlanan sözleşmede ve yüzde 20’lik enflasyona rağmen yüzde 6 zam alınmıştı. Ama Koç'un vardiya sisteminde değişikliği ısrarı devam etmişti. Yine hatırlayalım, bu toplu iş sözleşmesi metalden petro-kimyaya tüm toplu sözleşmelerini etkilemişti. Tüm patronlar düşük ücreti dayatmış, sözleşmeler bu çerçevede bağıtlanmıştı" dedi.

"ALİ KOÇ' MALİKANE, İŞÇİYE TEŞEKKÜR"

Koç Holdingin işçilerin iradesini ve sendikal örgütlülüğü yok saydığını vurgulayan Korkmaz, "Koç Holding yememiş içmemiş olacak ki her fırsatı değerlendirmek için adeta pusuda bekliyor. Pandemi koşullarında işçiler üretim yapmaya devam ettiler. Mail yolu ile işçilere 'Gayretlerinizden dolayı sizlere ve destekçiniz olan ailenize teşekkür ederiz' diyen TÜPRAŞ yönetimi işçinin 40 yıllık kazanımlarına savaş açmış durumda. Yaptığı her değişikliği 'Güvenli ve sağlıklı çalışma' için olduğunu iddia eden Koç’un tek derdi kendi kârı ve kazanımıdır. Salgında Ali Koç’a malikâne düşerken, işçilere sadece teşekkür düşmüştür. Koç holding işçilerin iradesini, sendikal örgütlülüğünü yok saymaktadır. TÜPRAŞ, sömürüyü artıran ve adeta işçilerin tüm gününü kendisinin belirleyeceği bir duruma sokan, çalışanların sosyal hayatlarını alt üst eden bir çalışma tarzından bahsetmektedir. İşçisinin de söylediği gibi 'TÜPRAŞ işçisi evine misafir davet etmeyecek, misafirliğe de gitmeyecek, TÜPRAŞ kurallarına göre yaşamayı öğrenecek' denilmektedir. Pandemi, kriz ve deprem demeden işçilerin haklarına saldırmaya devam eden AKP Hükümeti, torba yasalar ile patronlara sömürüyü katmerleştiren çalışma koşullarını yasallaştırma hamlesi yaptı. İşçilerin tepkisi ile karşılaşınca geri adım atsalar da, bu yasal düzenlemeler patronlar tarafından fiili uygulanmak isteniyor, uygulanıyor" diye konuştu. 

"FİİLİ VE MEŞRU MÜCADELE ÇİZGİSİNDE BİRLEŞELİM"

Patronların ortak tutum aldığını vurgulayan Korkmaz, işçilere mücadele çağrısı yaparak şunları söyledi: "Petrol-İş Sendikası, işçilerin kararları doğrultusunda, alınan bu kararı tanımayarak 4 rafineride de mücadeleyi başlattı ve işçiler tam katılımla mücadelede birleşti. Bu birlik ve kararlılık devam ettiği sürece, işverenin bundan sonraki saldırıları da boşa çıkarılacak, fiili ve meşru mücadele çizgisiyle başta havzadaki fabrikalar olmak üzere Türkiye işçi sınıfına örnek olunacak, yol açılacaktır. Patronların gözü kulağı da Koç Holding’tedir. Çünkü eğer Koç işçisine bu çalışma koşullarını kabul ettirirse ben de adım atarım demektedir. Sendikalı olsun olmasın liman işçileri, Ford işçileri, Kocaeli havzasındaki tüm işçiler bu saldırıdan azade olmayacaktır. 2019 toplu iş sözleşmesi dönemindeki düşük ücret dayatmasında tüm patronların nasıl ortak tutum aldığını hepimiz biliyoruz. Bu vesile ile Emek Partisi olarak, TÜPRAŞ işçilerinin bu örnek direnişini selamlıyor ve her daim yanlarında olduklarını söylüyoruz. Tüm işçileri TÜPRAŞ işçilerinin yanında olmaya, dayanışmayı güçlendirmeye, kendi işyerlerimizde mücadele etmeye, sermayenin topyekûn saldırılarına karşı fiili ve meşru mücadele çizgisinde birleşmeye çağırıyoruz."