İzmit'te kurulu bulunan, Güney Kore menşeili Hyundai otomotiv fabrikası işçilerinin "Sefalet ücretini kabul etmiyoruz" diyerek 3 gün boyunca çeşitli protesto eylemleri gerçekleştirmesi üzerine açıklama yapan Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Örgütü, hem Hyundai işçilerine hem de Kocaeli halkına çağrı yaptı.
EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan imzasıyla yayınlanan açıklamada, sendikasız bir işyerinde üstelik de ekonomik krizin pandemiyle derinleştiği, işsizliğin, geçim sıkıntısının katlanarak arttığı koşullarda Hyundai işçilerinin bütün bu olumsuzluklara karşın ücretini artırabilmek için yan yana gelmesi ve birleşmesinin son derece önemli olduğu vurgulandı. Yaşananların diğer örgütsüz işyerleri açısından da yol gösterici olacağını vurgulayan Erkan, "En yakıcı, en can alıcı talep olan 'Ücretlerin iyileştirilmesi talebi' her türlü ayrımı bir tarafa bırakan işçileri birleştirmiş, işçiler bu haklı talebi elde edebilmek için birlikte mücadele etmiştir. Bugün fabrikasında yaşadığı sorunlar karşısında 'Ne yapacağız, nasıl yapacağız' diye düşünen, bu sorulara yanıt arayan tüm işçiler, cevabı Hyundai işçisinin aldığı bu tutumda bulacaktır" dedi.
"TEK TEMİNAT BİRLİĞİ KORUMAK"
Hyundai işçisinin birliğini koruması ve geliştirmesi gerektiğinin altını çizen Erkan, "Yapılan eylemler; işveren temsilcileri ile işçiler arasında yapılan görüşmeler sonucu, işvereninin Eylül ayında yapılacak zammı işçilerin beklentileri doğrultusunda belirleyeceği, yine çalışma koşullarının işçilerin talepleri doğrultusunda iyileştirileceği sözü vermesi üzerine işçilerce bitirilmiştir. Kuşkusuz, işverenin verdiği sözleri yerine getirmesinin tek bir teminatı vardır, o da Hyundai işçisinin birliğini koruması ve geliştirmesidir" ifadelerini kullandı.
"HYUNDAİ İŞÇİSİ İŞTEN ATMAYA KARŞI BİRLİKTE HAREKET ETMELİ"
"Hyundai işçilerinin ücretlerin artırılması talebiyle yaptıkları eylemler yeni değil" Erkan, "Geçmiş yıllarda da benzer eylemler yapılmış, verdiği sözlerle işçilerin öfkesini bastıran Hyundai patronu eylemde öne çıkan işçilerin bir bölümünü işten atmıştı. Hükümet pandemi döneminde sözümona işten atmaları yasakladı. Bunun doğru olmadığını, işten atma yasağı denilenin tazminatsız işten atmanın önünü açmak olduğunu sadece bu kentteki işçi direnişlerine bakarak bile görebiliriz. Kod 29 ile işçileri işten atmak, ücretsiz izne çıkarmak hak arayan işçileri cezalandırma yönetimine dönüşmüş durumda. Şimdi Hyundai işçilerinin yapması gereken bu tehlikeyi görerek, eylemler nedeniyle tek bir işçinin bile işten atılmaması ya da ücretsiz izne gönderilmemesi için birlikte hareket etmek" diye konuştu.
"KOMİTELER KURULMALI"
Hyundai işçilerinin olası işten atma ya da ücretsiz izin dayatmasında üretimden gelen gücünü kullanması gerektiğini söyleyen Erkan, "İşçiler birliğini koruyamazsa verilen sözler tutulmayacağı gibi işveren eyleme öncülük ettiğini düşündüğü işçileri işten atmaktan ya da ücretsiz izne çıkarmaktan geri durmayacaktır. Yapılması gereken tüm vardiya ve bölümlerde işçilerin seçtiği temsilcilerden oluşan bir komite kurarak, işverenin olası hamlelerini boşa çıkaracak bir birliktelik sağlamaktır. Her kararı birlikte alan ve birlikte uygulayan işçiler olası bir işten atmada ya da ücretsiz izne çıkarmada üretimden gelen gücünü de kullanmaktan çekinmeyecektir. İşverenin saldırıları ancak böyle bir birlikle püskürtülebilir" dedi.
"HYUNDAİ İHRACATTA 5. SIRADA, İŞÇİYE SEFALET ÜCRETİ!"
Pandemide 1 yılın geride kaldığını ifade eden Erkan, "Salgın yayılmaya, ülkemizde can almaya devam ederken bu kentin ve bu ülkenin emekçileri sağlık ve yaşam hakları hiçe sayılarak çalıştırıldı ve çalıştırılmaya devam ediyor. İşçi ve emekçilere Kod 29 ile işten atılma, ücretsiz izne çıkarılarak 1420 ile yaşamayı reva gören, yaptığı düzenlemelerle esnek çalışmayı yaygınlaştıran, kısa çalışma ödeneği adı altında işsizlik fonunu patronlara peşkeş çeken iktidar, sermayeye ise teşvik üstüne teşvik verdi. Hyundai’de bu teşviklerden ziyadesiyle faydalanan şirketlerden biri oldu. Salgının başlarında sadece 3 haftalık bir duruş yaşanan Hyundai’de, pandemi süresince işçiler çarklar dönsün denilerek çalıştırıldı, hala da çalıştırılıyor" dedi. Hyundai'de koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren Akay Tüysüz'ü hatırlatan Erkan, "Hatırlanacaktır, 2020 Nisan ayında boyahanede çalışan Akay Tüysüz isimli, 3 çocuk babası bir işçi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Salgına rağmen üretimin tam gaz devam ettiği, üstelik bu süreçte 5 yeni modelin devreye alındığı Hyundai’de işçilere sefalet ücreti reva görülürken, şirket yine ihracatta 5.sırada yerini aldı. Karına kar kattığı yetmedi kısa çalışma ödeneğinden yararlanarak gerçek sahibi işçiler olan işsizlik fonunu yağmalamaktan da geri durmadı. 2020 Ağustos ayında yeni i20 modelinin seri üretime başlaması törenine katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank hükümetin şirkete verdiği desteklerle övündü! Bunca kar edip, üstüne devlet desteği, teşvikler alıp hala işçisine sefalet ücreti dayatan Hyundai, amacı daha fazla kar etmek olan sermayenin aç gözlülüğünün en yalın örneğidir. Neredeyse tüm fabrikalarda benzer süreçler yaşanmış patronlar karını artırırken, ekonomik kriz salgınla derinleşmiş, iğneden ipliğe her şeye zam üstüne zam gelmiş, kurdaki artış nedeniyle Türk Lirası değer kaybetmiş ve emekçilerin alım gücü düşerken, yoksulluk derinleşmiştir. Buna dur demek için de tıpkı Hyundai işçilerinin yaptığı gibi emekçilerin birliğine ve birlikte mücadelesine ihtiyaç vardır" şeklinde konuştu.
"HYUNDAİ İŞÇİLERİ İLE OMUZ OMUZA OLACAĞIZ"
Partilerinin Hyundai işçileri ile omuz omuza olacağını söyleyen Erkan, Kocaeli halkına da şu sözlerle çağrı yaptı: "Partimiz ekmeğini büyütme, çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirme mücadelesinde Hyundai başta olmak üzere tüm işçi ve emekçilerle yan yana ve omuz omuza olacaktır. Hyundai işvereninin enflasyon sopasını kullanarak düşük zam dayatması yarın metal sözleşmelerinde de işçilerin karşısına çıkacaktır. İnsanca yaşayacak bir ücret ve çalışma koşulları talebi tüm işçilerin talebidir. O nedenledir ki, tüm Kocaelili işçiler ve Kocaeli halkı haklı mücadelesinde Hyundai işçilerinin yanında olmalı, olası işten atma yada ücretsiz izne çıkarma saldırılarına karşı da işçilerin mücadelesini sahiplenmelidir. Partimiz bu mücadelenin birleştirilmesi için dün olduğu gibi bugün de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir."
