Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri dün akşam Gebze Yeniçarşı’nın girişinde, toplanarak buradan sloganlar eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Siyasi partilerden CHP, HDP, ÖDP ve EMEP; işçi sendikalarından Petrol-İş ve Birleşik Metal-İş, memur sendikalarından Eğitim-Sen ve Eğitim-İş ile DİSK Emekli-Sen ve Tüm Emekliler Sendikası, sivil toplum örgütlerinden MMO Gebze, ÇYDD Gebze, Gebze Kent Politikaları Üretim ve Geliştirme Derneği, Gebze Birleşik Haziran Hareketi, Toplumsal Dayanışma Ağı Derneği’nin başkan, yönetici ve üyeleri, eski başkan ve yöneticileri de yürüyüşte yer aldı.
DARBE REJİMİ KURMUŞTUR
Cumhuriyet Meydanı’na gelen grup adına basın açıklaması CHP Gebze İlçe Başkanı Avukat Recep Dursun tarafından okundu. CHP’li Dursun yaptığı açıklamada, “Yüreği barıştan yana ve adalet için çarpan tüm katılımcı dostları ve basın emekçilerini saygı ile selamlıyoruz.
15 Temmuz darbe girişimini, ‘Allah’ın lütfu’ olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP Hükümeti, OHAL ilanı ve KHK uygulamaları ile tam bir darbe rejimi kurmuştur. Hukukun üstünlüğü, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve parlamenter sistem askıya alınmış, insan hakları ihlalleri had safhaya çıkmıştır. İnsani ve hak temelinde gösteri ve mitingler yasaklanıp haksız gözaltı, tutuklamalar ve hak gaspları OHAL düzeniyle kalıcı hale getirilmiştir.
GREV HAKKI YASAKLANMIŞTIR
Kişi hak ve özgürlükleri kullanılamaz duruma getirilerek ülkemizde faşizm inşa edilmektedir.
Muhalif gördükleri 10 binlerce kamu çalışanı savunması alınmadan, yargı kararı olmaksızın KHK’larla açığa alma ve işten atma suretiyle kamudan tasfiye edilmiştir. Yargı yolu kapatılarak, sosyal güvenlik kaydına şerh düşürülmek suretiyle iş bulma olanakları ellerinden alınmış, ailesi ile birlikte yokluğa ve açlığa mahkûm edilmiştir. Keza işini isteyen, açlık grevi eyleminde bulunan akademisyenler dahi tutuklanmıştır. Uluslararası sözleşme, anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış toplu sözleşmelere müdahale edilmiş, Bakanlar Kurulu kararları ile de grev hakkı yasaklanmıştır.
GERÇEKLERİN ÜZERİ ÖRTÜLMÜŞTÜR
Yüksek Seçim Kurulu’nun 16 Nisan Anayasa referandumunda açıkça seçim yasaklarına aykırı bir şekilde mühürsüz oyları geçerli sayan ucube kararı ile demokrasiye ve milletin iradesine darbe yapılmıştır. Meşru olmayan anayasa değişikliği sonucu tek adam rejiminin kurulmasının önü açılmış, Cumhurbaşkanı’nın AKP üyeliği ve genel başkanlığına seçilmesi ile artık parti devleti tescil edilmiştir. TBMM’nin yasama faaliyetlerinde olduğu gibi darbeleri araştırma komisyonunda da muhalefetin itiraz ve tepkileri görmezden gelinmiş, gerçeklerin üzeri örtülmüştür. Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması ile muhalefet parti genel başkanları ve milletvekilleri tutuklanmış ve bir kısım milletvekili de tutuklama tehdidi ile korkutup sindirilmeye çalışılmaktadır.
BU UYGULAMALAR VE HAKSIZ TUTUKLAMALAR
Gücü elinden bırakmak istemeyen iktidar, ‘Dikensiz gül bahçesi yaratmak’ için her yolu kendisine mubah görmektedir. Tarafsız ve bağımsız olması gereken yargı tek adama teslim edilmiş, muhalifleri sindirme ve tasfiye silahına dönüştürülmüştür. Bunun son örneği Suriye’deki savaşta kanlı terör örgütlerine silah gönderildiğinin ortaya çıkmasının ardından Hükümet, “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misali gerçeği halka ulaştıran gazeteciler ile herkes hedefe konulmuştur. İşte bu kapsamda dokunulmazlığı kaldırılan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu da 25 yıl hapis cezası verilerek tutuklanmıştır. Bu uygulamalar ve haksız tutuklamalar ülkede muhalefetin siyaset yapma hakkının; özgür basının, düşünce ve ifade özgürlüğünün rafa kaldırıldığını göstermektedir.
ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR
Memleketimizde artık kimse güvende değildir. Oysa demokrasi barışın, özgürlüğün, kardeşliğin, özgürlüğün ve eşitliğin teminatıdır. Demokrasinin temeli de adalettir. Mahkeme salonlarında, ‘Adalet mülkün temelidir’ yazar. Adalet yoksa devlet çöker, barış ve kardeşlik kalmaz, Onun için adalet aldığımız nefes, içtiğimiz su ve ekmek kadar zorunludur. Adaletin yok edilmesi ile adım adım inşa edilen gerici, faşist politik rejimle ülke; işçi sınıfı, emekçiler, aydınlar, bilim insanları açısından yaşanmaz hale getirilmiştir. İşte bu koşullar altında CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü’nü önemsiyor ve destekliyoruz.
HERKES İÇİN ADALET
Tutuklu tüm milletvekilleri ve hukuksuz bir biçimde tutulan tüm gazeteciler, emek ve meslek örgütü temsilcileri derhal serbest bırakılmalıdır. Gebze’de de renk, din, dil, inanç, düşüncesi, yaşam biçimi ve tercihleri ne olursa olsun, ‘Herkes için adalet’ diye sokağa çıkan bizler, ülkemizde farkındalıklarımızla barış içinde eşit, özgür ve adaletli bir yaşam kuruluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Adaletsizliğe ve baskılara karşı işçi sınıfını, emekçi tüm halkımızı, kadınları, gençleri ve laiklikten yana tüm güçleri bu faşist rejimin inşasına karşı bir araya gelmeye, demokratik tepkilerini göstermeye ve ortak mücadeleyi büyütmeye çalışıyoruz.” dedi.