10643,58%3,14
32,20% -0,22
34,90% -0,22
2504,01% 1,55
3989,88% 1,04
Cemil Barlas ve arkadaşları eleştiri sınırlarını iftira boyutuna ulaştırdılar.
Ahmet Davutoğlu’na Abdullah Gül’ün kuklası,Abdullah Gül’e de “İngiliz Gülü” suçlamasını yapan ekip suçlamaların devam edeceği mesajını da verdi.Barlas sosyal medyadaki hesabından, uluslararası gazeteci olarak tanıttığı Fazıl Duygun’un Davutoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Gül’e yönelik ağır itham ve iddiaların yöneltildiği bir yazıyıda paylaştı.
Fazıl Duygun’un yazısında Suriye’de PKK/YPG’nin güçlenmesi ve ABD tarafından neredeyse devletçik kurma safhasına gelmesindeki en büyük rolü Davutoğlu’nun oynadığı iddia edilen sözde analizde eski Cumhurbaşkanı Gül için de “İngiliz Gülü” ifadelerini kullanması dikkat çekti.
Barlas’ın sözünü ettiği yazının ilgili kısmı şöyle:
Sayın Mustafi Başbakan.
Suriye ve devamında bugün PKK/YPG’nin güçlenmesi ve ABD tarafından neredeyse devletçik kurma safhasına gelmesindeki en büyük rol sizindir, Sayın Müstafi Başbakan.
Bu politikayı size, bugün sizi bir kukla gibi yöneten İngiliz Gül’ü Gülizabeth’in üfürmeleriyle benimsediniz ve Sayın Başbakanın itimadını kullanarak, dış politikada, Türkiye’yi büyük bir bataklığın içine soktunuz maalesef. Mesele, mültecilere sahip çıkılması değil, stratejik basiretsizlik neticesi, Suriye savaşının bugünlere kadar uzayacağını ve bugünlerin yaşanacağını hesap edememektir.
Başrolünü sizin oynadığınız bu stratejide, Suriye’yi hiç tanımadığınız gibi, sizi gaz veren Batılı dostlarınızın tuzağını da hiç görememişsiniz.
4 Mayıs’ta, Ak Parti genel başkanlığından istifa kararı alıp, Başbakanlıktan ayrılan Ahmed Davutoğlu için böyle bir yazıyı kaleme almayacaktım, ancak, özellikle İslamcı kalemşörlerin sersemlemeleri ve işi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a isyan ve öfkeye kadar vardırmaları beni yazıyı yazmaya itti.
Sayın Mustafi Başbakan, Ağustos 2014 tarihinde, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkoyuyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı olarak seçildiği ve makamını devrettiği tarihte, siz, kendisi tarafından seçilen biri olarak, kendisine Üstad Necip Fazıl’ın “Ustada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın mısralarının da bulunduğu, Utansın” isimli şiirini bir tabloya nakşettirerek, hediye ettiniz.
Sayın Mustafi Başbakan, siz, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan olarak tayin edildiğinizde, ona, başkanlık sistemine geçiş için var gücünüzle çalışacağınız sözünü verdiniz. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimler esansında, halk oyula seçilen bir Cumhurbaşkanı olarak, yetkilerini tam bir şekilde kullanacağını ve yeni anayasanın bir ân önce çıkartılması gerektiğini defalarca ifade etti. Ancak başbakan olarak görev yaptığınız 20 aylık süreçte, bu konuda hiç bir ilerleme kaydedilmediği gibi, sık sık, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yetki tartışmasına girdiniz ve eski sistemdeki gibi, sembolik bir Cumhurbaşkanı, güçlü bir başbakan gibi bir pozisyon istediniz.
Bu 20 aylık süreçte, birçok defa Cumhurbaşkanı Erdoğan’la karşı karşıya geldiniz, onun sözlerini tekzibe kalktınız. Bir seçim mağlubiyetinin yaşanmasına sebep oldunuz, milletin sizden beklediği siyasî dönüşüm reformlarıyla ilgili olarak hep ayak direttiniz. Sizin bize yaşattığınız bu sıkıntıları aşağıda tek tek izah edeceğim. Hem dışişleri bakanı olarak ve hem de 20 aylık başbakanlığınızda, Türkiye’ye yaşattığınız ve bugün halâ devam etmekte olan sıkıntıları teker teker yazıp, anlatacağım. Ama önce, istifa etmenize sebep olan anonim ama meşhur şu Pelikan bildirisinde, size yönelik önemli bir ithamla işe başlamak istiyorum.
Dış Politikadaki basiretsizliğiniz ve açmazlarınız
O bildiride, siz, Türkiye’yi Suriye bataklığına sokmakla itham ediliyordunuz. Bildiride aynen şöyle deniyordu: “Her şeyi o bilirdi. Ama teorik olarak.