Tarih: 17.12.2012 10:29

İstikrar kalkınmayı da beraberinde getirdi!

Facebook Twitter Linked-in

Aygün konuşmasına şöyle devam etti; Son on yıl içerisinde Türkiye makroekonomik istikrarı oluşturmak adına gerçekten bütün dünyanın takdirini toplayan bir performans gerçekleştirmiştir. 2008’in sonlarından bu yana devam eden ve bugün özellikle Avrupa ekonomilerini ciddi bir şekilde sarsan kriz sürecinde bu gerçeği daha net bir şekilde görme imkânına sahip olduk. Türkiye sağlam mali yapısıyla, bankacılık sistemiyle, dünyada yaşanan gelişmelere karşı en iyi direnç gösteren ekonomilerden birisi oldu. 2010-2011 yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri hâline geldik. Bugün, Türkiye, artık geleceğe güvenle bakan, reel sektöre yatırım ve üretim noktasında sağlam zemin hazırlamış bir ekonomiye sahiptir. Bir kez daha anladık ki Türkiye’de yatırımın, üretimin, istihdamın, ihracatın bilgi ve teknoloji seviyesinin artması için makroekonomik istikrar olmazsa olmaz bir şarttır. Olmazsa olmazlardan bir tanesi de ekonomik istikrar için siyasi istikrarın vazgeçilemez olduğudur.

 

TÜRKİYE DÜNYANIN LİDER ÜLKELERİNDEN BİRİ OLMAK İÇİN EMİN ADIMLARLA İLERLİYOR

Türkiye’nin cumhuriyetimizin yüzüncü yılına ilişkin sosyal ve ekonomik hedeflerine ulaşmasında reel sektörün çok büyük bir payı vardır. On yıl önce 36 milyar dolar ihracat yapan Türkiye, bu yılın sonunda 150 milyar dolar ihracat seviyesine ulaşmış olacaktır. Bu tarihimiz açısından büyük bir gelişmedir. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapmayı ve Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden birisi olmayı hedefliyoruz. Peki, Türkiye 500 milyar dolarlık ihracat 2 trilyon dolarlık millî gelir hedefine nasıl ulaşacaktır, Bu hedef ve gayeye neyi üretip ulaşacaktır? Dünyada artık gelişmiş ülkeler endüstri toplumundan bilgi toplumuna, İş gücü ağırlıklı teknolojiden yüksek teknolojiye geçiş yapmışlardır. Seri, ucuz ve bol üretim anlayışı önem kazanmıştır. Tüketim alışkanlıkları ciddi bir şekilde değişmiş, İnsanlar sürekli daha iyiyi ve daha yeniyi talep eder hâle gelmiştir. Dünyanın lider ülkelerinden biri olmak istiyorsak Bilgi üretimine ve bilginin teknolojiye dönüştürülmesine önem vermeliyiz.

 

ÜLKEMİZİN “BEYİN GÖÇÜ” DEĞİL “BEYİN GÜCÜ” VAR

Dünyanın değişik ülkelerinde çok saygın ilim ve bilim adamlarımız vardır. Bir zamanların “beyin göçü” adı verilen ve ülkemizden göçüp gidenler, Artık Ülkemizin “BEYİN GÜCÜ” haline gelmiştir. Siyasi ve ekonomik istikrarın her geçen gün dünyaya ve coğrafyamıza örnek teşkil etmesi, yurt dışında yaşayan vatan evlatlarımızın artık ülkemize gelerek burada hizmetler yapmasına vesile olmuştur. Bilim Sanayi ve Teknolojiye önem veren Türkiye Artık kendi uydusunu yapabilen bir ülkedir. Türkiye, artık kendi savunma sanayisini imal ettiği gibi ihraç edebilen bir ülkedir. Türkiye Gençliğini geleceğin dünyasında öne çıkabilecek kabiliyetlerle yetiştirerek, girişimcisinin ve gençliğinin önünü açan bir ülkedir” dedi.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —