Torra, bağlayıcı ve uluslararası tanınırlığı olan bir bağımsızlık referandumu yapılabilmesi için diğer ülkelerden destek arayışına girdi. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’e 26 Eylül’de bir mektup göndererek
bağımsızlık referandumu talebini ileten Torra, diğer ülke liderlerine de mektubun bir kopyasını iletti. El Periodico gazetesinin haberine göre, Torra’nın yardım istediği isimler arasında ABD Başkanı Trump, Çin Devlet Başkanı Şi, Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin liderleri var.
İngilizce olarak kaleme alınan mektupta, Sanchez’den “hükümete mümkün olan en kısa sürede arabuluculu bir diyalog için yetki vermesini” isterken, buna gerekçe olarak da taraflar arasındaki farkın “kapatılamaz” olmasını gösterdi. Katalonya Özerk Yönetim Bölgesi’nde geçen sene 1 Ekim’de yapılan yasa dışı referandumdaki rollerinden dolayı tutuklanan Katalan liderlerinin de serbest bırakılmasını ve haklarındaki suçlamaların düşürülmesini talep eden Torra, bu durumunun devamının müzakerelere geçilmesini zorlaştıracağını savundu. Torra, metinde ayrıca, “Diyalog sürecinin mümkün olduğunca şeffaf
olabilmesi için bu mektubu aşağıda listelenen AB ve dünya liderlerine de iletiyorum. Sürecin başarılı olması hem her iki taraf hem de dünya çıkarları açısından açıkça ortadadır. Çünkü durumun düzenli ve barışçıl çözümü, bir Avrupa krizini önlemek için kalan tek yoldur” ifadesini kullandı. Radikal ayrılıkçılar ise Torra’yı mektup nedeniyle “1 Ekim ruhuna ihanet etmek” ve devlet kurumlarına açıkça karşı çıkmamakla suçladı.
İspanya Başbakanı Sanchez, 3 Eylül’de yaptığı açıklamada Katalonya’ya daha fazla özerklik verilmesi için bir referandum yapılmasını önerirken, ayrılıkçıların talep ettiği bağımsızlık referandumuna ise karşı çıkmıştı. Torra ise yasa dışı 1 Ekim bağımsızlık referandumunun yıl dönümünde yaptığı açıklamada, bağlayıcı ve uluslararası tanınırlığı olan bir bağımsızlık referandumu için Sanchez’e bir ay süre vermiş, aksi halde azınlık hükümetine olan desteklerini çekecekleri tehdidinde bulunmuştu. İspanya Anayasa Mahkemesinin, yasa dışı olduğunu ilan etmesine rağmen geçen sene 1 Ekim’de Katalonya Özerk Yönetim Bölgesi’nde bağımsızlık referandumuna gidilmiş, 27 Ekim’de de Katalonya Özerk Yönetimi Parlamentosu, referandum sonuçlarına dayanarak tek taraflı bağımsızlık ilan etmişti. Bunun üzerine dönemin İspanya Başbakanı Mariano Rajoy yönetimindeki merkezi hükümet, Senatonun onayıyla özerk yönetim hükümetini feshetmiş, bölgeyi doğrudan yönetmeye başlamış ve 21 Aralık’ta erken seçime gidilmesine karar vermişti.
21 Aralık’ta yapılan erken seçimleri, ayrılıkçı partiler az farkla kazanmış, bağımsızlık hedefiyle bir hükümet kurmuştu. Haklarında tutuklama kararı bulunan eski Katalan lider Carles Puigdemont ve bazı eski bakan veya siyasetçiler, Belçika, İskoçya ve İsviçre’ye kaçarken, 9 eski hükümet üyesi ise halen tutuklu.
