Davutoğlu: Uçağın Vurulması Emrini Bizzat Ben Verdim

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti grup toplantısında sınır ihlali yapan Rus savaş uçağının Türk jetleri tarafından düşürülmesiyle ilgili çarpıcı bir açıklamada bulundu. "Tüm uyarılarımıza rağmen dikkate almayan uçak hava kuvvetlerimiz tarafından düşürülmüştür" diyen Davutoğlu, "Yaptığımız toplantılarda ne yapacağımızı bizzat TSK'ya benim tarafımdan verilmiştir" şeklinde konuştu.

Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları;

"Bizim iktidarımızda kimse kendisini ötelenmiş hissetmeyecek. Şeffaf ve berrak bir yönetimle insanlığa hizmet edeceğiz. Her zeminde uzlaşma ve diyalog yolunu açacağız, Bizim gibi düşünmeyenlerle uzlaşmaya çalışacağız, bir tek vatandaşımızın kalbinin kırılmasının önüne geçeceğiz. Bu dava birliğin ve bütünlüğün davasıdır. Bütün coğrafyanın gözleri üzerimizdedir. Bütün insanlığın meselelerini mesele ediniyoruz. Hiçbir insanın hakkı yenmesin, hiçbir insanın hayat hakkı elinden alınmasın, hiçbir ülkenin sınırları ihlal edilmesin istiyoruz. Bu evrensel markanın, siyaset felsefesinin kendi sadece vatandaşlarımız için değil bütün insanlık için ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz.

"BİZ HİZMET İÇİN YOLA ÇIKTIK"

Bütün dünya onalara yapılan zulümlere sessiz kalsa da, bu ülke, bu Meclis hakkaniyetin, insanoğlunun yanında olacaktır. Biz bağrımızı, gönlümüzü açacak, onları bağrımıza basacağız. 1 Kasım seçimlerinin arkasından milletimizin de takdir ettiği bu vicdan siyasetinin rolü olmuştur. Allah birliğimizi ve beraberliğimizi muhafaza etsin. Birliğimizi bozmaya çalışanlar hep oldu ama hep hayal kırıklığına uğradılar. 5. parti oluşacak havası oluşacak diyenler, şimdi kendi kongreleriyle hesaplaşıyorlar. Biz bu kadar kısa sürede hükümet programını yazarken, onlar birbirlerine nasıl çelme takarız hesabı içindeyiz. Biz hizmet için yola çıktık. Büyük hedeflerle yürüyoruz. Bizim aramızda küçük hesaplar yapanlar olmaz. Biz bu emanete sahip çıkma kararlılığını terk etmeyeceğiz. Allah bizi, sizleri, milletimize mahçup etmesin.

"ANGAJMAN KURALLARIMIZ AÇIKLANMIŞTIR"

Dün sabah saatlerinde Türk hava sahasını ihlal eden, bir uçak düşürüldü. 2 uçak 5 dakikada 10 defa uyarılmıştır. Uluslararası angajman koşullarıyla müdahale gerçekleştirilmiştir. Bölgede devriye görevi yapan F16 uçaklarımız tarafından Türk hava sahası içinde müdahale edilmiştir. Rus makamlarınca yapılan açıklamayla Rusya uçağı olduğu anlaşılmıştır. Bu uçak Türk hava sahası ihlali esnasında düşmüştür. Angajman kurallarımız ilgili tüm taraflara açık bir şekilde açıklanmıştır. Angajman kurallarımız en üst düzey dahilinde bütün açıklığıyla izah edilmiş, bütün uyarılarda bulunulmuştur. Rus tarafına askeri hava araçlarını vurma konusunda ifade edilmiştir.

"TALİMATLAR TARAFIMCA VERİLDİ"

Bayırbucak tarafına saldırılar yoğunlaşması üzerine, bu husus bir kez daha vurgulanmış, her türlü tedbirin alınacağı belirtilmiş, silahlı kuvvetler talimatlar tarafımca verilmiştir. Türk kara ve hava sahasının ihlali suretinde kararlılığımızı bir kez daha açıkça ifade ettik. Angajman kurallarımız tüm dünya tarafından bilinmektedir. Rusya tarafından da bilinmesine rağmen uyarılarımız dikkate alınmamıştır. Bu uçak tehdit olarak algılanmış, angajman kuralları uygulanmıştır. Bu ihlaller gerçekleşiyorsa, tüm tedbiri almak hakkımız, milletimize karşı görevimizdir.

"DİPLOMATİK TEDBİRLERİ ALIYORUZ"

Olay sonrasında gerekli bütün diplomatik tedbirleri alıyoruz. Gerekli yerlere duyurmuş durumdayız. Dışişleri Bakanlığımızca bilgi verilmiştir. NATO Konseyi bu akşam olağanüstü toplanacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız ve ben birçok liderle görüşerek durum anlatılmıştır.

"TÜRKİYE BÖLGEDE HER TÜRLÜ GERİLİME KARŞIDIR"

Bu olayla detaylı bilgileri aktardık. Sınırlarımızı koruma konusunun tabii hakkımız olduğunu teyit ettiler. Türkiye ile dayanışmayı ifade eden tüm müttefik ülkelere teşekkür ediyorum. Bizim Rusya ile ekonomik, siyasi, ticari bağlarımız son derece güçlüdür. Bu tür olaylara fırsat verilmemesi konusu tüm görüşmelerde ortaya konulmuştur. Rusya ile bir gerilim yaşamak derdimiz yoktur olamaz da. Rusya bizim komşumuz ve dostumuzdur. Karşılıklı iletişime büyük önem veriyoruz. Her dost ülkeyle iletişimimiz uluslararası hukuku da korumak zorundayız. Bu gerilimin düzeyini artırmamak tüm tarafların göstermesi gereken husustur. Vatandaşlarımızın hayatını sözkonusu olduğunda her türlü tedbiri alacağımızı herkes bilmelidir. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Türkiye bölgede her türlü gerileme karşıdır. Rusya'nın hedef alınması sözkonusu değildir. Ancak bu ülkenin toprağının güvence içine alınmasında her türlü tedbiri almaktan da geri durmayacağız.

"BAYIRBUCAĞIN MASUM İNSANLARINA..."

Bu insanlar zulmedenlere artık dur diyelim. Bize derin bağlı olan Bayırbucak bölgesinde, genelde Suriye'nin tamamında son derece saldırı söz konusudur. Bunlar Suriye rejiminin kendi halkına ne kadar zalimce saldırdığının kanıtıdır. Biz bütün bu yabancı savaşçılara Suriye topraklarında karşıyız ve bunların çıkmasını istiyoruz. Bu saldırılara Rus uçaklarının katıldığı da sözkonusudur. Kimse DEAŞ'a saldırıyoruz diyerek Bayırbucağın masum insanlarına saldırılmasına göz yumamaz. Bu saldırıların derhal durdurulması gerekmektedir. DEAŞ'a operasyon yapılıyor görüntüsü altında, burada Türkmenlere yönelik katliama yol açılmamalıdır. Buna derhal son verilmelidir. Bayırbucak bölgesindeki kardeşlerimizin korunması için her türlü tedbiri alıyoruz.

"NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ"

Türkiye, Bayırbucak Türkmenleri olmak üzere, kapılarını açık tutmaya devam edecektir. Bizim duruşumuz bellidir. Suriye halkı barış içinde yaşamayı hak eden bir halktır. Suriye halkı bir bütün olarak Türkiye'nin dostu ve kardeşidir. Bu ateş çember içinde ne gerekiyorsa yapacağız. Atılacak adımlardan vazgeçmedik, vazgeçmeyiz.

"KENDİ MAHALLENİZDE TOP ÇEVİRMEYE DEVAM EDİN"

Bugün Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı gibi hükümetin Ortadoğu politikasını eleştirmek, hiçbir muhalefet partisine yakışmaz. 78 milyon TSK'nın hava sahamızı koruması yönünde memnun olmuştur. Muhalefet liderleri ya hep beraber birlikte olalım, ya da gidin gölge etmeyin kendi kurultayınızla uğraşın. Ya tebrik edip onların yanında olun, ya da kendi mahallenizde top çevirmeye devam edin.

"TERÖRLE MÜCADELE DEVAM EDECEKTİR"

Terörle mücadele kararlılığımız aynı şekilde devam edecektir. Bu tutuma gölge düşümek isteyenler oldu. Onun için 1 Kasım'ın ertesinde hemen toplantı yaparak bu talimatı yeniledik. Başbakan olarak bütün güvenlik birliklerimize tüm dağlar temizlenene kadar, tüm ilçelerimizde, tüm sokaklar temizlenene kadar mücadeleye devam edeceksiniz. Biz bu kararı alırken çok düşündük. Terör belasına karşı en güçlü mücadeleyi göstermekte kararlıyız. Şehitler veriyoruz ama o şehitlerimizi anarken, bütün milletimizin huzuru ve güvenliği için sizin adınıza hepsini alınlarından öpüyorum. Terörün kökü kazınıncaya kadar mücadelemiz hız kesmeden devam edecektir.

"KİRLİ BİR OYUN OYNANIYOR"

Biz bölge hayatı nefes alsın derken, onlar hendek kazıp halkı tehdit etmeye devam ediyorlar. Onları yürüttükleri kirli savaşın içine çekmeye çalışıyorlar. 6-7 Ekim olaylarından sonra başladıkları hendek kazmayla bölgeyi felç etmeye çalışıyorlar. Hendek kazanları, o hendeklere gömeriz. HDP'liler tüm yapılanları görmezden gelip bizi suçluyorlar. Hendek kazanlara destek oluyorlar. HDP teröre karşı çıkamadı ve siyaseti savunamadı. Diyalogla halledilemeyecek hangi mesele var ki bu kirli oyun oynanıyor. Bu Meclis tablosu da ortaya çıkarmıştır ki, Kürtü de Türkü de temsil eden tek parti AK Parti'dir. Bu halk geleceğini siyasette arıyor. Bunlar oysa sırtımızı dağa verdik diyor. Bu ülkenin her köşesinde barışı, huzuru egemen kılacağız. HDP'nin de şapkasını önüne koyup düşünme vakti geldi de geçiyor. HDP siyasete doğrultulan silahın gölgesinde olduğu sürece muhatap olmayacaktır. 1 Kasım'da gereken cevabı aldılar ancak hala terör destekçisi tavırlarını sürdürüyorlar. Siyasetin tamamen devreden çıkması için çalıştıklarını millete gösterecekler.

"HİÇBİR VATANDAŞIMIZI EZDİRMEYECEĞİZ"

Yemin töreninde dahi o yalanları gördük. Türkiye'nin gündemini başka yere çevirmeye çalışıyorlar. O hendekler kapatılacak. Hendek kazanlar, devletimize diz çöktüremeyecekler. Akıl ve vicdan sahibi herkes emin olsun ki, hainler kaybedecekler. Hiçbir vatandaşımızı hiçkimseye ezdirmeyiz.

"ÖZELEŞTİRİYE ÇAĞIRIYORUM"

Fransa'da terör saldırıları gerçekleştirildiğinde fark anlaşıldır. Ankara saldırısı sonrası ilk dakikadan itibaren görüntüler medyada sansürsüz yer aldı. Fransa basını ise siyah bant üzerinde terör propagandası olacak tek görüntü yayınlamadı. Hiçbir parti sorumluluğu devlete yüklemediler. Biz bunu duyamadık. Deklarosyon yayınlamaktan bile kaçtılar. Birisi "katil devlet" dedi, birisi siyasi rol devşirmeye çalıştır. Ankara saldırısından sonra hükümete karşı halkı galyana getirecek saldırılar yapıldı. Fransa'da tüm gösteriler yasaklandı. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bir ilk yaşandı ve ülkede olağanüstü hal ilan edildi. 
Türkiye'de Ankara saldırısı sonrası Fransa'daki gibi olağanüstü hal olmadı. Ordu Ankara sokaklarında görülmedi. Buna rağmen "katil devlet" dediler. İşte iki olay karşısında iki muhalefetin aldığı tutum. Aynı bölgede bazı gösteriler, anmalar yapılmaya devam etti. Fransa'da ise ihtiyaç olmadıkça evlerinden çıkmaması istendi. Ulaşım durduruldu. Bazı bilgiler aktarılamayacağı duyuruldu. Biz de medyamızı bunun karşısında özeleştiriye çağırıyorum. Medyamızda bu sorumluluğu göremedik. Getirdiğimiz bazı kısıtlamalar da antidemokratik olarak yargılandı."