Darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL kapsamında yayınlanan ilk kararname ile FETÖ ile ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle 35 sağlık kuruluşu kapatıldı.
Kapatılan kurumlardan biri de İstanbul Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi oldu. Bebek sahibi olmak isteyen 35 yaşındaki Ayşen Öztürk, tedavi gördüğü kurumun kapatıldığını internetten öğrendi. İlaçlarını kullanan ve birkaç gün içinde embriyo nakli olmayı bekleyen Öztürk, hastaneden kimseye ulaşamadı.
Öztürk, görüştüğü doktorundan "Embriyoların büyük olasılıkla Süleymaniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne aktarılacak" cevabını aldı.
Pazartesi günü Süleymaniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni arayan Öztürk, hastaneden kendilerine böyle bir bilgi gelmediğini öğrendi.
"TEDAVİ İÇİN BAŞKA HASTANE BULDUM"
Hastanedeki güvenlik görevlisinden embriyoların Koç Üniversitesi Hastanesi'ne gönderildiğini öğrenen Öztürk, "Hastaneyi aradım, doğruladılar. Ancak tedavim için başka bir hastane ve doktor buldum. Eğer onların hastanesinde tedaviye devam edeceksem prosedür gereği bir yazı ile embriyoların bulunduğu hastaneye gidip özel bir termos ile onlara getirebileceğimi söylediler. Ben de Koç Üniversitesi Hastanesi'ne gideceğim" diye konuştu.
"ÇOK ÜZÜLDÜM"
1 yıl önce tüp bebek tedavisi görmeye başlayan Öztürk, "Bayramdan sonra doktorumla yeni denemeyi yapabileceğimizi konuştuk. Sonra bunlar yaşandı. 3 gündür kendime gelemiyorum, kaygılandım ve üzüldüm. Embriyolar nakledilirken bir sorun yaşanıp yaşanmayacağını, kayıp olup olmayacağını düşündüm. Benim gibi pek çok kişi var. Hastane kapatıldıktan sonra hiçbir bilgilendirme de olmadı, bizi arayıp kimse bilgi vermedi" dedi.
Beyoğlu Kamu Hastaneleri Birliği'nden yapılan açıklamada, hastaların dijital dosya bilgilerinin Beyoğlu İlçe Sağlık Müdürlüğü'nden temin edilebileceği ve hastalara gerekli yönlendirmenin buradan yapılacağı ifade edildi.
"40 BİN HASTANIN DOSYASI ALINDI"
Kapatılan hastanenin kurucusu ve yüzde 61.15 hisseyle büyük ortağı olan Ermeni Doktor Aret Kamar, Fethullah Gülen'le hiçbir alakası olmadığını belirtti. Kamar, hiçbir derneğe ya da vakfa para yatırmadıklarını söyledi ve "Bizi en çok üzen de hastaların mahrem dosyalarına el koymaları oldu. 40 bin hastanın dosyasına el konuldu, paketleyip gittiler" dedi.
