'Kara elmas'ı gün yüzüne çıkaran firmalar, Kovid-19 sürecinde de kazandırdı

Geniş ve verimli kömür rezervi bulunan, daha derin kotlarda üretim yapan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), kurum için ekonomik değeri daha az olan, atıl durumdaki maden sahalarından gelir elde etmenin yanı sıra ruhsatsız maden ocaklarında kanuna aykırı şekilde kömür çıkartılmasının önüne geçmek amacıyla özel sektör firmalarına kiralama yöntemiyle işletme izni veriyor.

Kentte 1989'dan itibaren yürüttükleri faaliyetler Maden Yasası'nın 2004'te yürürlüğe girmesiyle yasal güvenceye kavuşan özel işletmeler, yatırımlarına hız vererek günden güne üretimini artırdı.

Geçen yıl 472 bin 432 ton kömür karşılığında 20 milyon 769 bin 825 lira işletme bedeli ödeyen özel sektör, özellikle son dönemde tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında üretimlerini sürdürüyor.

Kömür firmaları, bu yılın ocak-eylül döneminde üretilen 248 bin 780 ton kömür karşılığında kuruma 12 milyon 871 bin 263 lira işletme bedeli ödedi.

"Taraflar 'kazan kazan' mantığıyla sektörün geliştirilmesini sağlamalı"

Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Metin Demir,  ülke ekonomisine katkı sağlamanın ve üretimde bulunmanın önemli olduğunu söyledi.

Demir, sektörün pandemi döneminde ayakta kalma uğraşı içinde gösterdiği başarıyı analiz ederken sadece TTK'ye ödediği rödovans bedeliyle değil istihdam, ekonomiye katkı, sosyal paydalarıyla ele alındığında daha iyi anlaşılacağını belirterek, "Enerji üretimini kömürle sağlayan sanayi kuruluşları sürekli ve taahhütlerine sadık kalarak milli kömürü tercih etmeleri durumunda, özel sektör maden işletmelerinin üretim rakamlarında milyonlara, istihdam rakamlarında on binlere ulaşması zor olmayacaktır. Sektör son 5 yılda ciddi krizler yaşamış, bu krizlerin yaraları sarılırken 248 bin ton kömür üretimi gerçekleştirilmesi de büyük başarıdır. Bir dönem bu rakamlar bir milyon tona çıkmak üzereydi." ifadelerini kullandı.

Tüm tarafların "kazan kazan" mantığıyla sorumluluklarının gereğini yaparak madencilik sektörünün geliştirilmesini, sanayi tesislerinde daha fazla yerli maden cevherinin kullanılmasını sağlamaları gerektiğini vurgulayan Demir, bu anlayışın, daha fazla istihdam, daha fazla vergi, daha fazla katma değer anlamına geleceğini sözlerine ekledi.