Kuşkan açıklamasında; “İlk ve orta öğretimde ortak kıyafet zorunluluğu, çocuklarımız arasında sınıf ayrımını ortadan kaldıran, eşitlik duygusunu pekiştiren ve sosyal kaynaşmayı sağlayan bir uygulamadır. Çocuklarımızın kişilik gelişimlerini bu yıllarda tamamladıkları, bu dönemde yaşayacakları psikolojik travmaların sonraki yıllarda telafisinin mümkün olmadığı pedagojik-psişik bir gerçekliktir. Her türlü davranış bozukluğunun ve suç eğiliminin temellerinin bu yıllarda atıldığı bilinmektedir. Hal böyle iken ve halkımızın yarıya yakını yoksulluk sınırı altında yaşıyorken; ‘’herkes çocuğunu canının istediği gibi giydirsin’’ demek en hafif ifade ile yoksullarla alay etmektir. Dar gelirli aileler sade ve ortak kıyafetleri satın alamamaktadır. Herhangi bir okul müdürüne ya da sınıf öğretmenine sorsalardı bu acı toplumsal gerçeği öğrenirlerdi. Bir grup varlıklı aile çocuğunun, her gün yeni bir marka giyerek okula ya da sınıfa gelişlerin yoksul aile çocuklarının nasıl karşılayacakları hiç dikkate alınmamıştır. Bu çocuklarla çaresiz ebeveynleri arasında yaşanacak tartışmaların, çocukları hem ailelerinden hem de okuldan soğutacağı gerçeği önemsenmemiştir. Hiçbir çocuk, psikolojik olarak ezildiği ortama girmek istemez. Unutmamak gerekir ki Milli Eğitimin asıl amacı bilgi vermek değil, kişilik yönünden sağlıklı ve gelişmiş nesiller yetiştirmektir.” Dedi.
