Tarih: 09.01.2019 10:17

Hikâyelerimde çocukluğumun izleri var

Facebook Twitter Linked-in

Araştırmacı yazar Arzu Kadumi bir süredir çocuklar için hikayeler kaleme alıyor. Şule Yayınları arasından çıkan “Penceremde Bir Ateş Böceği” ile ESKADER tarafından Çocuk Edebiyatı dalında ödüle layık görülen yazar ile çocuk edebiyatını ve yazma serüvenini konuştuk.

“Çal Bahtiyar”ın ardından iki tane daha öykü kitabınız çıktı. Siz yazma serüveninizi nasıl görüyorsunuz? Bu konudaki temel motivasyonunuz nedir?

Hocam A. Ali Ural’la tanışmamla başladı benim serüvenim. Yazmaya çok geç başladım, önümde kat edeceğim uzun bir yol vardı ve maalesef ki genç değildim. Yetişmek için daha çok çabalamam, daha çok okumam, yazmam gerekiyordu. Yazarken beni motive eden tek şey bu işi severek yapıyor olmam.

O GÜNLER TÜKENMEZ BİR GIDA

Öykülerinizi yazarken hangi konulardan besleniyorsunuz?

Eğer şu an hikâyeler yazıyorsam üzerimde hakkı olan o kadar çok şey var ki; dünyaya geldiğim ailem, evlatlarım, dostlarım, çocukluğumun geçtiği sokak, beni seven bana kızan, kuralları öğreten içinde yaşadığım toplum, ilk öğretmenim, dalından inmediğim erik ağacı, çocukluğum, yolunu gözlediklerim…yüzlercesini sayabilirim. Üzerimde hakkı olanlar aynı zamanda beni her manada besleyenlerdir doğal olarak. Başka bir iş yapsaydım da aynı şeyi söylerdim.

Çocukluğunuzun ayrı bir yeri var sanırım...

Şahane bir çocukluk geçirmiş biri olarak en tepeyi, saltanat koltuğunu ona layık görüyorum. Çocukluk öyle bir gıda ki yazar için bitip tükenmez, artar eksilmez, yazdıkça hatırlanır, deştikçe en kuytulardan çıkar gelir. Böyle bir kaynağı kim görmezden gelebilir? Bütün hikâyelerimde çocukluğumdan izler vardır, bunu bir tek ben bilirim çünkü bu dünyayı çocuk gözüyle gördüm ilkin. Dünyayla ilgili ilk izlenimlerim çocukken edindiklerimdi. Sonrasıysa hep bu ilk bilginin üstüne inşa olanlardı. Bu yüzden anlattığım her şey oraya, o ilk bilgiye yaslanıyor hatta kaynağını oradan alıyor.

EMEK AYNI HUZUR FARKLI

Çocuk edebiyatı dalında ödül aldınız. Sizce çocuk edebiyatı ve yetişkin edebiyatı arasında nasıl bir bağ var? Siz hangisine daha yakın hissediyorsunuz?

Çocuk okuru yakalamak, kitaba çekebilmek adına ilk satırlarda yazara büyük görev düşüyor, yetişkin edebiyatı için gösterilen hassasiyetin daha fazlasını göstermek gerekiyor. Hem güzel bir dil hem sürükleyici bir anlatı olsun diyor bir de üzerine kolay anlaşılırlık istiyorsanız, bu iş o kadar basit değil. Yetişkinlere ve çocuklara öyküler yazan biri olarak benim için bu ayırımın hiçbir önemi yok, emek aynı. Hatta şunu söyleyebilirim çocuklara yazdığım zaman iyi bir iş yapmanın getirdiği huzuru daha güçlü hissediyorum, kendim için bir şey yapmış oluyorum. Keşke yetişkinlere yazan iyi edebiyatçılar çocuklar için de yazsa.

KAYNAK: YENİ ŞAFAK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —